Yazı ve form çoğunlukla birbirinden ayrı alanların temsilleri olarak karşımıza çıkar: Edebiyat alanındaki yazınsal temsil ve plastik sanatlardaki biçimsel temsil tarih boyunca az sayıda örnekte bir araya gelir.
Debtfair, 2013 yılının Mayıs ayında Occupy Museums’un başlattığı bir girişim. Banka veya kredi kurumlarına borçlu olan sanatçıları buluşturmayı ve bu kurumlar üzerinde baskı oluşturulmasını hedefliyor.
Eskiden esere, ölümsüzlük bahşetme görevi verilirdi; şimdiyse eser öldürme hakkını, yazarının katili olma hakkını elde etmiştir.
Abu Dhabi’deki şubesinin inşaatında çalışan işçilerin bulunduğu insanlık dışı koşullar sebebiyle yoğun protestoların hedefi olan Guggenheim’ın, Helsinki’de açılacak şubesi için gerçekleştirilen tasarım yarışmasına “rakip” çıktı.
Toplumsal şiddet, tanımı gereği, toplumsaldır. Bu da, mimarlık dışında daha pek çok uygulama yolu olduğu anlamına gelir. Ne var ki, “cüssesi” itibariyle mimarlık bu şiddetin sistematikleşmesini ve görünürlük kazanmasını sağlar.
Savaş fotoğrafçısı Tim Hetherington Libya’da öldürülmeden evvel, “geri besleme döngüsü”nden bahsetmişti: Çatışma gerçeği ile bu gerçeğin popüler kültürdeki tasviri arasında kendini sürekli yenileyen bir bağ.
Kapitalizmin can suyunu sağlayan reklam endüstrisinin başı belada. Son zamanlarda dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, reklam endüstrisi giderek gazete, billboard vb. maddi ortamlar kadar sanal ortamları da kullanmaya başladı.
Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberle ilgili skop’taki yazınızı gördüğüm için yazıyorum. Ben rapor için Şükrü ve diğer arkadaşlarla çalıştım ve gazete yazısı mevcut durumu hayli saptırarak ortaya koyduğu için, size de yazmak istedim.
Modernlik sonrası dönemde, bir topluma, ya da toplumsal bir kesime, sınıfa ait olma kavrayışı giderek aşınmaya başlar. Modern toplumbilimlerin icadı olan “toplumsallık” kavramı entelektüel jargondan aforoz edilir. Yerini etnisiteye, mezheplere, tarikatlara ve diğer kültürel köklere dayalı cemaatlere bırakır.
Geçtiğimiz günlerde, Kültür Bakanlığı’nın, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sosyoloji Bölümü’ne Türkiye’deki etnik farklılıklar üzerine bir araştırma sipariş ettiği ortaya çıktı. Böyle bir araştırmanın sonuçlarının hükümetin siyasal stratejilerinin tasarlanmasında kullanılacağı muhakkak.
Sanat, medya çalışmaları ve beşeri bilimler alanlarında açık bir veritabanı işlevi gören Monoskop 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Avrupa ve Amerika’da yayınlanan çeşitli avangard ve modernist dergileri dijital ortamda paylaşıma açtı.
Sürrealizm, sözümona ilkel topluluklarda ve ezoterik gelenekte hâlâ izlerine rastlanabilen aura’yı –sanatın büyülü aura’sını– yeniden tesis etmeye yönelik inatçı bir çabadır.
Müzelerin özelleşmesi, müzelerin mülkiyetiyle ilgili bir konu olmaktan çok, müzenin modern anlamının tükenmesiyle ilgilidir. Müzede 18. ve 19. yüzyıllardan beri süregelen bilgi ve iktidar rejiminin sona ermesiyle ilgilidir.
Eleştiri, iradi başkaldırının, bile bile inatçılığın sanatı. Eleştiri, bir kelimeyle hakikat politikası diyeceğimiz bağlamda, öznenin hükmedilmekten kurtuluşunu temin edecek...
Bu çalışmada, avangardın tarihsel geçmişi göz önünde bulundurularak, 1950'lerden günümüze sanatta avangard olgusu ele alınmıştır. 1950 sonrası sanatında avangard olgusunu etkileyen faktörler ve avangardın geçirdiği dönüşüm ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
1990’da Köln’de kurulan Texte zur Kunst 2000 yılından beri Berlin’de yayınlanıyor. Almanca ve İngilizce yayınlanan dergide çağdaş sanat ve kültür üzerine makalelerin yanı sıra eleştiri yazılarına, tartışma ve söyleşilere de yer veriliyor.
Zamanımız kapitalizminin bir adı da “iletişimsel kapitalizm”. Hayatın anlamlandırılmasında artık kelimeler ve imajlar da, metalar kadar kudretli. Kavramlar ve imajlar üzerinde semantik bir savaş sürüyor.
Gelin de Marquez'in ünlü Nobel Söylevi'ndeki sözlerini hatırlamayın: "Sizin, bizim sanatımızda fantezi zannettiğiniz şey, bizim gerçeğimizdir. Tıpkı sizin üç yüz yıl önceki gerçeğinizin şimdi size düşü anımsatması gibi."
1989 yılında Francis Fukuyama, tarihin sonunu ilan ettiği meşhur makalesini yayınladı: Serbest piyasaya dayalı liberal demokrasi, dünya çapında komünizm karşısında zafer kazanmış, tarih sonuna varmıştı ona göre.
Kuşkusuz, Tiraje’nin desenleri güncel kaynaklarla yüklü: Çalkantı, sokakların kargaşası, yaşama kaygısı... Bununla birlikte, bize öyle geliyor ki, bu desenler Nil, Fırat ve Dicle uygarlıklarına da ait olabilir.
...ben gözümü kapayınca neyi yapacağımı bilerek çiziyorum; gözümü açtığımda neyi bulacağımı biliyorum. Bir yerde yazıyı ve imlayı bilip, gözü kapalı, yanlış yapmadan yazmak gibi!
Son yıllarını bir bakımevinde geçirmekte olan Tiraje Dikmen, geçtiğimiz gün vefat etti.
Gerçeküstü edebiyatımıza fazla girmemiş. Hayatımızda edebiyatımızdakinden daha çok yeri var gerçeküstü'nün.
Modern sanat, piyasa ekonomisine doğmuştu ve 20. yüzyıl başında artık bir meta olduğunu inkâr etmesi mümkün değildi. Bazı sanatçılar, bu durumdan soyutla kaçmaya çalıştılar. Diğerleri ise hazır-nesneyle, yani bir sanat eseri olmaya atadıkları gündelik bir ürünle, bu durumun altını çizmeye çalıştılar.