Arzu, dünyada insanları güdüleyen yegâne ilke, tanımaları gereken biricik efendi… André Breton
sayı 2
Žižek ütopyanın iki sahte anlamından bahseder. Birincisi gerçek yaşamdan soyutlanmış bir ideal toplum hayali olarak ütopya, diğeri de kapitalizmin dayattığı sapık arzuları, hazları çağrıştıran mallardır. Ona göre ütopyanın asıl tanımı ise ancak şu olabilir: "Hayatta kalabilme meselesi olarak içine iteklendiğimiz şey… durum en çözümsüz olduğu anda hayatta kalma dürtüsüyle icat edilen yeni bir mekan..."
17. yüzyılda pek çok insan coğrafyasında bir salgın gibi yayılmaya başlayan modernlik, bu coğrafyalarda var olmuş organik bütünlükleri geri dönüşsüz biçimde parçalar. İnsanların, şeylerin ve düşünme biçimlerinin görece tanımlı sınırlar içinde var olduğu devir hızla kapanır.
Dünya artık tahammül edilemez bir biçimde “hipermantıksal gerçekliğin hegemonyası” altındadır. Asırlar içinde dünyanın bilincine kök salmış olan rasyonalizm, insanlığı giderek bir uçuruma doğru sürüklemektedir. Hegel ve Marx tarafından “yabancılaşma” olarak adlandırılmış olan modern durum artık doruk noktasına ulaşmıştır.