2005 yılında FBI, Earth Liberation Front (ELF–Yeryüzü Kurtuluş Cephesi) örgütünü ABD’nin kendi sınırları içindeki en büyük ‘terörist’ tehdit olarak tanımlar. ELF, binden fazla “suç olayı”ndan ve mala yönelik milyonlarca dolarlık zarardan sorumlu tutulur.
ELF’nin kökenleri, 1980’de ABD’de Dave Foreman öncülüğünde kurulan Earth First!’e (EF) dayanır. Norveçli felsefeci Arne Naess’in geliştirdiği, insan-merkezcilik yerine yaşam-merkezciliği savunan “derin ekoloji” anlayışı ile Amerikan yerli kültürünün unsurlarını birleştiren grup, Greenpeace (1971) gibi lobi faaliyetleri ve kampanya çalışmaları yürüten diğer çevreci gruplardan farklı olarak, doğrudan eylemi benimser. İlk yıllarında EF!’nin izlediği üç doğrudan eylem stratejisi vardır: 1) kamuoyunun dikkatini çevre tahribatına çekmek üzere gerçekleştirilen sembolik eylemler; 2) tahribatı engellemeye yönelik blokaj ve endüstriyel teçhizata zarar verilen ekotaj (ekolojik sabotaj) eylemleri; 3) her yıl farklı bir yerde toplanan Round River Buluşması [Round River Rendezvous] gibi, hem sanat etkinliklerinin düzenlendiği, hem de farklı kesimlerden eylemcilerin biraraya gelerek taktik ve becerilerini paylaştıkları buluşmalar.[1] Round River Buluşmaları, kimi araştırmacılar tarafından Zapatistlerin 1990’ların sonunda başlattıkları uluslararası Encuentro’lara [Buluşma] benzetilir; buluşmalar, eylemciler arasında “isyancı eğitim ve bilgi üretimi sistemleri”nin geliştirilmesini sağlar.[2]
1989’dan itibaren EF!’de “devrimci ekoloji” anlayışı egemen olmaya başlar. Judi Bari’nin sözleriyle: “...toplumsal ve biyolojik sorunları, sınıf mücadelesini ve küresel kapitalizmin halkların bastırılması ve doğanın yok edilmesindeki rolünün kavranmasını kapsayan bir devrimci ekoloji teorisine ihtiyacımız var.”[3] Judi Bari, işçi sınıfının ve yoksul kesimlerin hareket saflarına çekilmesi için uğraşır; endüstriyel makineyi bilfiil işleten işçilerin katılımı olmadan, “beyaz” ayrıcalıklı kesimlerin sürdüreceği bir direnişin sonuç vermeyeceğini öne sürer. Bu dönemde EF! içinde çatlaklar oluşmaya başlar; ancak hareketin kitleselleşme yönündeki bu hamleleri, EF!’nin ABD dışına yayılmasını sağlar.
Edward Abbey’nin 1975’te yayınlanan, ekotaj eylemleri gerçekleştiren bir grubu anlattığı The Monkeywrench Gang (İngiliz Anahtarı Çetesi) adlı romanı, Earth First!’ün esin kaynakları arasındadır. Edward Abbey de faal bir EF! üyesidir.
Kasım 1980 tarihli ilk Earth First! bülteninden: “Şiir eylemden önde gidecektir” – Arthur Rimbaud.
1991’de Britanya’da ilk EF! eylemleri görülür. 4-5 Aralık 1991’de Liverpool’daki Mersey Liman İşletmeleri, tropik ahşap ithalatını protesto eden yüzlerce kişi tarafından işgal edilir. Glastonbury’de düzenlenen bir protestoyla, küçük bir ağaçlık alanın yok edilmesi engellenir. 1992’de Hampshire’daki Twyford Down’da Britanya’nın ilk yol yapımı protestosu düzenlenir. Yüzlerce eylemci, Twyford Down’daki doğal yaşam alanının yok edilmesine karşı çıkmak üzere buraya gelir. Protestocular kısa bir süre sonra burada kamp kurarlar; Dongas adı verilen kamp, göstericilere hem kalacakları bir yer sağlar, hem de EF! taktiklerini öğrendikleri bir eğitim sahası işlevi görür. “Twyford Down Savaşı”, sonunda kaybedilmiş olsa da, radikal otonom çevre hareketinin Britanya’da yerleşmesini sağlar. Twyford protestolarının, Britanya’da anti-kapitalist ve küreselleşme karşıtı hareketin tohumlarını atan yol yapımı karşıtı hareketi de başlattığı kabul edilir. Böylece, başlangıçta sadece yaban hayatın korunmasına odaklanan hareket, zamanla kentsel alanları da kapsamaya başlar.
Twyford Down, 1992
Eylemcilere yönelik ağır cezai kovuşturmalara rağmen, Britanya’da yol yapımı karşıtı eylemler artar. Öyle ki, bir süre sonra hükümet, eylemleri engellemek ve inşaat alanlarını korumak için alınan tedbirlerin yüksek maliyetinden ötürü bütün yol yapımı projelerini askıya aldığını duyurur. Örneğin, 1996’da Newbury’de yapılacak bir yol inşaatında 120 hektarlık ağaçlık alanın yok edileceği öğrenildiğinde binlerce protestocu buraya akın eder ve Avrupa tarihindeki en büyük yol yapımı protestoları düzenlenir. Protestolarda 800 kişi tutuklanır; güvenlik önlemleri için 20 milyon sterlinden fazla para harcanır.
Newbury, 1996
Earth Liberation Front’un Doğuşu
1992’de Twyford Down protestoları devam ederken, Britanya Earth First! Brighton’da ilk ulusal toplantısını gerçekleştirir. Bazı üyeler EF!’nin kitleselleştiğini, bu yayılmayı korumak için yasadışı eylemlere mesafe alınması gerektiğini öne sürerler. Bu öneri genel kabul görmemekle birlikte, sonunda British Earth First!’ün kitle gösterileri ile sivil itaatsizlik eylemlerine odaklanmasına karar verilir. Ekotaj eylemleri bundan sonra başka bir isim altında yürütülecektir: Earth Liberation Front (ELF).
Earth Liberation Front ismi, 1976’da İngiltere’de kurulan Animal Liberation Front (ALF – Hayvan Kurtuluş Cephesi) örgütünden devşirilmiştir. ALF, hayvanların sömürülmesine dayanan gıda, giyim ve bilim endüstrilerine yönelik doğrudan eylemler yürüten otonom hücrelerden oluşur. ALF gibi, ELF’nin ilkeleri de eylemlerin şahıslara değil mala yönelik olması gerektiğini, sabotajın, yeryüzüne zarar veren endüstrilerin kapasitesini azaltma amacıyla yapıldığını vurgular. ELF’nin ifade ettiği üç hedef şunlardır:
• Doğal çevrenin tahribatından ve sömürülmesinden kâr sağlayan kurumlara en yüksek ekonomik zararı vermek;
• Yeryüzüne ve üzerinde yaşayan türlere karşı işlenen suçları ortaya çıkarmak ve kamuyu bilgilendirmek;
• Herhangi bir insanın veya insan dışındaki diğer hayvanların zarar görmesini engellemek için her türlü tedbiri almak.
Bu ilkeler çerçevesinde ekolojik tahribatı durdurmaya yönelik her doğrudan eylem, ELF adını kullanabilir.
1997 tarihli bir ELF bildirisinde grubun esin kaynakları şöyle sıralanır: “Makine Kırıcılar [Luddistler], Düzleyiciler [Levellers], Kazıcılar [Diggers], Alman Autonome işgalevi hareketi, ALF, Zapatistler...”
ELF’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük eylem, 18 Ekim 1998’de Colorado’daki bir kayak merkezinde “vaşaklar adına” yapılanıdır. Eylemde, beş binaya ve dört teleferiğe yerleştirilen patlayıcı maddelerle 14 milyon dolarlık zarara yol açılmıştır. Bugün ekotaj eylemleri, ELF adı altında üstlenilsin veya üstlenilmesin, dünyanın dört bir yanında sürdürülmektedir. [EG]
Kaynaklar:
Noel Molland, “A Spark That Ignited a Flame: The Evolution of the Earth Liberation Front”, Igniting a Revolution: Voices in Defense of the Earth içinde, (ed.) Steve Best ve Anthony J. Nocella (Oakland: AK Press, 2006) s. 47-57.
Sierra Braggs, Earth First!: The Rise of Eco-Action, yüksek lisans tezi, Humboldt State University, 2012
Gündelik Hayatta Devrim
Adam Weissman
Ekolojik sabotaj, hem canlı bir Yeryüzü’ne duyulan sevginin şiirsel bir ifadesi hem de Yeryüzü’nün canına kasteden metanın ve servet birikiminin boş vaatleriyle körleşmiş, yozlaşmış dar görüşlü bir kültüre karşı direniştir. Bu ekolojik eylemli propaganda sayesinde, doğrudan eylemciler, insanların mülkiyet gibi yanılsamalı kavramları pekiştirmek için yarattığı afaki yasaların anlamsızlığını ortaya serer. Eko-sabotajcılar, paraya dönüştürürüm diye hiçbir taşı yerinden etmeden, hiçbir maden yatağını bulup çıkarmadan, hiçbir petrol rezervini boşaltmadan, hiçbir yağmur ormanını kesip tüketmeden rahat edemeyen gözü doymaz, yırtıcı bir sanayi medeniyetinin boyunduruğundan kurtulduklarını ilan ederler. Söz konusu medeniyetin yok oluşuna bağlı sayısız yaşama karşı bağlılık yemini ederler.
Makinelere saldırmak; vahşet karşısında kayıtsız kalmamızı telkin eden bir kültüre başkaldırmak; karanlığı kucaklayıp sessizce hücuma geçmek: Bunlar romantik kavramlardır, ama aynı zamanda da daha tamamlanmamış bir direniş modelini temsil ederler. İçinde yaşadığımız medeniyet, hayatımızı her yönden ağına düşürmüş durumda. Bu medeniyetin metaları ve kavramları dünya algımızı öyle biçimlendiriyor ki sanki onlarsız yaşayamayacağımıza inanıyoruz.
Peki dünyayı yaşanmaz hale getiren bu medeniyet hayatta kalmamız için gerekliyse, bu yıkım sürecini nasıl durdurabiliriz? Dünyadaki en büyük kötülüklere karşı çıkarak adaletsiz, ikiyüzlü yasalara başkaldırmak ne kadar önemliyse, bu kültürün gündelik hayatlarımızı mülkiyetine almasına karşı koymak ve yaşamlarımızın Yeryüzü’nün talan edilmesine bağlı olmadığını kanıtlamamız da o kadar önemlidir.
Bütün umutlarımızı gelecekte gerçekleşecek bir devrime bağlamak yerine, hayatta karşımıza tek seçenekmiş gibi sunulmuş olan “çalış-tüket”e dayalı yaşam tarzının dışında, temel ihtiyaçlarımızı giderebilecek pratik yaklaşımları vakit kaybetmeden ortaya koysak daha iyi olmaz mı? İçinde yaşadığımız topluma özgü yanlışların karşıtı olan değerleri –aşırı tüketim yerine ekolojik sürdürülebilirliği, hiyerarşi yerine eşitlikçiliği, benmerkezci rekabet yerine işbirliğine dayalı cemaati, sömürü yerine adaleti– hayata geçiren yaklaşımlar aracılığıyla yeni bir kültür yaratabilir ve böylece çoğunluklara güç ve ilham verip kapitalist endüstri toplumuna olan bağımlılığını ve onunla özdeşleşmesini sınırlayarak çok daha güzel başka bir dünya inşa edebiliriz. Nitekim yeniden tasavvur edilen devrimci çevrecilik ve toplumsal değişim sayesinde, hem gelecekte geniş çaplı kurumsal değişime zemin hazırlayabilir, hem de hiç vakit kaybetmeden gündelik hayatta bir devrim başlatarak insani değerleri hayata geçirmek için yeni pratikler ve kurumlar yaratabiliriz.
Kaynak: Igniting a Revolution: Voices in Defense of the Earth içinde, (ed.) Steve Best ve Anthony J. Nocella (Oakland: AK Press, 2006) s. 127-128.
ELF Bildirisi
Beltane, 1997
Bütün canlıları özgürleştirme mücadelesine hoşgeldiniz. Can çekişen gezegenimizin yakıcı öfkesiyiz biz. Açgözlülükten doğan savaşlar dünyayı mahvediyor ve bütün canlılar günbegün ölüyor. ELF, sanayiyi tez zamanda yok etmek, zenginleri yıldırmak ve devletin temellerini sarsmak için uğraşıyor. Direniş hareketi olarak benimsediğimiz sosyal ve derin ekolojiyi hayata geçiriyoruz. Kutsal olan her şeyi cansiperane savunduğumuzu düşmana göstermemiz gerekiyor. Hayallerimize erişebilmek için hep beraber dişimizle tırnağımızla mücadele ediyoruz.
Elimizdeki en büyük silah hayal gücümüz ve hiç beklenmedik bir anda saldırma yeteneğimiz.
1992’den bu yana, dünyanın dört bir yanında yeryüzü geceleri ve Cadı Bayramı şenlikleri düzenlendi. Binlerce buldozer, enerji hattı, bilgisayar sistemi, bina ve değerli ekipman paramparça edildi. Yüreğimizdeki cesaret başkalarını da harekete geçirmesin diye pek çok ELF eylemi halktan gizlendi.
İlham kaynaklarımız Makine Kırıcılar [Luddistler], Düzleyiciler [Leveller’lar], Kazıcılar [Digger’lar], Alman Autonome işgalevi hareketi, ALF, Zapatistler, ve hani şu kadim zamanların haşarı elf’leri olan küçük insanlar. Tepedekiler, elf diye bir şeye inanmadıklarından bizleri göremiyor. Gerçekte görünmeziz. Ne emir komuta zincirimiz var, ne sözcülerimiz ne de işyerlerimiz. Kırılgan hedefler peşinde, ayrı ayrı iş gören küçük gruplardan ibaretiz.
Pek çok elf Pasifik Kuzeybatısı’na ve başka kutsal yerlere gidiyor.
Kimi elf’ler, sürprizler yapa yapa yol alacaklar. Sizler de katılın bu aileye! Böylece dans ede ede, kurumsal para sisteminin posasını çıkaralım. “Fırtınalı gece” diye eylem grupları kurun, güvendiğiniz arkadaşları cesaretlendirin. Zira tek yürek olmuş bir topluluk çok güçlüdür.
Keşif Kolları Kurun:
Planınıza uyan hedefler arayıp bulun ve ne yapacağınıza karar verin.
Saldırın:
Enerji hatları: elektrik kablolarını kesin, elektrik direklerinin cıvatalarını ve temellerini sökün, ahşap direkleri testereyle kesin.
Trafolar: havai fişekler atın, üstlerine zincirler geçirin ya da patlatın.
Bilgisayarlar: Tesisleri paramparça edin, yakıp yıkın ya da suya boğun.
Lütfen bunu kendi kullanımıza uygun olarak geliştirin ve çoğaltıp dağıtın.
Kaynak: Igniting a Revolution: Voices in Defense of the Earth içinde, (ed.) Steve Best ve Anthony J. Nocella (Oakland: AK Press, 2006) s. 408-409.
[1] Sierra Braggs, Earth First!: The Rise of Eco-Action.
[2] insurgent systems of learning and knowledge production, ifade Manuel Callahan’a ait, aktaran Sierra Braggs, a.g.e.