19. yüzyıl, Avrupa'da başlangıcı, ortası ve sonu devrim olan bir çağdır. Politik, endüstriyel ve kültürel devrim; işçilerin, kadınların, yerlilerin özgürlük ve eşitlik arayışı söz konusudur.
Bugün İslamî bağlamda "radikal" kelimesi fundamentalist bir teolojiyi savunan kişi anlamına geliyor. Oysa bundan yirmi sene önce tam tersiydi: Müslüman cemaatlerinde caminin hâkimiyetine meydan okuyan bir sekülarist.
Neden beyaz? Neden kendimizi beyaz duvarlarla çevreliyoruz? Pürüzsüz yüzeyleri hakkında bu kadar büyüleyici olan ne? Nereden aldık onları? Ne zaman?
İletişim giderek çalışma hayatının başat bir bileşeni haline geliyor. Sanat ve kültür, başlangıçta karşısında örgütlendiği maddi üretimin özelliklerine bürünüyor. Prekarite konusundaki öncü düşünceleriyle tanınan Franco ‘Bifo’ Berardi bu dönüşümün yaşandığı sermaye bölgesini semiokapital olarak anıyor:
Her model –ister giyinik olsun, ister giysisiz–, ressamının önünde çıplaktır. Ressam, kendini seyre açan modelin yüzünde ve bedeninde keşfe çıkar; onun mahremine girer, benliğine nüfuz eder, ona adeta sahip olur, onu kendisinin kılar.
Bohemya, şarkılarda, filmlerde ve şiirlerde canlılığını koruyan; yüzlerce kez ölü ilan edilip yine küllerinden doğan bir modern mittir.
Amerika’nın önde gelen sanat eleştirmenlerinden Dave Hickey’nin de çağdaş sanat dünyası karşısında sonunda sabrı taştı ve artık eleştirmenlik yapmayacağını açıkladı.
Vaktiyle Marcel Duchamp, "çift taraflı hazır-nesne" örneği olarak bir Rembrandt'ı ütü sehpası niyetine kullanmayı önermişti. Duchamp bu önerisini hayata geçirmedi ama, sanatın etrafındaki kutsallık halesini aşındırmaya yönelik bu fikri, yüz yıl sonra, tam da "sanatı yüceltmek" adına hayata geçiriliyor.
Gerçekçilik, öteden beri tanımlanması en zor kavramlardan biri olmuştur. Örneğin “gerçekdışı”, “gerçekçi olmayan” anlamına gelmeyebilir. Temsili olmaması anlamında gerçekçi olmayan, ancak, dünyayı inandırıcı biçimde resmeden bir sanat eseri olabilir.
Breton'un "Sürrealizm Manifestosu"ndaki deyişiyle, "zihinde öyle bir nokta vardır ki, orada hayat ve ölüm, düş ve gerçek, geçmiş ve gelecek, dile getirilebilen ve getirilemeyen, yüksek ve alçak artık karşıt olarak algılanmazlar."
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da katılımıyla Fransa’nın kuzeyinde yer alan ve eski bir kömür madeni kasabası olan Lens’te, Louvre’un ilk bölgesel şubesinin resmi açılış töreni gerçekleştirildi.
Yıl 1977. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin kuruluşunun 40. yılı olmuş. Olmuş ama açıldığı günden beri paylaşılamayan ya da paylaşıldıkça büyüyen Veliahd Dairesi sorununa çözüm bulunamamış.
Bir yapıyı bozarken, kimi toplumsal koşullara dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle de, bir kapalılık haline. Ama açmak istediğim yalnızca fiziksel gereklilikten ötürü oluşan bir kapalılık değil.
Bu tez, 1960 sonrası mimarlık tartışmalarında 'program' sözcüğünün kullanımındaki değişiklikleri ve bunun deneysel mimarlıkla olan ilişkilerini araştırmaktadır.
Sanatın her yerde çoğaldığını görüyoruz. Sanat üzerine söylem ise daha da hızlı çoğalmaktadır. Ama sanatın ruhu yok oldu.
Yakında MoMA’yı ziyaret edenler Warhol ve Picasso’nun eserleri yanında Pac-Man’in de sergilendiğini görecekler; çünkü 1940'lardan beri sanatın normlarının tanımlanmasında önemli bir merkez olan Müze, video oyunlarının birer sanat eseri olduğunu resmen tescillemiş bulunuyor.
Sürrealistler mimari üzerine pek kafa yormamışlardı; hele bir de modernist idiyse daha da az. Hangi gruba ait olursa olsun tüm mimariler onlar için, düzeni, olumlamayı ve resmiyeti temsil ediyordu; diğer bir deyişle, bozmayı ve yıkmayı umdukları hemen her şeyi.
Modernist mimarlığın en politik çehrelerinden biri olan Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer 5 Aralık 2012 günü 104 yaşında öldü.
MonoKL Yayınları ve Bakırköy Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirilen "Demokrasiler Çağında Uygarlık" başlıklı uluslararası felsefe konferansı, demokrasi, yeni komünizm, teknoloji-medya-iktidar, sanat-felsefe ilişkisi, tinsellik ve arzu gibi sunumlarıyla ilgi çekici bir zihinsel maratona neden oldu.
Biz adına graffiti demezden önce izine mağara resimlerinde, Pompei uygarlığının antik mezarlarında ve kalıntılarında veya Roma yeraltı mezarlarında rastlanan duvar çizimleri, şüphesiz ki bugün olduğu gibi vandalizm olarak nitelendirilmiyordu.
Kültürel araştırmalar yapan bir grup sanatçı ve bilim insanı, müzelerin düzenlenme biçimlerini inceleyen ve ziyaretçilerin müzelerde yer alan sanat eserleriyle etkileşimini ölçümleyen bir deney gerçekleştirdi.
Marcel Duchamp, 20. yüzyılın en etkileyici sanatçıları arasında sayılmasına rağmen, coğrafyacılar onun çalışmalarına yeterince ilgi göstermemişlerdir. Duchamp’ın ünü, daha çok seri üretilmiş ve sanatçı tarafından yapılmamış fakat seçilmiş (ve bazen değiştirilmiş) bir nesne olarak “ready-made” fikrine dayanır.
Abu Dhabi'nin son yıllarda kendini Ortadoğu’nun “kültür vahası”na dönüştürme yönündeki cüretkâr atılımları, Christo'nun Abu Dhabi sınırları içindeki bir çölde inşa edeceği 150 metrelik dev piramitle taçlandırılacak.