Kıtlığı, sömürüyü ya da çalışmayı bilmeyen; kimsenin yaratıcılıkta sınır tanımadığı bir toplumda insanın nasıl yaşayacağı sorusu –bu rahatsız edici, temel soru–, zihinlerimizde şimdiye dek bilinen, mimarlık ya da şehircilik alanında gerçekleştirilmiş olan tüm çevrelerden kökten farklı bir çevrenin imgesini uyandırır.