-
2/10/2017
Bir sanat eseri, bir yandan kapitalist toplumsal ilişkileri temsil ederken, diğer yandan da yeni kolektiviteler ve yeni toplumsal ilişkiler hayal edebilir. Toplumsal ilişkileri dolayımlayan sanatın kapitalizmden bağımsız olarak yapabileceği şey, piyasadan bağımsız bir politik hayal gücünü olumlamaktır. 
-
1/5/2017
Şeyler, her türlü olumsuzluktan arındıklarında, pürüzsüzleştirildiklerinde, düzleştirildiklerinde, sermayenin, iletişim ve enformasyonun pürüzsüz akıntılarına direnç göstermeksizin katıldıklarında şeffaflaşırlar. Eylemler işlemsel (operasyonel) hale geldiklerinde, hesaplanabilir, yönlendirilebilir, ve kontrol edilebilir süreçlere tabi olduklarında şeffaflaşırlar. 
-
8/5/2017
Başlığı “Yıkarak Yapmak: Anarşist Bir Mimarlık Kuramı İçin Altlık” olan bir kitabın daha en baştan bazı açıklamalara ihtiyacı var. Örneğin şöyle sorulara yanıt vermek gerekecek: Yıkmakla yapmanın içsel bir bağlantısı mı var ki, başlıkta “yıkarak yapmak” gibi bir ifade kullanılıyor? “Anarşist bir mimarlık kuramı” ne demek? 
-
12/3/2017
Kültürel çalışmayla iştigal eden herkesin bunu ömür boyu sürdüreceği yolunda örtük bir varsayımın egemen olduğu sanat dünyasını terk etme fikri kimilerine “delilik” gibi görünebilir.
-
2/3/2017
Bu derleme, müzelerin ne gösterdikleriyle ilgileniyor. Temsil ettikleri ve donattıkları bilgi ve iktidar rejimlerini irdeliyor. Çeşitli örnekler üzerinden, müzelerin inşa ettikleri sembolik evreni ve dili sökmeye çalışıyor. Bu dilin zamanla nasıl dönüştüğünü araştırıyor. Müzelere özgü değişik anlamlandırma 'teknolojileri' arasındaki çatışmalara dikkat çekiyor. 
-
23/1/2017
Neoliberalizm, tuhaf bir kavram; ekonomi alanının ötesine geçip felsefeye ve insanların dünyayı görme biçimlerine uzanıyor. Thatcher’ın vakti zamanında dediği gibi “ekonomi yöntemdir; amaç ise ruhu değiştirmek”. Douglas Spencer’a göre bu vecizenin ete kemiğe büründüğü alanlardan biri de mimarlık. 
-
8/12/2016
İşbölümü hiçbir şekilde, makinelerin bizi gitgide ağır işlerden kurtardığı, kölelik ve sömürünün başarıyla yok edildiği tek taraflı bir ilerleme paradigması içine yerleştirilemez. Aksine bilişsel emeğin yükselişiyle, fabrikalar, ucuz imalathaneler ve çağrı merkezlerinde kölelik koşulları altındaki emek, çocuk emeği ve okumamışlık artıyor. 
-
9/11/2016
1990’ların sonlarına doğru Avrupa kültür sahnesinde iki fenomen belirdi. Bunlardan ilki, Richard Florida’nın çalışmaları üzerinden geliştirilen “yaratıcı endüstriler” yaklaşımıydı. Öte yandan, aynı sıralarda, yeniden yıldızı parlayan radikal teori uluslararası ölçekte popülerlik kazandı. Bazıları bu akımı post-Operaismo olarak tanımlıyor; bazılarıysa post-otonomculuk olarak. 
-
6/11/2016
Bu kitabın başlığı şunu göstermeyi amaçlıyor: Popüler eğlenceyi ya da kitle eğlencesini incelemek paradoks içeren bir işe girişmektir; çözümleyenin, araştırılan nesnenin "özünü" yakalamayı ya da eğlenceyi düpedüz eğlendirici bulan kişilerin deneyimini tam olarak anlamayı başaramayacağı kesindir. 
-
28/10/2016
Amacım bir meslek olarak küratörlüğün kökenlerini araştırmak ve tarihsel bir bakışla başlangıcından itibaren küratörlüğe biçilen rolü tanımlamaktı. Bunun için küratörlüğün ilk kez oluşturulduğu Roma İmparatorluğu dönemine geri gitmemiz gerekiyordu. 
-
23/10/2016
Mimarların yapılı çevre üzerindeki etkisi azalırken, bir avuç seçkin tasarımcı olağanüstü kültürel iktidara kavuştu. Şimdilerde kent yöneticileri, “yaratıcı sınıfı” çekme amacı taşıyan ve civarındaki tüm yerleşimlerin arsa değerini yükselten kültür semtlerini Gehry, Nouvel, Rogers, Piano, Hadid veya Koolhaas gibi isimlerin imzasını taşıyan binalarla donatmak için birbirleriyle yarışıyor. 
-
9/10/2016
Realizm-modernizm tartışmasından çıkaracağımız ders, her iki kavramı da, devreye sokuldukları tarihsel ve toplumsal konjonktür bağlamında yargılamak gerektiğidir. Geçmişin can alıcı mücadelelerine belli bir saf tutarak bakmak, ne iki taraftan birini seçmeyi gerektirir, ne de uzlaşmaz farklılıklar arasında uyum sağlamaya çalışmayı. 
-
31/8/2016
Terry Eagleton, Tanrı'nın Ölümü ve Kültür'de, Aydınlanma döneminde aklın Tanrı karşı karşısında güçlenmesiyle birlikte, nasıl "kültür"ün dinin yerini aldığını inceliyor. 
-
28/8/2016
Günümüzde, olağanüstü halin Agamben'in iddia ettiği gibi kural haline gelme tehlikesi pek yoktur. Tersine, artık bir olağanüstü halin mümkün olmadığı, aşırı olumlulukla yüklü bir toplumda yaşıyoruz. Başarı ve performans toplumuna niteliğini veren olumluluk şiddeti, Agamben'in baştan sona bağlı kaldığı immünolojik olumsuzluk paradigmasıyla açıklanamaz.
-
8/8/2016
Kapitalist piyasa toplumu ucubelerle kaynıyor. Ama modern imgeleme vampir ve zombi kadar egemen olan başka hiçbir grotesk tür yok. Vampirlerin bizi ele geçirip kendi kölelerine dönüştürebilecek korkunç varlıklar olması gibi, zombiler de bize nicedir yabancı güçlerin emrindeki cansız, güçsüz bırakılmış failler olabileceğimizi hatırlatırlar.
-
12/4/2016
Değirmene bakarak sanatı gördüğünü söyleyenlere karşı sanatın tuğlalar ya da çarklar olmadığını, malzemede ve teknikte tüketilemeyeceğini, aksine tam da bu tüketilemeyen şeyin sanat olması gerektiğinin altını çizmektedir avangardlar.
-
29/3/2016
Sanatın günümüz radikal politikasıyla arasında nasıl bir ilişki var? "Strike Art", sanatçıların merkezî bir rol oynadığı Occupy hareketinin merceğinden bu soruya cevap arıyor. 
-
28/3/2016
Kısmen ajitatif bir kolaj, kısmen bir doğrudan eylem kılavuzu olan "We are Everwhere" 1994’ten günümüze anti-kapitalist hareketlerin izini sürüyor.
-
7/3/2016
Bugün mimarlıkta, ileri teknoloji yönetim teknikleri sayesinde yapım sürecinin tüm aşamalarının entegre edildiği iddia edilse de, "gayri maddi üretim" retoriği, mimarları maddi bedenler ve mekânlar konusunda hesap verme yükümlülüğünden kurtarıyor – yasal sorumluluktan kaçınma bahanesi sağlaması da cabası. 
-
27/1/2016
Kitaba adını veren “karanlık madde” fizikten alınmış bir metafor. Karanlık madde, görünmez olmakla birlikte, evrenin bütünlüğü açısından vazgeçilmezdir. Sholette’e göre, küresel yaratıcı ekonominin görünmez kısmı da sanat dünyası açısından aynı ölçüde vazgeçilmez. 