Alman Komünizminin Sanatçısı: John Heartfield’ın Ajit-Prop Fotomontajları

Walter Benjamin “Üretici Olarak Yazar” adlı denemesinde, bir eserin devrimci niteliğini saptayabilmek için “‘zamanının toplumsal ilişkileri karşısındaki konumu’ndan önce ‘onların içerisindeki konumu’nu” sorgulamak gerektiğini savunur. Bir eseri devrimci yapan, muhalif tutumundan ve sergilediği solcu eğilimlerden çok, tekniğidir. Benjamin, fotomontaj tekniğiyle basın-yayın aygıtının devrimci potansiyelini açığa çıkardığını düşündüğü dadacı John Heartfield hakkında şöyle der:    

 

Dadaizmin devrimci gücü, sanatı otantikliği açısından sınamasındaydı. Biletler, makaralar, izmaritler resimsel öğelerle karıştırılıp natürmort yapılıyor, etrafına da birer çerçeve geçiriliyordu. Bu şekilde insanlara şöyle deniyordu: Bakın, çerçeveniz zamanı parçalıyor. Günlük hayatın otantik en küçük parçası, bir resimden daha çok şey anlatır. Tıpkı bir katilin sayfadaki kanlı parmak izinin, o sayfada yazılı olanlardan daha çok şey anlattığı gibi. Bu devrimci içeriğin büyük bir kısmı fotomontaja geçmiştir. Tekniğiyle kitap kapağını politik bir araca dönüştürmüş olan John Heartfield’ın çalışmalarını düşünmemiz yeter.

 

Heartfield, nam-ı diğer “Montajcı Dada”, en çok 1924-1933 yılları arasında Berlin’de çıkan Resimli İşçi Gazetesi'nde (Die Arbeiter-Illustrierte-Zeitung/AIZ) yayınlanan fotomontajlarıyla tanınır. Daha az bilinen çalışmaları ise, ağabeyi Wieland Herzfelde tarafından kurulan ve 1916-1947 yılları arasında faaliyet gösteren solcu yayınevi Malik-Verlag için tasarladığı kitap kapaklarıdır. Malik-Verlag, 1920 yılından itibaren, aralarında Upton Sinclair, John Dos Passos ve Maksim Gorki gibi yazarların eserlerinin de bulunduğu bir dizi sosyalist ve komünist roman yayınladı. Bu romanların çoğunun kapağı John Heartfield tarafından tasarlanmıştı. [Kaynak: e-skop, Fotomontajın Öncülerinden John Heartfield’in Politik Kapak Tasarımları]

 

   

Franz Jung, Die Eroberung der Maschinen, 1923           Upton Sinclair, 100%, 1924 baskısı

 

    

Upton Sinclair, Sündenlohn (Günahın Bedeli), 1928. Ön kapak tasarımı Heartfield’a, arka kapaktaki illüstrasyon ise George Grosz’a ait.

 

Heartfield'ın kitap kapakları için geliştirdiği fotomontajlar büyük ilgi toplamıştır. Adolf Behne, Hans Reimann, Jan Tschichold, Kurt Tucholsky ve Herbert Frenzel gibi eleştirmenler, hep fotomontaj kapakları överek, onların alışılmamış çarpıcılığı üzerinde durmuşlardır. Onlarla aynı görüşte olan komünist yayınevi Malik dışındakiler de, kendi çıkardıkları kitapların kapaklarını tasarlaması için sık sık Heartfield'la çalışmışlardır. 1927 yılına gelindiğinde, “montör”ün büyüleyici kitap kapakları, artık diğer sanatçıları da peşinden sürüklemektedir. Birkaç yıl sonra, Moholy-Nagy ve Sasha Stone gibi ünlü sanatçılarla birlikte, Paul Urban ve Max Keiler gibi daha az tanınmış isimlerin tasarladığı şömizler, ülkedeki kitapçı vitrinlerini doldurmuştur bile. Tshichold'un, Heartfield'ın icat ettiğini söylediği fotoğraftan sıvama ciltler (photoeinband) bu yıllarda Weimar'ın kitap pazarını fethetmekle kalmamış, diğer ülkelerin yanı sıra, Sovyetler, Polonya, Çekoslovakya ve Fransa'da da görülmeye başlamıştır.

Fotomontaj kitap kapakları Heartfield'a ulusal ve uluslararası şöhret kazandırmıştı. Giderek daha fazla ilgi toplayan fotomontajlar 1927'de kapaklar dışında da kullanılmaya başladı. Zaman zaman, Grosz ile birlikte derlediği, Alman Komünist Partisi'nin mizah dergisi Der Knüppel'in ve spor dergisi Arena'nın sayfalarını süslediler. Heartfield’ın, Parti'nin Ajit-Prop Bölümüyle daha yoğun olarak çalışması, bir kerelik yayınlanan Italien im Ketten (İtalya Zincirler İçinde) (1928) dergisindeki “Faşizmin Çehresi” ve yıllık İşçinin Takvimi için tasarladığı çeşitli grafikler gibi özel işlere vesile oldu. Bunlardan ilki, bir domuz tüccarı ile Katolik din adamlarının ve kudurmuş kara gömleklilerin yaptıkları sonucunda masumlar katledildikçe, Mussolini'nin koca suratının nasıl bir kurukafaya dönüştüğünü gösteriyordu. Gene 1928'de yaptığı ve ötekiler kadar güçlü olan montajlar ise, Parti'nin resimler açısından hayli yavan olan günlük gazetesi Die Rote Fahne’ye (Kızıl Bayrak) canlılık kazandırdı. Bunlardan biri olan “Beş Parmağı Vardır Elin”, 1928'deki hararetli Reichtag seçim kampanyaları sırasında gazeteden duvarlara taştı.

 

John Heartfield, “5 Finger hat die Hand” (Beş Parmağı Var Elin), Die rote Fahne dergisi, no. 112 (13 Mayıs 1928). Metnin devamında şöyle deniyor: “Düşmanı 5’le yakalarsınız! 5. Listeye oy verin, Komünist Parti’ye”.

 


John Heartfield, “Das Gesicht des Faschismus” (Faşizmin Çehresi), Italien im Ketten, 1928. Alttaki yazıda şöyle deniyor: “Önümüzdeki 15 sene içinde İtalya’nın çehresini öyle bir değiştireceğim ki kimse onu tanıyamayacak”, altında Mussolini’nin imzası yer alıyor.

 

 

Georg Pahl (Aktuelle-Bilder-Centrale), “20 Mayıs seçimleri sırasında Berlin sokaklarında görülen ilginç bir Komünist Parti afişi (muhtemelen Alman Komünist Partisi Berlin merkezinin, Karl Liebknecht Evi’nin cephesine yapıştırılmış” 1928. Bundesarchiv, Berlin.

 

Bütün bunlar, dünyaya fotoğraf görüntüleri ardından bakmayı öğreten heyecan verici tasarımlardır. Zaman zaman Heartfield, Alman işçilerini ve onların kahramanlarını abartılı biçimlerde anıtsallaştıran eleştiriden uzak işler de yapmıştır. 1927'de, Sovyetler'in desteklediği dev basın ajansı Willi Münzenberg'in yönettiği Yeni Alman Basımevi için yaptığı kitap kapağı çalışmaları, Basımevi'nin Yeni Rusya gibi dergilerinde yayınlanan son derecede renkli ve tanıtıcı işlerin de yolunu açmıştır. Münzenberg'le ilişkisi, Heartfield'ın, onun grafiklerini öven Kurt Tucholsky ile işbirliği içinde tasarladığı Deutschland, Deutschland über Alles fotoğraf albümünün yayınlanmasını da sağlamıştır. 1930'da başlayan ve ona dünya çapında ün kazandıracak olan Arbeiter-Illustrierte Zeitung'daki (AIZ) yayınları da bu ilişki sonucunda gerçekleşmiştir. Heartfield, AIZ'deki yayınlarına, yeni görevinin bir medya ve fotoğraf eleştirmeni olduğunu açıklayarak başlamıştır. Okurlarının, bir ressamın eteğine varıncaya kadar ‘münasebetsiz’ ayrıntıları çarpıtan öteki gazetelerin "gözbağlarıyla" kör olmalarını önlemeye çalışmıştır.

 

Arbeiter-Illustrierte Zeitung 9, no. 6 (1930), s. 102-103. Sağ sayfada John Heartfield’ın dergi için yaptığı ilk fotomontaj, “Ich bin ein Kohlkopf. Kennt ihr meine Blätter? (Ben Bir Lahana Kafayım, Yapraklarımı Gördünüz mü?”. Sol sayfada: “Nanu! Zweimal dasselbe???” (“Hoop! İki Kez Aynısı mı???”), tasarım ekibinin ismi bilinmeyen üyeleri tarafından kotarılmış, sağdaki fotoğrafta ressamın etek boyu uzatılmış.

 

Heartfield bütün bu çalışmalarında, çağdaş dünyaya dönük sarsıcı grafik anlatıların üretildiği kitap kapaklarından çıkardığı derslerden yararlanmıştır. Damıtılmış fotoğrafları ve keskin kontrastları sayesinde, sadece bu anlatıları çarpıcı bir açıklıkla iletmekle kalmamış, gerçekliğin ve onun fotoğrafik röprodüksiyonunun ilk anda göründüklerinden ne kadar farklı olduğuna işaret etmiştir. Tretyakov'un deyişiyle, onun seçici ve duygu dolu "toplumsal vizyonu", artık hem Almanya'da hem Avrupa'nın başka yerlerinde radikal solcu ajit-prop sanatının standardı haline gelmiştir.

Ne var ki, görüntülerin gizlediği hakikati açığa çıkarmaya çalışan bu resimlerin ardında başka birtakım çarpıcı gelişmeler ortaya çıkıyordu. Heartfield'ın fotomontajı, o sıralarda doğmakta olan radikal sol proletarya sanatını belirleyen form haline geliyordu. Kitap kapakları projesi daha yeni başlarken, Grozs, Schlichter, Grethe Jürgens ve Otto Nagel, yoksul Alman emekçilerin yaşadıklarının gerçekçi temsilini esas alan proletaryaya özgü bir sanat yürütüyorlardı. 1924 yılında, Moskova'da, büyük bölümü iç karartıcı olan bu tür resimlerden büyük bir sergi düzenlendi: Birinci Genel Alman Sanatı Sergisi. Bu noktadan sonra, güzel sanat ölçütlerine dayanan proletarya resim sanatı, Weimar'ın politik sanat sahnesinde gittikçe sönükleşti. Ama aynı yıl, Heartfield, propaganda afişlerini, partililerin sanat eğitimini, resim yapmayı ve sergilemeyi de kapsayan, ve proletarya sanatı yönünden çok daha geniş bir vizyon sunan Kızıl Grup'un (Rote Gruppe) kuruluşuna da yardımcı oldu. Sonraki yıllarda, Otto Nagel'in deyimiyle "sefalet sanatı" gittikçe yadırganırken, ajit-prop sanatı gayet çekici ve etkili imajlar sundu. Bu imajlar, hem bütün açıklığıyla kitleleri bilgilendiriyor ve karşı tarafı hırpalıyor hem de duygusal açıdan ikna edici bir şekilde partizanları kahramanlaştırıyordu. Öte yandan ajit-prop, komünizm ile fotoğrafın modernliğini sıkı sıkıya birbirine bağlıyordu. Heartfield, bir karınca çalışkanlığıyla, o zamana kadar kimsenin pek önemsemediği kitap kapaklarını ince ince tasarlayarak, fotomontajlarının sarmaladığı olgusal hikâyeleme [literary reportage] türüne dayanan bir proletarya sanatının önünü açmıştı.

Heartfield'ın son derecede odaklanmış fotomontajları, Alman Komünist Partisi'nin yayınlarında ve diğer komünizm bağlantılı yayınlarda görülmeye başladığında, politika sahnesinde büyük gürültü kopardı. 1929'da düzenlenen ve alanında bir mihenk taşı oluşturan Film ve Fotoğraf sergisinin bir galerisini başlı başına ona ayırması, kültür dünyasında her bakımdan önde gelen bir sanatçı olarak kabul görmüş olduğunu gösteriyordu. Bu sadece ona ve  serginin düzenlenmesinde önemli katkısı olan ünlü Bauhaus hocası Moholy-Nagy'ye özgü bir ayrıcalıktı. Heartfield, yerleştirmesini bizzat yaptığı anlaşılan bu özel galeride, eserlerinden bir retrospektif sunuyordu. Parti liderleri, bu avangard montajlardan, kullanmaya başlamalarına rağmen son derecede rahatsız olsalar da, Parti’yle yakından ilişkili bir eleştirmen, 1932'de, taşıdıkları büyük potensiyeli övüyordu. "Sınıf  Mücadelesinin Bir Silahı Olarak Fotomontaj" başlıklı yazısında, Macar göçmen Alfred Kemény, Heartfield'ın eserlerini "klasik" olarak tanımlıyordu: "Şömizlerin ve resimli politik kitapların tasarımında fotomontajın kullanılmasına önderlik eden odur. Yıllar süren inatçı ve kararlı bir çalışma sonucunda, proletaryanın kurtuluş mücadelesi için en uygun olduğunu düşündüğü çizginin benimsendiğini görebilmiştir." Üstelik sadece fotomontajın politik niteliği dolayısıyla değil, "yüksek sanatsal değeri" dolayısıyla da benimsenmiştir. Bir zamanlar Malik kitabevinin vitrininde rastlanan o kışkırtıcı afiş, artık Alman komünizminin sanatı olmuştur. Radikallerin, ancak "fotoğrafla resim yapıp fotoğrafla yazı yazarak" dünyalarını kavrayacakları yolundaki ünlü açıklamalarıyla Heartfield, yaratıcılığın zirvesine çıkmıştır.

 

Kaynak: Andrés Mario Zervigón’un John Heartfield and the Agitated Image: Photography, Persuasion, and the Rise of Avant-garde Photomontage kitabında yer alan “The Artist of German Communism: 1926-1933” başlıklı bölümden çevrilmiştir. 

skopdergi 11