San Francisco’nun iki etnik azınlığının (Çinliler ve İtalyanlar) geleneksel semti olan North Beach, 1950’lerde, yeni serpilmeye başlayan alt-kültürün merkeziydi. Şairlerin başını çektiği “Beat kuşağı”nın dünya çapında tanınmaya başladığı sıralarda, aslında şiir burada gelişen sanat formlarından yalnızca biriydi. North Beach, ressamlar, heykeltıraşlar, yazarlar, fotoğrafçılar, müzisyenler, sinemacılar ve şairler için adeta bir cennetti. Sanatçılar kolektif bir yaşam sürdürüyor, birbirleriyle yakın ilişki içinde çalışıyorlardı.
Fakat zaman içinde bu özel ve benzersiz semt herkesin ilgisini çekmeye başlayınca, vaktiyle sessiz sakin bir yer olan bölge turistlerle doldu ve şiir okuyan, esrar içen aylak sakinler birdenbire emniyet güçlerinin ilgi odağı oldu. Bunun üzerine pek çok sanatçı, North Beach’ten ayrıldı. Gittikleri yerlerin başında, San Francisco kentinin gururu Golden Gate Park’ın sınırındaki Haight-Ashbury semti geliyordu. Haight-Ashbury, bundan sonra, San Francisco Mim Topluluğu (Mime Troupe), Sanatçı Kurtuluş Cephesi (Artists Liberation Front-ALF) ve ardından 1960’ların en etkili karşı-kültür hareketlerinden Diggers'ın beşiği olacaktı.
Dansçı ve mim sanatçısı Ronald G. Davis, 1959’da, Brechtçil tiyatro ile İtalyan Commedia dell’Arte geleneğinden esinlenen San Francisco Mim Topluluğu’nu kurdu. Dış mekânlarda ücretsiz oyunlar sergileyen topluluk, 1963’ten itibaren, kamusal alanda izinsiz müdahaleler biçimini alan “gerilla tiyatro”lar sergilemeye başladı.(video belgesel sayfanın en sonunda)
“Mim Topluluğu’nun şöhreti kısa sürede arttı ve topluluk Davis’in çabalarıyla aktivist genç sanatçıları kendi bünyesine katmayı bildi. Sadece tiyatrocular değil yazarlar, heykel sanatçıları, müzisyenler, dansçılar topluluğun eğlenceli gösterilerinde aktif görevler aldılar ve halka açık mekânlarda sergilenen politik sanatsal gösterilerinin mantığı üzerine pek çok gözlem yapma ve değerli deneyimler elde etme şansını yakaladılar. 1966 yılına gelindiğinde yaklaşık yirmi kişilik bir grup sahnede hayal edilen gerçekliği gündelik hayatta gerçekleştirmek için topluluktan ayrıldı ve şehrin farklı bir bölgesine giderek alternatif bir kolektif kurdular. Böylece 'gerilla tiyatrosu'nun ikinci aşaması başladı. Kendilerine İngiliz iç savaşı sırasında boş toprakları tarıma açan bir grup devrimci köylüden ilham alarak 'Diggers' [Kazıcı] adını verdiler. Diggers üyelerinden [Peter] Coyote, Mim Topluluğu’nun kişisel deneyimi açısından kendisine neler kattığını şu cümlelerle ifade ediyordu: ‘Dünyaya Marksist prensipler ışığında bakmaya ve analiz etmeye, onu daha kapsamlı biçimde kavramaya gerçek anlamda ilk kez Mim Topluluğu’nda başladım. Dogmatik olma gereği duymayan analizler: sınıf, sermaye, kim neye sahip, kim ne yapıyor, kim ne için çalışıyor. Ve bu birden imgelemin işleyişine hız verdi… Birdenbire her şey yerli yerine oturuyor ve entelektüel yaşamınızla sanatsal yaşamınız arasında bir bağ oluşuyor.’ "[1]
Eski Diggers üyelerinden aktör Peter Coyote, Kara Panterlerle
Diggers, performansı, izleyenlerin bilincini yükseltecek, çerçevesi belli bir hadise olmaktan çıkararak, yeni bir toplum hayatının sürekli icrasına dönüştürdü. Hayallerindeki yaşamı şimdi ve burada somutlaştırmak amacıyla “yaşam-oyunculuğu” adını verdikleri bir teknik benimseyen Diggers, doğrudan eylem ile tiyatro oyunculuğunu biraraya getirmişti. Ücretsiz dağıttıkları Free City, Free News gibi dergiler aracılığıyla duyurdukları etkinliklere binlerce insan katılıyordu.
Diggers pek çokları tarafından hippi kültürüyle özdeşleştirilmişse de, ve bazı açılardan bu kültürle benzerlik gösterse de (egemen yaşam biçimlerinin koşullandırmasından kurtulmak üzere uyuşturucu kullanımını teşvik etmeleri gibi), toplumsal programdan yoksun olduğu için hippiliği eleştiriyorlardı. Tıpkı paranın ölümünü ilan ettikleri happening gibi, hippiliğin 'cenazesini kaldırdıkları' bir gösteri de düzenlemişlerdi. Diggers’ın başlıca hedefi, para ekonomisinden bağımsız Özgür Şehirler kurmaktı. Bu şehirlerde ücretsiz hukuki ve tıbbi yardım sağlanacak; herkes ücretsiz pansiyonlardan, iletişim ve ulaşım hizmetlerinden faydalanabilecekti. Üretim fazlası ve para bağışıyla işleyen bu proje kısa ömürlü olmakla birlikte, Amerika ve dünyadaki pek çok başka karşı-kültür hareketini etkiledi. Diggers bu amaçla, Özgür Şehir Kolektifi adı altında başka bölgelerde de faaliyet yürüttü ve kendi mahallelerinde ücretsiz sosyal hizmet ağı kuran Kara Panterler gibi örgütlerle dayanışma içinde oldu. [DY-AB]
Kaynaklar:
The Early History of the Digger Movement
http://www.sfmt.org/company/history.php
Michael William Doyle, “The Haight-Ashbury Diggers and the Cultural Politics of Utopia, 1965-1968”, doktora tezi, Cornell Üniversitesi, 1997.
Will Bradley, “Introduction”, Art and Social Change içinde, ed. Will Bradley ve Charles Esche (Tate Publishing, 2007) s. 17-18
Fırat Güllü, San Francisco Parklarında Neler Olmuştu?
Les Diggers de San Francisco, belgesel, Céline Deransart ve Alice Gaillard [video en altta]
Özgür Şehir
Bilinç durumumuz, yeraltında birbirimizi alt etmeye yönelik oyunlar oynamayı bırakıp, özgür şehirlerde yaşayan özgür ailelere uygun görevler geliştirmek için gayret göstermemizi gerektiriyor.
Bireysel faaliyetlerimiz için gereken özgürlüğü sağlayabilmek için elimizdeki olanakları müşterekleştirmeli ve enerjilerimizi buluşturmalıyız.
Dünyanın her şehrinde gevşek bir rekabetçi yeraltı oluşumu var. Bu oluşumlar, amaçları bazen örtüşen bazen çatışan (ama çoğunlukla nihai hedef olan özerkliğe ulaşma olasılığını zayıflatan) topluluklardan oluşuyor. Geldiğimiz noktada hepimizin bir silahı var; hepimiz onu kullanmasını biliyoruz; düşmanımızı tanıyoruz ve kendimizi savunmakta tereddüt etmeyiz. Daha fazla hakarete tahammülümüz yok. O halde, biraz daha kararlı davranıp Batı dünyasının kentsel ortamlarında özgür şehirler kurmanın vakti geldi.
Özgür şehirler, temin ettikleri ve sürdürdükleri hizmetlerle, özerk toplulukların yemek, matbaa olanakları, ulaşım, alet edevat, para, barınak, çalışma alanı, kıyafet, makine, kamyonet vs. bulma derdine düşmeden programlarını yürütmelerine imkân tanıyan bir özgürlük zemini sağlayan Özgür Ailelerden oluşur (San Francisco özelinde bu aileler Diggers, Kara Panterler, Provo’lar, Mission Rebels ve çeşitli devrimci grup ve komünlerdir).
Devrimimizin bu aşamasında, Amerika’nın şehirlerine yayılmış bütün ailelerin, komünlerin, Siyah örgütlerin ve grupların, eşgüdüm içerisinde çalışarak, tekil klanlar bünyesinde faaliyet gösteren kişilerin ihtiyaçlarını bedavaya karşılayabilecekleri Özgür Şehirler kurmaları şarttır.
Tüm yoldaşlar yapılması gerekeni yapmak için ne gerekiyorsa alacaktır.
Özgür Şehir
Bir taslak ... bir başlangıç. Tüm hizmetler, birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş ve aşırı iş yüküyle ustalık ve şevkle baş edebilecek kadar davalarına adanmış yoldaş grupları tarafından yürütülmeli.
Özgür Şehir Santrali/Enformasyon Merkezi, bütün hizmetleri, faaliyet ve yardımları koordine etmeli; desteği, en çok ihtiyaç duyulduğu noktaya yönlendirmeli. Ayrıca, hukuki destek, barınak, makine, ve benzeri ihtiyaçlar söz konusu olduğunda müracaat mercii burası olmalı. Evlerinden edilmiş toplulukların ve bireylerin posta adresi olarak işlemeli ve başıboş enerjileri en çok ihtiyaç duyuldukları noktaya yönlendirmeli.
Özgür Gıda Depolama ve Dağıtım Merkezi, halihazırdaki bütün bedava gıda kaynaklarına gitmeli –satılmayan bol miktarda artık gıdanın biriktiği sebze ve meyve pazarları, köylü pazarları, kesim ve et işleme tesisleri, çiftlikler, mandıralar, hayvan çiftlikleri, tarım meslek okulları, dev kurumlar–ve dilenmek, ödünç almak ve çalmak da dahil olmak üzere mümkün olan her tür yolla kamyonlarını üretim fazlasıyla doldurmalı; şoförlerle irtibat kurarak, sevkiyattan arda kalanların kendilerine ulaştırılmasını temin etmeli. En doğrusu vardiyalı çalışmak: sabah vardiyası erzağı toplar, akşamüstü vardiyası ise elindeki liste doğrultusunda gıdayı, özgür ailelere ve gettolarda yaşayan fakirlere teslim eder.
Bu grup, insanların gıda fişlerini ortak bir havuzda biriktirmelerine yardımcı ollmalı ve annelerini (ya da başka bir tayfayı) yolcular ve evsizler için bedava bir lokanta açmaya ikna etmeli.
Diggers üyeleri ücretsiz yemek dağıtıyor
Özgür Şehir Bankası ve Hazinesi
Bu grup para toplamaktan, Özgür Şehir’de yaşayan ailelerin kiralarını ödemek, akaryakıt ve benzeri başka ihtiyaçlarını karşılamak için beleş para kaynakları yaratmaktan mesul olmalı. Bunun dışında, fakir getto çocukları için ufak tefek üçkağıtlar (kurabiye satışı, vs.) tertipleyecekler.
Özgür Şehir Hukuki Danışma Hizmetleri
Bu hizmet, Özgür Şehrin haklarını ve sunduğu hizmetleri savunmaya hazır, fiyakalı, pişkin ve birinci sınıf avukatlar tarafından verilecektir... beyaz, liboş, suçluluk duygusuyla kıvranan adalet tellallarına lüzum yok. Bize tuttuğunu koparan birinci sınıf avukatlar gerekiyor. Dava konusu olan beleş para ve mülkü mükemmelen idare edebilecek ve muhitinizdeki polis zulmünün hakkından gelebilecek avukatları yanımıza çekin.
Özgür Şehir Konut ve Çalışma Alanları
Bu grup, marangoz atölyelerine, garajlara, tiyatro sahnelerine vesaire çevirmek amacıyla metruk binalar kiralamalı veyahut kent yönetimiyle anlaşarak bu mekânları devralmalı. Çevreye-özgü eserler üreten sanatçılar büyük depoları devasa dans-şenlik-şölen saraylarına dönüştürebilir.
Şehir mekânlarını özgürleştirme hamlesi, ciddi ve iş kotarmaya odaklanmış üç kişilik bir ekip tarafından yürütülmeli. Bu ekip, kent bürokrasilerini ve gecekondu ağalarını köşeye sıkıştırabilmek için avukatlarla ortak çalışmalar yürütebilmeli. Özgür Şehir’e mekân devşirmek için kentteki çoğu gayri menkulün sahibi konumundaki kilise hedef alınmalı. Kilise yetkilileri muhatap alınırken tavizsiz bir üslup benimsenmeli ki, işin şakası olmadığını anlasınlar.
Özgür Şehir Çevre ve Tasarım Ekibi
Üniversite ya da sanat enstitülerinde okuyan sanatçı gruplarını saflarımıza katmalı ve gecekonduların ve çoğu Özgür Şehir Aile meskeninin rutubetli sefaleti üzerine çalışmalarına yardımcı olmalıyız. Rahatsız edilmeksizin topluluk için yaşam alanları inşa eden iyi ressamlardan, heykeltıraşlardan ve tasarımcılardan oluşan gruplar... Gerekli malzemeler ve araç gereç üniversite projelerinden ve imalatçılardan yürütülebilir.
Kaynak: “The Post-competitive, Comparative Game of a Free City” başlıklı bildiriden kısaltılarak çevrildi, Art and Social Change içinde, s. 152-156.
[1] Tırnak içindeki bölüm, Fırat Güllü’nün Mimesis dergisinde yayınlanan San Francisco Parklarında Neler Olmuştu? başlıklı yazısından alındı. Coyote alıntısını aktaran, Bradford D. Martin, “The Theater is in the Street: Politics and Public Performance in Sixties America”, University of Massachusetts Press, 2004, s. 89.