Yapı ve Kredi Bankası apartman dairesi reklamları
Eğilme ya da çekme kuvvetlerini arttırmak için demir ya da çelikle donatılmış çimento katkılı yapı malzemesi betonarme, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurmuş, yapılı çevrenin inşasında başrolü oynamıştır. Betonarmenin dünya genelinde kabulü Modern Hareket’in zirvesini yasadığı iki dünya savaşı arasındaki döneme denk gelir. Altyapı inşası ve yapı endüstrisindeki gelişmeler betonarmenin birçok coğrafyada gelişimini harekete geçirmiştir. Yapılı çevrede geri dönüşü olmayan bir değişim yaratan betonarme kullanımının en radikal sonuçları özellikle Türkiye, Mısır, İran, Hindistan gibi ileri endüstrinin olmadığı coğrafyalarda görülmüştür. Türkiye’de betonarme kullanımı, 1950 on yılının ortalarına kadar, endüstriyel gelişimin tetiklediği bir uygulama alanında görülmez. Yüzyıl başında kamu ve özel sektörde ilk uygulamalarından sonra, betonarmenin, Erken Cumhuriyet döneminde geçmişe mesafe koyma istencini somutlaştıracak bir öncü rolüne aracılık etmesi beklenmiş, yeni kurulan Cumhuriyet’in kamusal yapılarında kullanılmıştır. Betonarme, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye coğrafyasında yaygınlaşmaya başlamış, yüzyılın ikinci yarısı boyunca diğer yapı malzemesi alternatiflerinin uygulama alanlarının büyük ölçüde daralmasıyla, yapı ve konut sektöründe egemen yapı teknolojisine dönüşmüştür. Bu araştırma, betonarmenin Türkiye’de yapı ve konut sektöründe bugün sahip olduğu egemen konumunu hangi süreçlerde kazandığını incelemeyi amaçlamaktadır.
Betonarmenin mimari alanda yaygın kullanımı, genel olarak “teknik üstünlüğü” ile açıklanır. Ancak, farklı coğrafyalardaki mimari kültürler içinde bir malzemenin kullanımı sadece yapısal özellikleri ile değil aynı zamanda mimari öğretiler; inşa pratikleri; politik, ekonomik, ideolojik ve kültürel stratejiler ile de ilişkilidir. Bu bağlamda, tez, betonarmenin teknik özelliklerinin yanında, onları da kapsayan söylemsel bir alan olduğu kuramsal varsayımını izler. Teknolojinin toplumsal inşasına ilişkin araştırmacıların da belirttiği gibi, teknoloji toplumsal olarak inşa edilir ya da kültürel olarak yerleşir/gömülür. Bu bağlamda tez, betonarmenin evrensel geçerliliği kabul görmüş bilimsel/teknik, ekonomik ve estetik alanlarının toplumsal oluşumlara/gelişmelere dayandığı temel savını izleyen bir incelemeler dizisi içermektedir. Betonarme, mimari ve siyasi alanda ve toplum genelinde kültürel oluşumlar içinde ortaya çıkan karmaşık ilişkiler ağında toplum içine gömülür, kurumsallaşır ve toplumsal hafızaya yerleşerek toplumsal ağ içinde yaygınlaşır. Tez, bu temel savı izleyerek, betonarmenin çarpıcı bir biçimde gündelik hayata giriş yaptığı yüzyıl ortasındaki on yıllara odaklanmakta; betonarmenin Türkiye’de ulusal modernizasyonun ekonomik ve politik gelişmeleri arasında nasıl yaygınlaştığı, merkezi yönetimin uygulamalarında ne tür anlamlar edindiği ve kültürel anlamların/değerlerin bir temsili olarak nasıl ve hangi süreçlerde inşa edildiği sorularına yanıt aramaktadır. Araştırmada betonarmenin mesleki yayın, günlük gazete ve popüler medyada temsilleri, yapılı ve yazılı dünya arasındaki ilişkiler içinde yorumlanarak ve yapı endüstrisi ve uygulama alanındaki gelişmelerle birlikte değerlendirilerek tarihsel kaynakların ışığında analiz edilmektedir.
Tezin araştırma sürecindeki bulgular, betonarmenin yayılımını tetikleyen olguların 1945-65 tarih aralığında ortaya çıktığını gösterir. Bu tarihler, betonarmenin Türkiye’de kurumsallaşmasında/süreklilik kazanmasında belirleyici olan bir dizi olay, yasal düzenleme ve uygulamayı kapsar. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, politik ve ekonomik değişim, toplumsal hareketlilik ve kentleşme sürecinde betonarmenin inşasında ve toplum genelinde yaygınlaşmasında dört önemli gelişme söz konusudur: Birincisi yönetimdeki değişimin yansımaları; Erken Cumhuriyet döneminin seküler otoritarizminin yerine geçen pragmatist, popülist bir ekonomi-politik yaklaşımı izleyen Demokrat Parti (DP) dönemindeki büyük ölçekli yatırımlar (altyapı ve yapı üretimine ilişkin siyasi söylemlerin şekillendirdiği üretim alanı); ikincisi mimari söylemlerde değişim (siyasi söylemlerin değişim sürecinde etkileşimli olarak şekillenen mimari söylemlerin uygulama alanını şekillendiren değerleri ve beğenileri); üçüncüsü 1950‟lerle başlayan mimari örgütlenme süreci (özellikle konut üretimindeki gelişim); ve dördüncüsü betonarme teknolojisinin halkın gündelik hayatına, popüler yazılı üretim alanına girmesi (mimari söylemlerin toplum genelinde yeniden üretimi). Bu dört alanı birbirine bağlayan toplumsal ağ içinde betonarmeye ilişkin ortak bir anlayış kültürü yerleşir.
Savaş sonrası dönem, modernliğin, modernleşmenin ve betonarmenin anlamlarının değişime uğradığı bir süreci resmeder. Betonarmenin ulus inşasının ideolojik bir aracı olarak Erken Cumhuriyet dönemi kültürel projesinde edindiği anlamlar, İkinci Dünya Savaşı sonrasında çözülmeye başlamıştır. Betonarme sosyal amaçlı toplumu şekillendirmeye yönelik projelerden tüketime dayalı bir modernleşme sürecine geçişte, dünya ekonomisinin yeni yapılanma sürecine eklemlenen Türkiye’de DP’nin pragmatist, popülist ekonomi politikasında kapitalist ideolojiyle bütünleşmiş ve gündelik hayatta iyi yaşam standardıyla (good life) ve yeni modern dünya imgesiyle sarmalanmış “refah”, “konfor”, “ideal yaşam” kavramlarıyla donanmıştır. Betonarme, Türkiye’de, devlet ve eğitim kurumlarında üretilen “bilimsel” söylemlerin, anonim kalabalığın “ortak” söylemlerine dönüşümüyle, gündelik hayatta artan anlatımlarıyla yaygınlaşmıştır.
Betonarme teknolojisinin gelişmesi ve yayılımında, teknolojinin yayılma kanalları arasında, mimari yazın, eğitim alanı, endüstri alanı, Bayındırlık Bakanlığı gibi devlet kurumları, yabancı yatırımlar ve tüm bu gelişmelerin popüler medyada yansımaları öne çıkmaktadır. Öncelikle, betonarmenin bir yenilik olarak benimsenmesi, bir iradenin, karar mekanizmasının ürünüdür. Yayılım sürecinde ise, toplum genelinde yayılan bir aktör ağı ve ortak söylemler etkili olur. Tezde, betonarmenin ülke ölçeğinde yayılım sürecini etkileyen, betonarme endüstrisi, şirketler ve mesleki alanı içine alan incelemeler yer almaktadır. Betonarme teknolojisinin yayılımı analiz edilirken, ulusal sınırları aşan zaman dilimi ve coğrafyalarda teknolojinin yayılım süreçleri incelenmektedir. Ticaret ve yabancı yatırımlar, betonarmenin Türkiye’ye gelmesinde ve söylemsel ve uygulama alanlarında yayılımında etkili olurlar. Bu süreçte, yabancı yatırımlar, mühendis ve mimarların uluslararası hareketi ve ticaret, uluslararası etkileşim ortamında betonarme teknolojisinin Türkiye’de gelişimini etkiler. Günlük gazete, mesleki ve popüler dergiler vb. yayınların ve yazarların/mimarların betonarmeye ilişkin bilgi artışını/dolaşımını oluşturan faaliyetleri betonarmenin yayılımında etkili olur.
İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki on yıllar, toplumun betonarme teknolojisiyle temas etmesini sağlayan; popüler kültür ile siyasi ve mimari alan arasındaki sınırların ufalandığı; modernliğin, modernleşmenin ve betonarmenin anlamlarının değişime uğradığı çok katmanlı ve karmaşık bir süreci resmeder. Araştırma, bu çok katmanlı süreci çözümlerken, betonarme üzerinden yapmış olduğu okumayla Türkiye modernleşmesinin bir eleştirisini sunmayı amaçlamaktadır. Moderni temsil eden ve Türkiye’nin yirminci yüzyıl modernleşme deneyiminde coğrafyanın tek ve biricik modern yapı teknolojisine dönüşen betonarme, toplumsal dönüşümlerin mimarlıkla ilişkisini ve içinde yaşadığımız yapılı çevrenin gelişimini anlamada bir araç olarak ele alınmaktadır. Araştırmanın, Türkiye modernleşme sürecinden bir kesit vermesi amaçlanmakta, genel olarak modernizasyon süreçlerinin materyal kültür içinden okumalarına bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.[1]
Yazar: İlke Tekin
Danışman: Doç. Dr. İpek Akpınar ; Prof. Dr. Bülent Tanju
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı
Türü: Doktora
Yılı: 2013