-
24/6/2017
Dada'nın sanat ve intihar arasında kurduğu ilişkinin kaynakları Rönesans hümanizmine kadar gidiyor. Hıristiyanlığın "öldürmeyeceksin" emri uyarınca o zamana kadar lanetlenen ve yasaklanan intihar, Rönesans'la birlikte edebiyata ve felsefeye sızmaya başlıyor. Bu gelişmeye, pagan antik çağda intihar eden efsanevi âlim ve filozoflara uyanan ilgi yol açıyor...
-
2/6/2017
Hıristiyan Ortaçağ'da Tanrı'ya ve insanlığa karşı işlenmiş en büyük günahlardan sayılan intihar, Rönesans hümanizmiyle birlikte meşruiyet kazanmaya başlıyor. Giderek edebiyatta ve tiyatroda kahramanlık mertebesine kadar yükseliyor. Felsefede ise delilikle ve şiddetle birlikte incelenmeye başlıyor. Romantizmle, bütün bunlar sanat ontolojisine sirayet ediyor.
-
11/3/2014
Lautrémont, Rimbaud ve Jarry’den sonra hâlâ ciddi ciddi yazmaya devam edenler şerefsizdir...
-
11/3/2014
Julien Torma 1902’de Fransa’nın kuzeyinde doğdu ve 31 yıl sonra Tirol’de kayıplara karıştı. Arthur Cravan gibi, Torma’nın da hayat hikâyesine, özellikle nasıl kaybolduğuna dair bilgilerimiz son derece sınırlı
-
4/3/2014
Yaşamak için hiçbir sebep yok, ama ölmek için de sebep yok. Hayatı ne kadar hor gördüğümüzü gösterebilmemiz için bize bahşedilmiş yegâne yol, onu kabul etmek. Hayat, ondan vazgeçme zahmetine değmez.
-
4/3/2014
İntiharın hayata doğrulttuğu silah asla hedefini şaşmaz. Her şeyi yakıp yıkan irade geçip gittikten sonra geride ne enkaz kalır ne yıkıntı.
-
25/2/2014
Sanatçıda, servetini de sağlığını da heba eden müsrifin soylu özyıkımlarından eser yok. Tersine, kendine dikkat etmek için kılı kırk yardığı, son derece sıhhatli olduğu, ve frengisini basit bir halsizlikmiş gibi karşılayan bir Verlaine’dan fersah fersah uzak olduğu her halinden belli oluyor...
-
25/2/2014
Arthur Cravan amacını tam anlamıyla gerçekleştirebilmiş olsaydı, ardında bıraktığı tüm metinleri de yanında götürür, hayalimizde sadece eylemlerinin izini bırakırdı. O bütün dehasını hayatına verdi; ve hayat tutuştuğunda, ardında yeteneğinin kalıntıları kaldı.
-
19/2/2014
Vasatlıktan bıktım ve öyle belirsiz bir süre uykuya dalmayı geçiriyorum kafamdan – Sadece bu birkaç sayfayı yazmak için bile uyanık kalma çabası bana çok zor geliyor
-
19/2/2014
Kral Übü’nün haşmetli göbeğiyle Fransız kamuoyu önünde ilk kez arz-ı endam edişinden bir yıl önce (1895) doğar Jacques Vaché. Jarry’nin hicvî ve mistik yazılarının çoğunu okumuş, ve zaman zaman onun sakar ve burnu büyük anti-kahramanı Übü’ye öykünmüştür.