La Revolution surréaliste dergisinin Ocak 1925 tarihli 2. sayısında yayınlanan bu ünlü bildiri, sürrealistlerin toplumsal ve siyasi meseleler karşısında doğrudan tavır almaktan çekinmediklerini gösterir. Ordu ile hapishane –dolayısıyla, silahlı kuvvetler ile “suç”– arasında kurulan koşutluk, sürrealizmin temel dertlerinden biri olan özgürlükle ilgilidir ve metin, sürrealist hareketin ilk dönemlerine özgü kışkırtıcı dilin damgasını taşımaktadır.
Sürrealist grup, 1924: Jacques Baron, Raymond Queneau, André Breton, Jacques-André Boiffard, Giorgio de Chirico, Roger Vitrac, Paul Éluard, Philippe Soupault, Robert Desnos, Louis Aragon, Pierre Naville, Simone Collinet-Breton, Max Morise, Marie-Louise Soupault.
Toplumsal baskının miadı doldu – ne işlenmiş bir suçun kabulü ne de ulusal savunmaya katkı insanları özgürlüklerinden vazgeçmeye zorlayabilir. Hapishane fikri, kışla fikri: bugün her ikisi de harcıalem olmuş fikirler; bu gaddarlıklar artık kimseyi dehşete düşürmüyor. Alçaklık, maddi veya manevi bahanelerle (namus, hastalık, yurtseverlik) bu sorunu geçiştirenlerin teslimiyetinde yatıyor.
İnsan zihni, bu zindanların ve onlara sığınanlarda veya kapatılanlarda yol açtıkları aşağılanma ve küçülmenin saldırılarından kurtulduğu anda –ki anlaşıldığı kadarıyla intihar etmek için hücreyi ya da koğuşu tercih eden gerçek deliler de var– işte bilinç bu azaptan kurtuldu mu artık hiçbir tartışma veya cayma söz konusu olamaz. Bunların hepsine külliyen son verme fırsatı hiç bu kadar büyük olmamıştı, onun için bize fırsattan bahsetmeyin. Bırakın katiller işlerini görsün; barış istiyorsanız savaşa hazırlanın; bu tür beyanlar sadece en bayağı korkuları veya en ikiyüzlü arzuları gizler. Biz neyi beklediğimizi, neye davetiye çıkardığımızı kabul etmekten korkmuyoruz: felaket. Asıl felaket, bazı insanların başkaları üzerinde hak sahibi olduğu bir dünyada yaşamak. Bıçakların ve makineli tüfeklerin karşısında hâlâ “kutsal birlik” gibi bir safsatadan nasıl dem vurulabilir? Askerleri ve mahkûmları dışarı salın. Özgürlüğünüz mü? Özgürlüğün düşmanlarına özgürlük yok. Zindancıların suç ortağı olmayacağız.
Meclis budanmış bir affı oylamakla meşgul; önümüzdeki bahar mezun olacak sınıflar dışarı çıkacak; İngiltere’de koca bir kent tek bir adamı kurtaramadı; Amerika’da sırf sesleri güzel diye bazı idam mahkûmlarının infazının Noel sonrasına ertelendiğini duymak kimseyi şaşırtmadı. Şarkılarını söylediler, şimdi ölebilirler. Nöbetçi kulübelerinde ve elektrikli sandalyelerde ölüm bekliyor; acılarına son verilmesine izin verecek misiniz?
Hapishaneler boşalsın!
Ordu lağvedilsin!
“Ouvrez les prisons, licenciez l’armée” başlıklı metnin İngilizce çevirisi esas alınmıştır, “Open the Prisons, Disband the Army”, Surrealism against the Current, der. ve çev. Michael Richardson ve Krzysztof Fijalkowski (Londra: Pluto, 2001), s. 142-143. Özgün Fransızca metin için bkz. http://www.arcane-17.com/pages/textes/interpellation-surrealiste.html