-
6/7/2017
Post-Fordist dünya ekonomisinde “çokluğa duygusal tonalitesini” veren şeydir kinizm ve fırsatçılık. Çağdaş sanat dünyası bağlamında ise mecburi iş görme tarzı haline gelmişlerdir.
-
15/6/2017
Kültürel miras söylemi, şeylerin kökeninden ya da kaybolup gitmiş olmalarından dem vurarak; şanlı bir geçmişe yönelik hayranlık ya da romantik bir hüzün uyandırarak nesnelerle kurulan güncel, çağdaş ilişkinin yerini alabilir. Gelenek ancak şimdiki zamandan yalıtıldığında oluşabilir. Ona, uzak; mazide kalmış, kaybolup gitmiş bir şey gözüyle bakılır; ve tam da geri getirilemez olduğundan ötürü değer biner.
-
11/6/2017
Emekçi olarak sanatçı, yerini, girişimci olarak sanatçıya bıraktı – tıpkı diğer “yaratıcı” işçiler gibi gittikçe açılan varsıllar/yoksullar uçurumunun doğru tarafında yer alabilmek için canını dişine takan serbest bir oyuncu...
-
4/6/2017
Mallarmé hermetik bir yazar değildir; zor bir yazardır. Zor bir yazar ise, düşüncelerini kelimelere dökme biçimiyle bayağının ve gizlinin sıradan çemberini kıran yazardır.
-
24/5/2017
Üretimciliğin teorisyeni Boris Arvatov, ileri komünist gelecekte toplumsal çelişkiler çözüme kavuşturulduktan sonra bile resim ve heykel gibi geleneksel mecralara ihtiyaç duyulacağını savunuyordu. Bunun sebebi, ileri komünistlerin bile, travmalara ve duygulanımlara açık fiziksel bedenlere sahip olacak olmasıydı.
-
23/5/2017
Burada, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Rusya’da, ve ardından da Sovyetler Birliği’nde, müze ve genel olarak sanat kavramının geçirdiği dönüşümlerin izleğini ve mantığını ortaya koymaya çalışacağım.
-
9/5/2017
Amerikalı sürrealist sanatçı Honoré Sharrer hakkında ilk bakışta insanı en çok şaşırtan şey, çok az insanın böyle bir sanatçının varlığından haberdar olması. Genç bir ressam olarak takdir toplamış olmasına rağmen, kariyerinin görece erken bir aşamasında dönemin hâkim eğilimi soyut ekspresyonizm tarafından gölgede bırakılmış ve korkusuzca dile getirdiği komünist inançlarından ötürü Kanada’ya taşınmak zorunda bırakılmış.
-
2/5/2017
Marshall, çalışma konusunu, Marx’ın burjuvazi üzerine yazılarını okuyarak keşfetti; bu konu Marx değil, ilk olarak Marx’ın tasvir ettiği dünyaydı; yani, katı olan her şeyin buharlaştığı dünya. Marx, burjuvaziye ithafen bir ilahi yazmaya hazırdı belki ama Marshall bunun da ötesine geçip bir senfoni yazmaya niyetliydi.
-
14/4/2017
Neredeyse istisnasız bütün katılımcı sanat çağrılarının altında şu iki saikten biri yatar: Bunlardan ilki, fiziksel ya da sembolik katılım sayesinde güçlenen, etkin bir özne yaratma arzusudur. İkinci saik, yaratıcılıkla ilişkilidir. İşbirliğine dayalı yaratıcılığın, hiyerarşik olmayan, daha olumlu bir toplumsal modelden doğduğu ve yine böyle bir model ürettiği düşünülür.
-
23/3/2017
Nietzsche’nin etkisi altındaki Dadacılar, mimarlığı ve sanatı köklü bir yeniden değerlendirmeye tabi tuttular. Mimarlığın doğasını birlik tanımlamıyordu artık; açık uçlu montaj sürecinin çoğulluğu, değişimin göreceliği ve zamansal süreci tanımlıyordu. Örgütleyici ve biçimlendirici ilkesi, sezgiydi.
-
16/3/2017
Modern ile çağdaş arasındaki ayrım, Batı sanat tarihinde değil, “modernlik” ve “modernizm” kategorilerine yönelik Sovyet tepkisinin bir sonucu olarak 1945’ten sonra Doğu Avrupa’da sabitlendi.
-
15/3/2017
Tarihsel şimdinin zamansal niteliği geçtiğimiz yirmi otuz yıl içinde değişmiştir ve bu değişimin meydana getirdiği durumun farkını ve önemini en iyi yansıtan da con-temporaneity’nin kendine özgü kavramsal grameridir: yalnızca zaman‘da’ değil, zamanların biraraya gelmesi. Kopukluk içinde bir zamansal birliktelik ya da şimdiki zamanların kopuk birlikteliği...
-
5/3/2017
Sanatın, salt kişisel bir yaratıcılık ve kendini ifade etme meselesi olduğu yanılsaması, ekonomik deneyimlerini izleyicilerden saklayan sanat koleksiyonerleri ve konargöçer küratörler tarafından muhafaza ediliyor. Öyle ki, müze mekânı, sergilenen eserlerin ardında yatan ekonomik koşullar hakkında izleyicilere en ufak bir ipucu vermiyor.
-
13/2/2017
Çağdaş sanatın küreselleşmesinin sonuçlarından biri de şu oldu: Batılı olmayan sanatçılar, “etnik” yaftasını reddedip, etnik aidiyetlerini, ırk ayrımcılığının yükünden kurtulmuş kişisel bir kimlik olarak keşfettiler. Aynı zamanda, Batı’daki sanatçılar da, onları çizgisel bir “sanat tarihi” seyrinin haleflerine indirgeyen sanat tarihi etiketini referans çerçevesi olarak kabul etmeyi bıraktılar.
-
5/2/2017
Bu kitabın konusu, mimarlığın, hangi kaynak ve pratiklerden beslenerek, ne tür dönemeç ve manevralar alarak güncel neoliberalleşme süreçlerine hizmet eden bir denetim ve itaat aracına dönüştüğüdür.
-
23/1/2017
Neoliberalizm, tuhaf bir kavram; ekonomi alanının ötesine geçip felsefeye ve insanların dünyayı görme biçimlerine uzanıyor. Thatcher’ın vakti zamanında dediği gibi “ekonomi yöntemdir; amaç ise ruhu değiştirmek”. Douglas Spencer’a göre bu vecizenin ete kemiğe büründüğü alanlardan biri de mimarlık.
-
16/1/2017
Jonathan Jones’un 20 Ocak’ta gerçekleşecek sanat grevini “içi boş bir radikallik gösterisi” olarak tanımlaması ya yeteri kadar araştırma yapmadığını ya da gerçekleri kasten abarttığını gösteriyor – bunun teslimiyetçi bir yargı olduğuna hiç kuşku yok.
-
29/1/2017
Sanatın küreselleşmesi, sanatın, sanat tarihinin himayesinden çıkışında yeni bir evreyi temsil ediyor. Küreselleşmenin dünyayı merkezsizleştirmesiyle beraber ortaya çıkan “yeni ekonomi”nin “serbest ticaret” ideolojisi, önümüze bir “serbest sanat” retoriği sürdü. Piyasanın izin verdiği ölçüde istediği yönde ilerlemekte serbest bir sanat bu.
-
8/1/2017
Küresel ölçekli sanat, ne kendi içinde tanımlanabilecek ayrı bir estetik niteliğe ne de neyin sanat olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin küresel bir anlayışa işaret ediyor. Yeni bir bağlamı temsil etmektense, bir bağlam ya da odak noktası kaybına delalet ediyor.
-
2/1/2017
Bir simülasyon olarak tasavvur edildiği ölçüde benlik dediğimiz şey, başkaları tarafından denetlenen ve tasarlanan özneleştirme süreçlerine maruz bırakılıyor. Dolayısıyla, günümüzde özneleştirme “tasarım”dan ziyade büyük ölçüde mühendislikle ilgili bir süreç haline geldi.