Mayıs’ın tüm haftasonlarını, ilkbaharın baş döndürücü tüm özellikleriyle, ışığını, kokularını, uzayan günlerini, güneşin batışındaki kırmızılığını emektar bisikletimin üzerinde hissederek geçirdim. İçimden ne bir sergiye gitmek, ne müze ziyareti yapmak, ne de kitapçılara uğramak geliyordu.