-
19/6/2018
Stavrides’in kitabı hem umut verici, hem de eleştirel. Tasarımcılar, mimarlar, şehirciler ve müşterekleştirmeyle ilgilenen herkesin okuması gereken bir çalışma, çünkü müşterekleri benzersiz bir mekânsal ve mimari çerçeveden ele alıyor
-
11/6/2018
Sanat, politikanın sınırlarının nerede veya nede başlayıp bittiğini belirleme otoritesini ödünç alır veya o otoriteye kafa tutar – ama ancak, bizzat sanatın da sınırlarını yeniden tanımladığı sürece.

-
3/6/2018
Sanat kural tanımaz olma özgürlüğünü kullandığında, politikadan, bilimden, dinden, ekonomiden, tam da kendinden beklediği şeyi talep eder: hukuken icazet aldıkları şeyi yapmak yerine, sanatın özgürlüğünde örneğini bulan özgürlüğü kullanmalarını.
-
22/4/2018
“Ulusal Antropoloji Müzesi’nin Topyekûn İmhası”, ekonomik ve politik iktidarların, sembolleri ve müze geleneklerini ideolojik amaçlarına alet etmelerini konu ediniyor. İdollerin ve binaların temsilen imha edilmesi, halen yaşamakta olan bu kültürlerin gerçekten imha edilişi üzerine kafa yormaya davet ediyor. 
-
23/4/2018
"Yamyam Hannibal”, insan-hayvan karşıtlığını yapısöküme uğratır: hem tam bir insan, hem de tam bir hayvan olarak iki uç kategoriyi de bünyesinde barındırır. Dünya görüşü korkutucu derecede basittir: “Hayvanları yiyorum, bu nedenle insanları yemiyorum” demek yerine, “hayvanları yiyorum, bu nedenle insanları da yiyorum” der...
-
10/4/2018
1956’da Paris’teki Asya sanatı müzesinde Çin sanatının başyapıtları sergilendi. Fakat kısa bir süre sonra resimlerin sahte olduğu ortaya çıktı. Olayın hassas yanı, sahteleri yapan kişinin 20. yüzyılın en meşhur Çinli ressamı olan Chang Dai-chien’in ta kendisi olmasıydı. 
-
28/3/2018
Parodi amaçlı temellük, hâkim kodlamayı altüst etmeye yönelik her türlü girişimin başarısızlığını daha en baştan kabul eder, ve kendi yapısöküm çabasını sonunda kültürel bir başarıya dönüştürecek güçlerle daha en baştan ittifak kurar.
-
22/3/2018
Fotoğrafın kavramsal kullanımı yoluyla medya mitleri üzerine düşünmeyi amaçlayan sanat, bizzat kendisinin de mitleşmesi riskiyle karşı karşıyadır. Somutlaştırdığı mit, diğer ticarileşmiş imgelerden a priori farklı olan bir “eleştirel” sanat mitidir. 
-
7/3/2018
Leonardo’nun tamamlamadan bıraktığı onlarca eserinden biri, "Meryem ve Kedi" başlıklı bir tabloydu. Tabloda Meryem kucağında çocuk İsa’yı tutacak, İsa da bir kediye sarılmış olacaktı. Resmin konusu bir efsaneye dayanıyordu...
-
5/2/2018
1940 yılı başlarında Brecht, kitabe geleneğindekine benzer epigramlarla kitle iletişim araçlarındaki fotoğrafları eşleştiren yeni bir tür savaş şiiri yazmaya başladı. Alman Resimli İşçi Gazetesi AIZ’de fotoğrafın kullanılma biçimi ilgisini çekmiş, 1931’de burada "Kohlen für Mike" başlıklı şiiri yayınlanmıştı. 
-
13/2/2018
Okuyup yazan herkesin malumu olduğu üzere, geçtiğimiz 10-15 sene içinde gazetecilik baştan aşağı değişti; önce çevrimiçi medyanın yükselmesi, ardından kamusal iletişimin tamamen sosyal medyanın eline geçmesi bunda etkili oldu. 
-
14/1/2018
Brecht’in eseri, neredeyse tamamen 1933-1945 arası döneme ait gazetelerden kesilmiş alıntılardan oluşuyor; tarihsel belgelerin montajından ibaret. Bu bakımdan da, kendi içinde bütünlüklü bir şey olarak sanat eseri fikrinden, bir sentez olarak eser fikrinden kopuşa işaret ediyor. 
-
16/1/2018
Geçen 25 yıl boyunca sanat piyasasının en büyük projesi, sanat eserlerine sahip olmanın çok yüksek ve istikrarlı bir sermaye getirisi sağladığına, dolayısıyla sanata büyük meblağlar yatırmanın akıllıca olduğuna herkesi inandırmak oldu. 
-
1/1/2018
20. yüzyılda sanat eserlerinin fiyatlarını belirleyen yapının tarihte bir benzeri yok. Görsel sanatlar bundan önce hiçbir zaman böylesi bir şişme ve fetişleşmeye maruz kalmamıştı. 
-
20/12/2017
Simmel’in toplum kuramı, değerler arasındaki farklılıkların kaybolmaya yüz tuttuğu para ekonomisiyle, hayatın artan metalaşmasıyla ilgiliydi. Hopper’ın temsilî resmi ise, yalnızlığın, sıkıntının ve tevekkülün hüküm sürdüğü kent yapıları ile peyzajlarını konu alıyordu.
-
17/12/2017
Ana hatlarıyla çizdiğimiz bu entelektüel tarih, Foucault’nun hem kendi yaşadığı entelektüel krizden, hem de Fransa’da belirli politik olanakların önünün kapanmasından sonra birleşik bir siyaset felsefesi sunmak yerine daha belirgin “Marksist” temalara yöneldiğine işaret ediyor – üstelik tam da Marksizmin, kamusal entelektüeller nazarında barbarlıkla bir tutulup gözden düştüğü bir dönemde.
-
3/12/2017
Bu makalede, kültürel çalışmalarda pek üzerinde durulmamış bir soruyu ele alıyorum: çağdaş kapitalizmin yönetimindeki bir unsur olarak kültür ile, genellikle postmodernizmle ilişkilendirilen epistemolojik yaklaşımlar arasında nasıl bir ilişki olduğu sorusu. 
-
5/12/2017
Hardt ve Negri, karşıt amaçlarla da olsa, neoliberal piyasa köktenciliğiyle aynı paradigmayı kullanmaktadırlar (punk hareketiyle benzerlikleri de budur). Hal böyleyse, gerçekte arzuladığımız şey, neoliberalizm olmasın? 
-
3/12/2017
Sex Pistols’da somutlaşmış biçimiyle punk estetiği, (İngiliz) işçi sınıfının ahvali karşısında dışavurulan biriciklik estetiğinin bir örneğidir. Bu estetiğin merkezinde, kimliğin temsil edilemezliğine, dolayısıyla biricikliğe işaret eden performans yatar.
-
12/11/2017
Daha eşitlikçi bir dünyada yaşıyor olsak, cinsiyetimiz veya nerede doğduğumuz kimsenin dikkatini dahi çekmezdi. Bunların sürekli vurgulanması, olsa olsa, böylesi eşitlikçi bir dünyanın ne kadar uzağında olduğumuza işaret ediyor olabilir. 