Dada'nın sanat ve intihar arasında kurduğu ilişkinin kaynakları Rönesans hümanizmine kadar gidiyor. Hıristiyanlığın "öldürmeyeceksin" emri uyarınca o zamana kadar lanetlenen ve yasaklanan intihar, Rönesans'la birlikte edebiyata ve felsefeye sızmaya başlıyor. Bu gelişmeye, pagan antik çağda intihar eden efsanevi âlim ve filozoflara uyanan ilgi yol açıyor...
Batı uygarlığınca kurulan yapının bizim için bir hapishaneye, kanlı bir labirente, toplu bir mezbahaya dönüşmüş olduğu, günden güne daha açık ve seçik ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle gerçekliği tartışma konusu yapmamızda ve bir çıkış yolu aramamızda şaşılacak bir yan yoktur.
Dikkat et, gün gelir kör duvarlar bile seni gözetler / Dilsiz nesneye dahi bahşedilmiştir çığlıklar / Onu dinsizliğine alet edemeyesin diye sen / En karanlık varlığın içinde bir Tanrı saklıdır çoğun
Bir gün Gérard de Nerval, boynuna tasma geçirdiği canlı bir istakozu Palais-Royal'in bahçelerinde gezdirmeye çıkmış. Ahali şaşkın bakışlarla etrafına toplanmış, bu ilginç ikiliye bakıp gülmekten kırılıyorlarmış.