-
30/12/2022
Modernist sanatçıların metropolle ilişkisi genelde bir ambivalans içerir: Çekicilik ile iticilik biraraya gelir, büyük şehri anlatan/betimleyen yapıtta. Louis Aragon’un 1926 tarihli "Paris Köylüsü" romanı ise, bu ambivalansı aşmak için üretilmiş bir metin gibi görünüyor...
-
15/12/2020
Klinger, Munch ve Ensor’un özel konumu, tekinsiz atmosfer için gerekli olan müphemliğin öncülüğünü yapmalarından kaynaklanıyor. Gerçekliğe dair yargıda sürüncemede kalma hâli, sanatsal hazzın ötesine geçip hoşnutsuzluğu sahiplenmek zorunda bırakır bizi.
-
1/11/2020
Max Ernst’in kolaj-romanının benzersizliği, otomatizmden kısmi kopuşundan ve rahatsız edici etkisinden kaynaklanıyor. Bunu daha iyi anlayabilmek için, “tekinsizlik” nasıl bir haldir, daha yakından bakmakta fayda var.
-
9/5/2020
Mekân ile korku arasında bağ kuran sayısız film ve kitap bulunduğunu söylemeye gerek yok. Evin istilası veya kapalı bir yere hapsolmak, ister insan kötülüğünden, ister doğaüstü kötülükten, ister doğal afetten kaynaklansın, korku anlatılarının favori temalarındandır.
-
15/2/2020
Artaud, var olmaktan nefret etse de, hemhâl olduğu Van Gogh’unkine benzer çileli yaşamıyla, var olma direncinin vücut bulmuş hâlidir; yazısı da, şiiri de, tiyatrosu da, hastalık belirtisi olmaktan çok, karşı-semptom haline gelen bir im ve mim üretimidir.