Kâinatın ve Sanat Dünyasının Yeni Efendileri: Hedge Fon Yöneticileri

Reuters'in haberine göre, hedge fon yöneticisi Steve Cohen'in 'oyuncakları' arasında, 155 milyon dolar değerinde bir Picasso'nun da yer aldığı 1 milyar dolarlık sanat koleksiyonu bulunuyor.

 

Tom Wolfe, son dönemde Portfolio dergisine verdiği bir röportajda, Şenlik Ateşi’ni bugün yeniden yazacak olsa “kâinatın efendileri” olarak bu kez hedge fon yöneticilerini seçeceğini söylemişti. Bu tanım, hedge fon yöneticilerinin yeni oturdukları güçlü sanat koleksiyoncusu ve varlıklı mülk sahibi koltuğunda sahip oldukları kültürel nüfuzun hakkını çok iyi veriyor (artık New York ve Connecticut’ın bazı bölümleri Aşağı ve Yukarı Hedge’istan diye adlandırılıyor). Ama asıl kötüsü, “kâinatın efendileri” nitelemesi, bu insanların küresel ekonomik servetteki artan kontrollerini de ifade ediyor. En yüksek ücreti alan hedge fon yöneticilerinin (listenin ilk üçünde yer alanların her biri yılda 1 milyar dolardan fazla kazanıyor) kişi başına yıllık kârı, Bahreyn, Ürdün, Etiyopya ve Jamaika’nın toplam gayri safi millî hasılalarından daha yüksek. Bir araştırmaya göre, hedge fon şirketlerinin (toplamda sadece 9000 grup) yönettiği varlıklar 2006’da tahminen 1,9 trilyon dolar değerindeyken, aynı yıl içinde bu değer %24 artış gösterdi. Her hafta gazetelerde, hedge fonların dünya piyasasında hâkimiyeti ele geçirmesinin farklı yollarını anlatan sürüyle makale yayınlanıyor. Bugün hisse senedi ve kredi piyasalarındaki küresel finans hareketlerinde hedge fon işlemleri bankalarınkinden daha fazla yer tutuyor. Yani hedge fonlar, en iyimser tarifle, yeryüzünün efendileri…

Hedge fonlar, sadece büyük kurumlara ve aşırı zengin yatırımcılara açık olan, kontrolsüz birer kapalı kutu konumunda. Servet oluşturmak için eşi görülmemiş birer araç olan hedge fonlar, bildik piyasa işlemlerinden kaldıraç uygulamasına (yani, getirileri artırmak için yüksek miktarda para ödünç almak), opsiyonlar ve vadeli işlemlerden “açığa satış” gibi türevlere kadar pek çok yöntemi devreye sokar. Sürekli daha yüksek getiri peşinde olan hedge fonlar, çoğunlukla, durmaksızın genişleyen varlık sınıfları yelpazesi içinde kısa vadeli yatırımlar yaparlar. Bu varlıklar arasında, hisse senedi, mal ve dövizin yanı sıra, menkulleştirilmiş borç portföyünden (satılabilir sermaye piyasası araçlarına dönüştürülmüş borçlar), sanat eserine kadar her şey bulunur. Hedge fon ismi, “açığa satış” denen, sık başvurulan bir tekniğe dayanır: Değer düşüşünden fayda sağlamaya yarayan bir “riskten korunma” [hedgeing] yöntemidir bu. Hisse senedi veya benzeri yatırım araçlarını istikraz edip sonra elden çıkararak, ve ardından fiyatları düştüğünde yeniden satın alarak, aradaki farktan kâr elde edilir. Birçok fon, doğrudan spekülasyonun haricinde, şirketlerde hisse satın alır ve sonra bu şirketleri, maliyetleri düşürme, ücretlerde kesinti yapma ve küçülme gibi yöntemlerle ticari stratejilerini değiştirmeye, yönetici kadrolarında veya sermaye yapılarında değişiklik yapmaya, hatta satışa zorlayarak, hisse değerlerini artırma yoluna gider. [...]

 

Ken Griffin: "Riski tanımlayan, onunla ne yaptığınızdır".

 

Son yıllarda birçok hedge fon yöneticisi, yaptığı alımlarla gündeme oturan birer sanat koleksiyoncusu oldu; sanat eserleri onlar nezdinde yeni bir mal varlığı sınıfı. Geçtiğimiz on yılda hedge fon serveti katlanarak arttığından, fon yöneticilerinin savaş-sonrası dönem “ustalarına” ve çağdaş sanata gösterdiği ilgi, küresel sanat piyasasını ancak 1980’lerde ulaştığı zirveyle kıyaslanabilecek bir yükselişe sevk etti. Hedge fon yöneticilerinin gözde sanatçılarının eser fiyatları tavana vurdu; sözgelimi, fon yöneticilerinin sevdası sayesinde Richard Price’ın eserlerinin değeri üç yıl içinde beş kat arttı. Geçen yıl, SAC Capital’in kurucusu Steve Cohen’in bir Willem de Kooning tablosunu 137,5 milyon dolara alması, veya Citadel’in kurucusu Ken Griffin’in, Jasper Johns’un Yanlış Başlangıç tablosuna 80 milyon dolar vermesi, eserlerin değeri konusunda yeni referans noktalarını oluşturuyor. Christie’s müzayede evinden Amy Cappellazzo, Griffin’in Johns alımının (ki sanatçının eski müzayede satışı rekorunun neredeyse beş katıydı) bir nevi “icazet” anlamına geldiğini söylüyor. Yani, eserlere yüksek meblağlar ödemek, başka koleksiyoncuların fiyatları daha da şişirmesinin önünü açıyor. Büyük müzayede satışları dışında, hedge fon sektörü daha az tanınmış çağdaş sanatçıların eserlerini de bol miktarda satın alıyor. Cohen gibi fon yöneticisi büyük koleksiyoncuların dışında (ki kendisi sanat eserlerine 600 milyon dolardan fazla harcadı), sadece sanat eseri alım satımına dayanan hedge fonlar da türemiş durumda – gerçi şimdilik büyük başarı elde ettikleri söylenemez.

Sanat piyasası ile finans sermayesi arasındaki ekonomik simbiyozdaki bariz artışın ötesinde, “kâinatın efendileri”nin sanat dünyasında bu kadar önemli yer işgal etmelerini, kendilerine oynayacak yeni bir piyasa bulan varlıklı yatırımcılar fikriyle açıklamak mümkün değil. Sanat dünyasından bazı profesyonellere göre, hedge fon yöneticilerinin satın almayı seçtikleri sanat eserleri ile yürüttükleri iş arasında dolaysız bir bağ var. Hedge fon yöneticisinin bir Rembrandt veya bir Manet yerine çağdaş sanata yönelmesi, onun “risk tutkusu”nun ve en kârlı noktayı arama hırsının dışavurumu – bunlar sadece sanat piyasasında oyuncu olmak için değil, bir sanat taciri için, veya bazı durumlarda bir sanatçı için de yararlı vasıflar. Bu anlamda, hedge fon yöneticilerinin sanat dünyası sahnesinde ortaya çıkmaları, bir avuç zenginin yatırım tercihlerini değiştirmelerinin haydi haydi ötesinde bir duruma işaret ediyor: Özel bir yakınlıkları olan bir alana topluca yönelen insanlar söz konusu. Küresel ekonomi piyasalarındaki bu devlerin bütün işi, riskten kâr devşirmek üzerine kurulu; bu da, her şeyi –zararı bile– kazanca dönüştürme becerisi ve konumların geçici olduğu, kârlılığı korumak için sürekli yeni stratejilerin benimsendiği bir sistem içerisindeki ilişkilerin yol açtığı ince farklılıklardan yararlanma yeteneği gerektiriyor. Belki de onları çağdaş sanata ve sanat dünyasının uygulamalarına çeken şey, günümüzün estetik avangardizm çeşitlemesinin de bu kural ve faaliyet tarzlarıyla işlediğini anlamış olmalarıdır [...]

 

Seçilmiş pasajlar, Anthony Davies ve Melanie Gilligan  Texte zur Kunst s. 6 (Haziran 2007), s. 76-82. https://www.textezurkunst.de/66/hedge-fund/ 

skopdergi 8