Son zamanlarda, büyümenin ardındaki etmenlerden biri olarak yaratıcılığın oynadığı role yapılan vurgu, sermaye ile sanatsal deneyim arasında tekinsiz bir yakınlık oluşmasına sebep oldu. Fakat, bu hikâyede eksik bir şey var: “yaratıcı olmayan” emeğin, tüm bu süreç açısından vazgeçilmezliğini koruyor olduğu gerçeği. Anlaşılan Kant bile bu gerçeğin farkındaydı.