Hans Haacke gibi sanatçılar belki Bakunin’in önerdiği gibi sanat eserlerini barikatların önüne asmamıştır. Fakat eylemleri, aldıkları tavırlar ve ürettikleri eserlerle, direnişi, barikatları müzelerin içine taşımışlardır. Müze politikalarının otoriterliğine karşı örgütlenen “sanat emekçileri”, Haacke'nin izinden giden sanat direnişçileridir.
Bizler ne sanatçılarız ne de anti-sanatçılar. Bizler yaratıcı insanlarız – devrimcileriz. Yaratıcı insanlar olarak kendimizi yeni bir toplum inşa etmeye adadık; ama aynı zamanda, süregiden bu şaklabanlığa bir son vermeliyiz.
Black Mask kolektifi, Dada ve sürrealizmin radikal mirasına bilinçli bir biçimde sahip çıkıyordu. Metinlerini, tasarımlarını ve performanslarını, 1960’larda ortaya çıkan yeni anarşist ve sol-komünist hareketlerin ağları içinde üretiyordu.