Dünyayı bir piyasa gibi yönetmek, siyasi güçlerin azami düzeyde parçalanmasını gerektirir; başka deyişle, (etnik, dinî veya başka türden) “topluluklar” ve dinî köktencilik gibi ilkel ideolojik birlikler lehine, devlet güçlerinin fiilen imha edilmesini gerektirir.
Geçmişin mirası olan kültürel farklılıkların yüceltilmesi ve ona eşlik eden güdük burjuva evrenselciliğinin postmodern eleştirisi, çağdaş emperyalizmin küreselleşme projesiyle tam bir uyum içindedir.