Müzeye girmekten, bir müzeyi gezmekten korkmuyorum, öyle bir fobim yok, ama eleştiri hakkımın da evcilleştirilmemesi, hatta eleştirimin etkili olması gerektiğine inanıyorum.
Sana zafer kazandırmış bir taktiği tekrar etme, eylemlerin sınırsız çeşitlilikte olsun. Su, üzerinde aktığı yerin şeklini alır; sen de zaferlerini karşındaki düşmana göre tertiple. Nasıl ki suyun sabit bir biçimi yoksa, savaşın da sabit bir cephesi yoktur.
Warhol hakkında söylenecek bir şey yoktur; ve Warhol’un kendisi de tüm söyleşilerinde, "Journal"ındaki tüm yazılarında, en ufak bir retoriğe ya da ironiye başvurmadan, herhangi bir yorum yapmadan, kendisi hakkında sırf bunu söylemiştir.
Moskova yargılamalarının sahnelenmesini zelil bir inzibat girişimi olarak görüyoruz. Bu tür girişimlerin bir rejimi ilelebet lekelediğine inanıyoruz.
Kurumda yapacağım staj, “kazanılan deneyim ve bilgiyi” CV’imde şık görünecek bir madde olarak kodluyordu. Dolayısıyla benim de, yaptığım iş karşılığında ücret talep edeceğime, böyle bir fırsat verildiği için minnetimi göstermek üzere daha fazla çalışmam gerekiyordu.
Kadim kültürlerin birkaç imgeye indirgendiği, adeta bu imgelerle markalandığı, kitap kapaklarına yansıyan tasarım anlayışı, kolonyalizmden kalma oryantalist dogmaların etkilerini nasıl sürdürdüklerini gösteriyor...
Sürrealizmin örgütlü bir hareket olarak ortaya çıkışı bundan tam 90 yıl önce gerçekleşti. 11 Ekim 1924’te Paris’te Sürrealist Araştırmalar Bürosu kuruldu, dört gün sonra ilk Sürrealizm Manifestosu yayınlandı.
Diyorlar ki “Sosyalizm tek bir ülkede inşa ediliyor, dolayısıyla, bu ülkenin liderlerine körü körüne inanmalısın”. Herhangi bir çekince duymak ya da itirazda bulunmak –hangi konuda olursa olsun– suçtur.
Onca reklam edilmesine rağmen, çağdaş sanat ekonomisi o kadar büyük değil. Dünya çapında, 10.000 kadar müze, sanat kurumu ve kamusal koleksiyon var. 3000 müzayede evi var ve bunların 1600'ü Çin'de.
Her yıl Ekim ayında yayınlanan Socialist Register'ın bu seneki sayısı, kapitalist toplumsal ilişkilerin dünyanın dört bir köşesinde yayılıp derinleştiği günümüz koşullarında sınıf meselesine odaklanıyor.
Norveç anayasasının 200. yıldönümü dolayısıyla iki sanatçı Oslo'da bir 'insanat bahçesi' kuruyor. "European Attraction Limited" adını taşıyan sergi, aslında, 1914 yılında, Norveç'in anayasasının 100. yıl kutlamak üzere açtığı dünya fuarında yer alan ırkçı gösterinin aynısı.
Dada ve Sürrealizm Araştırmaları Derneği’nin dergisi olarak 1971 yılında yayın hayatına başlayan "Dada/Surrealism", 23 yıl aradan sonra, "Surrealism and Egypt" başlıklı sayısıyla yeniden yayında.
Modernitenin güçlü görsel araçları olan müzeler, modern dünyada politik ideolojilerin etkisi altında çeşitli anlatılarla kurgulanmışlardır.
Yüzyıllar boyunca emperyalizmin askerleri, rahipleri ve sivil ajanları, dört koldan yağma, zulüm ve kitlesel cinayetlerle renkli ırkları sömürerek semirdiler. Şimdi sıra sahte liberalizmle donanmış demagoglara geldi.
Duchamp devrimi, sanatçının çalışmaktan kurtulmasına değil, yabancılaşmış inşa ve nakliye işleri yoluyla proleterleşmesine yol açmıştır.
Geçtiğimiz günlerde Bilbao Guggenheim Müzesi, “imajını zedelediği” ve “telif hakları ihlali” yarattığı gerekçesiyle kamusal bir eseri kaldırttı.
İşkencenin herhangi bir türü söz konusu olduğunda tasarımdan söz etmek kulağa tuhaf gelebilir, ama ben tam da bunu yapmak istiyorum.
İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin ömrünün büyük bölümünde kapalı kalması, sadece olanaksızlıklarla ve idari yetersizliklerle açıklanamaz. Devlet, neden bu müzeyi yaşatmak konusunda iradesini ve gücünü göstermemiştir?
Kolonyal Sergi’nin açılışında Cumhurbaşkanı’nın, Annam İmparatoru’nun ve Paris Başpiskoposu’nun Citroën ile Renault pavyonlarının tam karşısında yer alması, “Büyük Fransa” denen mide bulandırıcı fikrin peyda edilişinde burjuvazinin tüm unsurlarının nasıl el ele verdiğini gösteriyor.
Londra'daki National Gallery’de açılan "Building the Picture: Architecture in Italian Renaissance Painting" başlıklı sergi, İtalyan Rönesansı ressamlarının tasvir ettikleri gerçek ve hayalî mekânları ilgi odağına yerleştiriyor.
Ressam Fahr-el-Nissa Zeid ile yazar İzzet Melih Devrim’in ilk çocuğu olan Nejad Devrim, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra, 1941-1945 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde Léopold Lévy’nin öğrencisi oldu.
Sanat emeğinin ne ürettiğini sorduğumuzda, aynı zamanda sanatın hangi tür toplumsal ilişkileri ürettiğini sormuş oluyoruz. O zaman soru şu: Sanatın, kendi pratiğinde gerektirdiği ve ortaya çıkardığı toplumsal ilişkiler nelerdir?