-
5/3/2024
Bütün direngenliğiyle iki bin yıl hayatta kalan Hıristiyan düşüncesi, insanı insan yapan başat eğilimlere “ölümcül günah” yaftasıyla kara çalmış, ancak bunca zaman hâkim olduğu toplumların geniş kesimlerinde bu eğilimleri yok etme hedefine ulaştığını da asla iddia etmemiştir...
-
30/9/2020
Aldo van Eyck’ın "The Situationist Times"ın Labirent sayısına katkısı olan “Labirent Açıklığı”, insanların zaman içinde mekân deneyiminin önemi ve kendilerini mekâna nasıl uyarlayıp nasıl yol aldıklarıyla ilişkili mimari düşüncesinin temel kavramını açıklıyor.
-
10/2/2020
1950’lerin başındaki letrist deneyimle devamlılık ilişkisi içinde gelişen sitüasyonizmin kökeni, sanatın gösteriye dönüşerek yaşadığı gerilemenin eleştirisinde yatar. “Çağımız estetiğin ölümüne tanık oluyor,” diye yazar Debord, daha 1953’te.
-
2/8/2019
Mayıs 68 isyanını çoğu kez ani ve beklenmedik bir ayaklanma olarak hayal ederiz. Oysa sinemaseverler için çok sayıda önbelirti mevcuttu...
-
30/5/2019
1947 yılında, mimar Aldo van Eyck ilk çocuk oyun alanını Amsterdam’da, Bertelmanplein’da yaptı. Tüm bir kuşağın çocukluğunu (olumlu olarak) etkileyen bu mekânsal deney kapsamında daha yüzlercesi inşa edildi.
-
22/3/2019
Burjuvazinin çelişkilerinden biri, sanatsal ve entelektüel yaratıma ilke olarak saygı duyarken, bu tür eserlere ilk aşamada karşı çıkıp daha sonra onları kullanmasıdır.
-
21/3/2019
"En modern tezahürlerinde bile geleneksel kültür biçimine karşıyız; ama bu, cehaleti, esnafın küçük burjuva sağduyusunu ya da neo-primitivizmi tercih ettiğimiz anlamına gelmiyor."
-
5/3/2019
Sürrealizmin, Rimbaud ile Marx arasında kavramsal bir kaynaşma yaratma girişimi olduğu söylenir sık sık; Debord’un da sürrealizm ile Marx’ı birleştirmeye çalıştığı söylenebilir...
-
7/1/2019
Sitüasyonistlere göre, kent içinde yeni durumlar yaratılabilirdi. Mesela mekân içinde birbirinden ayrılmış mahalleleri, semtleri ilişkiye geçirerek. "Dérive"in ilk anlamı buydu. "Dérive" deneylerini ilk, portatif telsizlerin çıktığı zamanlarda Amsterdam’da yapmışlardı...
-
9/3/2018
Belki de 9/11 draması, hakikaten Wagner’in hayal ettiği bir Gesamtkunstwerk’ti; bütün sanat mecralarını ve onlar aracılığıyla insanın bütün duyularını ve duygularını içeren “topyekûn bir sanat eseri”ydi...
-
28/3/2017
1967 senesi, Pop Art’ın uluslararası macerasında hem bir dönüm noktası hem de bir zirvedir. İzlandalı ressam Erró, 1967'de "Amerikan İç Mekânı No 1"i yapar: Resimde, bir Maocu afişten alınmış Kızıl Ordu birlikleri, Amerikalıların hayalindeki evi işgal etmektedir. Pop Art, kapitalist Amerika’nın zaferinin ifadesi değildir yalnızca.
-
18/12/2016
1968 direnişlerini üniversitelerin sınırları içinde düşündüğümüz zaman ufkumuz daralıyor. Oysa bu konuda, üniversiteyi radikal bir toplumsal dönüşümün motive olduğu bir çekirdek gibi görmek önemlidir bence.
-
24/5/2016
Son dönemde sanatsal özgürlük fikri, neoliberal sağ tarafından medya propagandası adına, muhafazakâr sol tarafından da sosyal demokrat kültür kurumlarını savunmak adına dillendirilir oldu; oysa bu kurumları yeniden tahayyül edebilmek için, işe dahil olan politik çıkarların ortaya konup tartışılmasını sağlayacak daha kapsamlı bir söylemin benimsenmesi gerekiyor.
-
15/5/2016
"Başkaldırı Sanatları", 1960’lardan itibaren Batı ülkelerinin kentlerinde ortaya çıkan, birbirleriyle ve dönemin kitlesel toplumsal mücadeleleriyle yakın ilişki içinde olan yeraltı ve karşı-kültür hareketlerinden bazı örnekleri biraraya getiriyor. Bu hareketlerin, kentsel alanlara ve bu alanlarda süren gündelik hayata doğrudan müdahalelerde bulunurken yarattıkları estetiğe bakıyor.
-
1/10/2015
Katılımcı sanat, ayrıcalıklı bir politik mecra olmadığı gibi, gösteri toplumuna karşı hazır bir reçete de değildir. En az demokrasinin kendisi kadar belirsiz ve eğretidir. Ne katılımcı sanatın ne de demokrasinin meşruiyeti kendinden menkuldür, her özgül bağlamda yeniden kurulup sınanmalıdır.
-
4/8/2015
Öfkeli Tugay olgusu, 1960-70’lerin kültürel hareketlerini şiddet kullanımından ayırmanın doğru olmadığını gösteriyor. Gruba dair kültürel bir analiz, Tugay’ın Britanya karşı-kültürüyle arasında açık, hatta kopmaz bir bağ olduğunu gözler önüne seriyor.
-
29/7/2015
Örgütlü bir öncü gruptan çok anonim eylemler gerçekleştiren ve sürekli değişen bir kadro olan King Mob organik bir fikri temsil ediyordu; “analiz sahibi bu sokak çetesi” mizah ve yaramazlıklarıyla Britanya kültürünü ve karşı-kültürünü terörize etti.
-
30/7/2015
Madem ki hepimiz, paradan ve meta üretimine dayalı toplumsal ilişkilerden azade bir yaşam kurma arzusuyla yanıp tutuşuyorduk, sınıfın ne önemi olabilirdi? Önemli olan neyi reddettiğimiz ve neyi istediğimizdi – yeni bir dünya.
-
23/7/2015
Modern bir devrim gerçekleşmekte ve Provolar da liderlerinden ve ideolojilerinden kurtuldukları takdirde bu devrimin tabanlarından birini oluşturabilir. Dünyayı değiştirmek istiyorlarsa “Beyaz Plan”larıyla her şeyi beyaza boyamakla yetinenlerden kurtulmaları gerekiyor.
-
22/7/2015
Provo, Hollanda’da 1965-1967 yılları arasında faal olmuş bir karşı-kültür hareketiydi. 1960’ta Sitüasyonist Enternasyonal’le yollarını ayıran sanatçı Constant Nieuwenhuis, Provo’nun felsefesinin ve taktiklerinin şekillenmesinde etkili olan isimlerdendi.