-
31/7/2018
“Hegemonya”, Antonio Gramsci’nin 1927-1935 yılları arasında faşist bir hapishanede büyük zorluklarla yürüttüğü çalışmalarında önemli bir anlam kazanır. Gramsci’nin bu kavramı kullanma biçimi konusunda hâlâ belirsizlikler olsa da, eserleri Marksist kültür kuramı içerisindeki en büyük dönüm noktalarından birini oluşturur.
-
24/7/2018
Yenilikçi bir sınıf, hâkim sınıfın aşılması zor siper ve tahkimat blokunun karşısına hangi araçları çıkarabilir?
-
20/7/2018
Gramsci’nin “kültür” derken kastettiği şey, bizlerin bu sözcükten anladığımız şeyden basbayağı farklıdır. “Kültürel hegemonya” kavramı, entelektüellerin ya da muhaliflerin ana-akım medyadaki bitmek bilmeyen söylemlerini değil, bir partinin sınıf bilinci uyandırmak suretiyle geniş bir toplumsal kesim yaratma kabiliyetini ifade eder.
-
27/10/2017
Rancière’in mutabakatı durağan ve yekpare bir şey olarak görmesi, mutabakatın ihtilaflı –ya da Rancière’in terimleriyle söyleyecek olursak, uyuşmaz– doğasını ıskalamasına sebep olur. Bu mutabakat, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından başlayarak kendi içinde bir dizi etnik, dinî, ulusal, uluslararası, cinsel ve sınıf-temelli çatışma ekseninde parçalanmıştır.
-
11/8/2015
Şayet duyulursa Komünist Enternasyonal’in bütün itibarını yerle bir etme tehlikesi taşıyan, inanılmaz, muazzam, müthiş bir olay oldu: Moskova’daki İkinci Kongre’de, Lunaçarski yoldaş, İtalya’da Filippo Tommaso Marinetti adlı devrimci bir entelektüelin yaşadığını söyledi.