/ Tezler / Çağdaş Sanat Ortamında Birbirine Yaklaşan İki Disiplin: Mimari ve Heykel

9/6/2014 / skopbülten

Rafiye Özertural’ın “Çağdaş Sanat Ortamında Birbirine Yaklaşan İki Disiplin: Mimari ve Heykel” başlıklı tez çalışması, birbirini anlamlandıran iki disiplin olarak mimari ve heykelin ortak paydalarını ortaya koymaktadır. Çağlar içerisinde kimi zaman birbirlerinden ayrılamayacak kadar bütünleşmiş olan bu iki disiplinin, günümüzde birbirlerinin kavram ve üretim yöntemlerini sahiplenerek geçişken hale geldikleri süreci araştırmaktadır.

Felsefede ve sanatta radikal değişimlerin yaşandığı 20. yüzyılda, Sanayi Devrimi’nin de etkisiyle geleneksel yapıların paramparça olduğu, disiplinlerin kendine ait sınırlarının ortadan kalkmaya başladığı bir ortamda, bu iki disiplinin yeni strüktür arayışına girdiğine değinerek, günümüzde “mimari heykel” ve “heykelsi mimarlık” terimlerinin doğmasını sağlayan etkenleri açığa çıkarmaktadır. Geçmişte mimarinin mekânını kullanan heykelin artık kavram olarak “mekân” inşa ettiğini,  heykelin imgesel gücünü kullanan mimarinin ise heykele dönüşerek sadece işlevselliği karşılamakla yetinmeyen, duygusal ihtiyaçlara da cevap veren “ifade” aracı haline geldiğini vurgulamaktadır. Özertural, bu durumun her iki disiplin açısından sebep-sonuç ilişkilerini de çift yönlü olarak değerlendirmektedir.

Rafiye Özertural, tez çalışmasını şu şekilde özetlemektedir:

“Bu çalışma çağdaş sanat ortamında zamanla mimaride ve heykelde oluşan gelişim ve değişimleri göz önünde tutarak, kesiştikleri noktaları sunmayı ve bu kesişimler doğrultusunda birbirlerinin alanlarına yaklaştıklarını göstermeyi amaçlamıştır. Yani çalışma 20. yüzyılın yenilikçi ortamının mimariyi heykelin, heykeli de mimarinin alanına yaklaştırdığını öne sürmektedir.

Bu amaç doğrultusunda, mimari ve heykelin çağdaş sanat ortamındaki yaklaşım tavrının bu çağa özgü bir durum olduğunu göstermek için, öncelikle çağdaş dönem öncesinde heykelin figüratif bir anlayış çerçevesinde mimari yapının yüzeyinde bir ifade aracı olarak kullanıldığına işaret edilmiştir. Bu bakış açısı doğrultusunda iki disiplinin birlikte varolma sebepleri ortaya konulmuştur.

Daha sonra ise, özellikle soyutlama bilincini kullanan ve teknolojinin imkânlarını arkasına alan çağdaş sanat anlayışının, mimari ve heykelin kendi bünyelerindeki geleneksel kalıpları zorladığına, bundan dolayı da sanat disiplinlerinin, birbirlerinin alanlarına müdahale etmeye başladığına dikkat çekilmiştir.

Bu bağlamda, mimari ve heykeli birbirinden uzak tutan ve bu iki disiplinin geleneksel yapısını oluşturan, düşünsel, teknik, biçimsel ve konumlandıkları yerlere ilişkin unsurlar tespit edilmiştir. Mimari ve heykelin birbirine nasıl yaklaştığı ise yine belirlenen bu unsurlar üzerinden, öncelikle bilindik yapılarına değinilerek, 20. yüzyılın getirileriyle birlikte, aynı baslık altında beraberce incelenmiştir.

şünsel, teknik, biçimsel ve yer / bağlama ilişkin yaklaşımlar başlıklarıyla iki disiplinin, mekân, yeni malzemeler ve teknikler, ölçek, form ve izleyiciyle kurulan ilişki ortak paydalarının altında birleştiği ortaya koyulmuştur. İste bu kesişen noktalarla birlikte karşılıklı olarak birbirlerinin bakış açılarından, biçimsel anlayışlarından, teknik yöntemlerinden etkilenen ve birbirinin kavramsal niteliklerine açılan iki disiplinin ortaya çıktığı belirtilmiştir.” [Züleyha Altıntaş]

 

Frank Gehry, Fisher Center

 

Tezin Yazarı: Rafiye Özertural

Danışman: Öğr. Gör. Dr. Adnan Aksu

Yer Bildirisi: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı

Türü: Yüksek Lisans

Sayfa Sayısı: 125