Sinema, romantik poetikanın tipik bir ürünüdür. İmajlar eklemlenerek, kendi hallerine bırakıldıklarında söyleyemeyecekleri, ya da söylemekte isteksiz olacakları şeyler söylerler. Bu sırada, sözün sahibine, söylediği söze ilişkin olarak aldığı konum hakkında sansürsüzce düşünme fırsatı sunulur. Steyerl’in filmleri bu tarz bir poetikanın tipik örneklerindendir.