Komünistlere

Yoldaşlar,

Sizlerle daha yeni irtibata geçecek vakti bulup, entelektüeller olarak partiye katılımımızın ister istemez sizlerde yol açtığı endişeleri giderme fırsatı yakalamışken, bulunduğunuz düzlemden bambaşka bir düzlemde niyetimizi yine açıkça ortaya sermek zorunda hissediyoruz kendimizi. Zira üyeliğimizin anlamının tahrif edilmesine izin vermek istemiyoruz. Pek çoğunuz böyle bir açıklamanın ne işe yarayacağı konusunda tereddüttedir büyük ihtimalle. Zira bu açıklamalar gerek yoldaşlarımızı gerekse başkalarını sorgulamayı beraberinde getirir. Kaldı ki tam da bu yolla, sizlerin güvenini layıkıyla kazanabilir ve kapınızı çalmakla boşa zaman kaybetmediğimize inanabiliriz. Bize karşı mahut tavrı takınmayı sürdürseydiniz, eylemlerimizin temelindeki umumi saiklere karşıt olarak şahsi saiklerle hareket ettiğimizi söyleseydiniz, böyle bir hakkaniyetsizliğin açtığı yarayı ancak uzun zamanda sarabileceğimizden, hemen tası tarağı toplayıp gitmekten başka çaremiz kalmayacaktı.

Şunu içtenlikle belirtmek isteriz: Sizlerin karşısına sürrealistler sıfatıyla çıkmayı bir an olsun düşünmedik. Böyle bir argümanın azıcık sorgulanmayla adeta un ufak olacağını söylemeye bile gerek yok. Neyse ki bu tarz bir teorik bakış açısını benimseyip de karşınıza çıkmış değiliz kesinlikle. Böylesine sefil bir tutkuyla hareket etmediğimize dair kendimizi uzun süre savunmaya devam etmemiz hem sizin hem de bizim için yakışık almaz bir durum olurdu. Maruz kaldığımız sert saldırılar; sürrealizm konusunda büyük bir kafa karışıklığı yaratılarak, onu siyasi bir eğilim olarak göstererek –ki bu çok abes bir şeydir, tabii bu iş kötü niyetli bazı bezirgânların elinden çıkma bir “yafta” da olabilir– etrafımızda oluşturulan olağandışı durum; yolumuza taş koymaya çalışan türlü türlü manevralar, asla siz yoldaşlarla aramızı açmayı başaramayacak. Bizim tek dayanağımız sizlersiniz. Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, devrimci gerçeklik duygusunu sizlerle, tümüyle paylaşıyoruz.

 

 

Paul Eluard ve André Breton

 

Gayet doğaldır ki devrimci bir parti içinde –bir ayaklanma durumu söz konusu olmadığı takdirde– hiç kimse meşru sınırlar dahilinde eleştiri hakkından mahrum bırakılamaz. Ayrıca bu satırları kaleme alanların hiçbir surette basirete sahip olmadığı iddia edilemez. Söz konusu insanlara biraz olsun cesaret ve inanç atfettiğimizde –ki böyle bir şey beklemek de gayet doğaldır– her biri, tıpkı sizler gibi, azımsanmayacak bir manevi güç temsil eder ve bu kendini hissettirmek için yalnızca doğru yere uygulanmayı bekler. Peki, bugüne dek bizim sorumluluk alanımıza girmeyen, ama girmesinden de umut kesmediğimiz meseleler üzerinde şimdiden söz almaya ne diye zorlanıyoruz? Düpedüz iktisadi tartışmalar, siyasi metodolojiye dair büyük bir bilgi birikimi ya da biraz sendika deneyimi gerektiren münakaşalar… bu meseleler hiç ilgimizi celp etmeyen şeyler değil, ama bunlar üzerinde kafa yormuş da değiliz; gerçi bunların ne kadar önemli olduğunun, devrim açısından muhakkak gerekli olduğunun kesinkes farkındayız. Öte yandan şunun da bilincindeyiz ki bizler, mensubu olduğumuz Parti’nin bu dünyada savunduğu ve hayata geçirmek istediği ahlaki hakikatle uzaktan yakından ilgili olan her meseleyi hiçbir zaafa mahal vermeden muhakeme etmekle sorumluyuz. Komünist yayınların hep dile getirdiği kesin talepler bağlamında, bu hakikatin bilincindeyiz. Şayet bir miktar uzak bir şekilde hakikatten söz ediyorsak sakın sanmayın ki söz konusu talepleri güncel anlamlarından arındırmayı düşünüyoruz: Tam da gerçekliğin içinden sesleniyoruz sizlere. Şu düsturlardan tek bir tanesinin bile önemini ve faydasını sorgulamıyoruz:

 

Ücretlerin savunusu.

Herkes için günlük sekiz saat çalışma.

İşsizliğe, kapitalist rasyonalizasyona ve hayat pahalılığına karşı mücadele.

Genel ve tam af istiyoruz!

Kahrolsun Paul-Boncour yasası!

Kahrolsun sendikaların militarizasyonu!

Emperyalist savaşa karşı mücadeledeyiz!

Çin’e yönelik müdahaleye hayır!

 

Bu düsturların tek tek hayata geçirilmesinde her daim hizmet etmeye hazırız.

Ancak şunu da belirtmek isteriz: Ne yazık ki Fransız Komünist Partisi’nin yapısı, bizim gerçekten faydalı olabileceğimiz alanlarda hizmet etmemizi imkânsız kılıyor; üstelik parti bize, hemen her zaman, şüpheli gözüyle bakmaktan da geri kalmıyor. Bunun neticesinde, bizim aleyhimize daha yeni başlatılan kampanya, şiddetini iyice artırmak için Parti içindeki varlığımızın daha da belirgin hale gelmesini bekliyor. Başka düzlemlerde muharebeye girmeye her daim hazır olduğumuz herkesçe malumdur. Komünistleri düşmanımız olarak görmemiz mümkün olmadığından, içine sokulmak istendiğimiz muharebeyi de reddedemeyiz.

Hal böyleyken, hasretle daha güzel günleri bekleyeceğiz, ve o zaman geldiğinde Devrimin de kendi yanında olanları tanıması gerekecektir. L'Humanité’de ve başka yerlerde Bay Blaise Cendrars’ın “müthiş” hikâyelerinin yayımlanmasına hiç ses çıkarmayacağız (“Spora adanmış gençliğim yeter de artar… Karşımdaki düşmanın üzerine atlıyorum. Kuvvetli bir darbe indiriyorum. Kafası koptu kopacak. Öldürüyorum Alman’ı” ). Hem, Cendrars komünist değil zaten! Keza bugünlerde 1 Mayıs’ta “Cirque d’Hiver’in Önünde” başlıklı menfur tefrikanın çıkmasına da ses etmeyeceğiz: Bay Jules Romains’in bir eserinden alınma bu tefrikada polisin parmağı var belli ki. Bu tür bir vahşet, budalalık ve alçaklık böyle bir günde ve yerde nasıl kendine yer bulabilir? Bu arada, geçenlerde Bay Jules Romains’den bir mektup aldık:

 

Paris, 29 Nisan 1927.

Fransa ile SSCB’deki sanat ve edebiyat camiası her zaman birbirini tanımak istemiştir, ama bir organizasyonun olmayışı bunun önündeki en büyük engeldir.

Gerekli bağlantıları oluşturmayı amaç edinen bir grup kuruldu yakınlarda. SSCB’nin yabancı ülkelerle kültürel bağlantılar kurmasına yönelik faaliyetlerde bulunan birliğin başkanı Bayan O. Kameneva’nın Paris’e gelmesini fırsat bilerek sizlere sesleniyoruz, zira sizin faaliyetleriniz gerek SSCB’deki gerekse Fransa’daki sanat ve edebiyat camialarının özellikle ilgisini çekecek mahiyette.

Sizin de muhakkak büyük önem verdiğiniz bu faaliyeti gerçekleştirmek üzere bizimle işbirliği yapmayı kabul ettiğiniz takdirde büyük memnuniyet duyacağız.

İlk toplantı önümüzdeki 5 mayıs günü akşam saat 9’da, “Chevreuse Sokağı no 4” adresinde yapılacaktır. Toplantının amacı, tasarlanan bağlantıyı tesis edecek organizasyon konusunda öncelikle neler yapılması gerektiğini araştırmaktır.

Bu toplantıya katılmanızı içtenlikle dileriz.

 

Buna “Hadi lan ordan!” diye cevap vermek yanlış mı olur sizce Yoldaşlar?

Mayıs 1927

 

Özgün metin: Tracts Surrealistes

 

skopdergi 7
Sunuş / Mutlak Açı: Sürrealizm ve Devrimci Politika Üzerine
Uraz Aydın
 
Hapishaneler Boşalsın, Ordu Lağvedilsin!
Sürrealist Grup, Çeviri: Derya Yılmaz
 
Fas Savaşı’na Hayır
Sürrealist Grup, Çeviri: Derya Yılmaz
 
Vatana, Savaşa ve Uygarlığa Karşı Sürrealistler: Önce ve Daima Devrim!
Sürrealist Grup, Çeviri: Derya Yılmaz
 
Komünist Olmayan Sürrealistlere
Breton, Aragon, Péret, Unik ve Éluard, Çeviri: Hilal Menlioğlu
 
Komünistlere
Breton, Aragon, Péret, Unik ve Éluard, Çeviri: Akın Terzi
 
Moskova’ya Gönderilen Telgraf
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi
 
Mücadeleye Çağrı
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi
 
Vizesiz Bir Gezegen İçin
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Sürrealistlerin Haklı Olduğu Zamanlar
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Özgürlük Düşmanlarına Özgürlük Yok
Henri Pastoureau, Léo Malet, Çeviri: Akın Terzi
 
Moskova Mahkemeleri Hakkındaki Gerçek
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Bağımsız ve Devrimci Bir Sanat İçin
André Breton, Lev Troçki, Diego Rivera, Çeviri: Kaya Özsezgin
 
Ne Savaşınız Ne Barışınız!
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Özgürlük Vietnam Dilinde Bir Kelimedir
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Komünist Parti’den Kopuş
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Macaristan, Doğan Güneş
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Uluslararası Devrimci Aydınlar Camiası Oluşturmaya Yönelik Çağrı: Devrimci Hareket İçinde Aydınların Rolü
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi
 
Sürrealistlerin Polonyalı Aydınlara Mesajı
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi
 
121’ler Manifestosu
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Küba Örneği ve Devrim: Sürrealistlerin Kübalı Yazar ve Sanatçılara Mesajı
Sürrealist Grup, Çeviri: Ayşe Boren
 
Prag Platformu
Sürrealist Grup, Çeviri: Uraz Aydın
 
Despotluk Rejiminden Kurtulmak Amerikan Halkının Hakkıdır
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi
 
Onlar Zapata ile Magon’un Seslerini Taşıdılar Bize
Sürrealist Grup, Çeviri: Akın Terzi