Geçtiğimiz aylarda New York sanat camiası sıradışı bir davaya tanıklık etti: Koleksiyoncu Jonathan Sobel, fotoğraf sanatçısı William Eggleston’ı ve kurucusu olduğu vakfı, bazı ikonlaşmış ve sınırlı sayıda basılmış orijinal fotoğrafları dijital yöntemlerle çoğaltıp satışa sundukları için mahkemeye verdi.
'Ben'in bir 'beden' ve 'ruh' olarak varlığı her dönemde kafaları kurcalayagelmiştir. Kimileri bedenlerini Tanrılara sunmuştur; kimilerininse yok olduktan sonra farklı bir yaşamda varoluşunu gerçekleştirecek bedenleri olmuştur.
Profesyonel modellik tam anlamıyla modern bir icat. Örneğin Yunanlılarda böyle bir şey yok gibiydi. Gerçi Perikles, Atina toplumunun önde gelen kadınlarını arkadaşı Phidias’a poz vermeye ikna etmek için, onlara tavuskuşu hediye edermiş...
Türk Evi’nin hikayesini dillendiren anlatılar nasıl şekillendiler? Bu anlatılar, modern Türk mimarlığına ilişkin tarihsel ve kuramsal bakışın kurulmasına nasıl katkıda bulundular, ve modern Türk kimliğini algılayışımızı nasıl etkilediler?
"Bugün dünyanın sonunu hayal etmek kapitalizmin sonunu hayal etmekten daha kolaydır." Frederic Jameson'a atfedilen bu meşum cümle, pek çok kez alıntılanmıştır da, hep eksik nakledilmiştir.
"Prekarya olmanın tadını çıkar!" 'Yaratıcı' diye anılan endüstrilere ilişkin pıtrak gibi biten ideolojik yeniden tanımlamaların ve bunlara tekabül eden yeniden değer biçmelerin altındaki telkin bu.
Toronto kararını verdi ve sokak sanatına karşı devlet çatısı altında organize edilmiş bir temizlik operasyonuyla, sözde 'vandal' graffitileri dize getirmek için kolları sıvadı.
Hayal Gücünün dünyası, Sonsuzluğun dünyasıdır. O, fani bedenlerimiz yok olduktan sonra her birimizi bekleyen İlahi bir kucaklayıştır. Hayal Gücünün Dünyası Sonsuz ve Ezeli Ebedidir. Fani Doğanın Aynasından bize yansıyan her şeyin Ezeli Ebedi Gerçekliği, işte orada, o Ezeli Ebedi Dünyadadır.
Bu hafta Mısır medyasında yer alan bir habere göre, Taliban'la bağlantısı olduğu bilinen Mısır'ın dini lideri Şeyh Cevheri, Afganistan'da yıkılan Buda heykelleriyle antik Mısır kalıntılarını eş tutarak, Büyük Gize Sfenksi ve Gize piramitlerini yok etme çağrısında bulundu.
Günümüzde küresel bir müze markası haline gelen Guggenheim'ın kolları, New York'tan Berlin'e, Venedik'ten Abu Dhabi'ye, Bilbao'ya kadar uzanıyor. Fakat Guggenheim'ın küreselleşme hamlesindeki en büyük atılım, kuşkusuz, Frank Gehry'nin tasarladığı, 1997 yılında açılan Bilbao Guggenheim olmuştu.
Bu çalışmanın temel amacı 1957 yılında Paris’te dört ayrı avangard hareketin bir araya gelmesiyle kurulan Sitüasyonist Enternasyonal’in (SE) kısa tarihini, kurucu unsurları olan küçük avangard grupların etkinliklerini ve Sitüasyonist Enternasyonal’in temel kuramsal kavramlarını eylem pratikleri çerçevesinde incelemektir.
Basın, birdenbire, çağdaş sanatı eleştirmeye cüret etti. Birbiriyle örtüşen birtakım olaylar, sanat dünyasına yönelik, yeni ve pek de saygılı olmayan bir tutum geliştirmiş görünüyor. Değişen, Hirst, Kapoor ya da Cattelan değil; değişen biziz.
İngiltere'de, Sembolik Sanat söz konusu olduğunda büyük eserler verilmiş olmasına karşın, pek çok kişi, sembolik olduğunu söylediğiniz herhangi bir sanat eseri karşısında burun kıvıracaktır. Bunun nedeni de aslında sembol ile alegoriyi karıştırıyor olmaları.
12 Kasım 2008'de, New York, Los Angeles ve birkaç ABD kentinde daha, sokaklarda bedava dağıtılan "The New York Times" gazetesini ellerine alanlar manşette Irak ve Afganistan'daki savaşların sona erdiği haberiyle karşılaştılar.
1990'larda, sanatın dokusunda büyük değişiklikler meydana geldi. Aşırı kaçamak çoğulculuğun ve onun kaçamak enginliğinin ortasında, beklenmedik bir dönemece girildi.
Edgar Degas "On Dört Yaşındaki Dansçı" heykelini 1881'deki Altıncı Empresyonist Sergi’de sergilediğinde, heykele verilen tepkiler oldukça abartılı olmuş. Bırakın güzel olarak görülmesini, heykelin bir sanat eseri olmadığı, "hayvansı cüreti olan bir kız-maymunu", bir canavarı temsil ettiği ve bir Aztek'e benzediği söylenmiş.
Sembolizm, fütürizm gibi erken uyanışlar sayılmazsa, avangard sanat Birinci Dünya Savaşı’nın ürünüdür. Kurt Schwitters da, Savaş sonrası ilk avangard kuşağın bir şairidir, ressamıdır, heykeltıraşıdır, mimarıdır, masalcısıdır, eleştirmenidir…
Tekinsizlik, geçmiş yaşantıya dair izlerin şimdiye ait deneyimlerle etkileşime girerek insanın iç dünyasında kaygı, belirsizlik, korku ve güvensizlik yaratmasıdır.