Ariel Dorfman ile Armand Mattelart’ın Para leer al Pato Donald başlıklı kitaplarının 1977’de Atilla Aksoy çevirisiyle ve Emperyalist Kültür Sanayii ve W. Disney: Vakvak Amca Nasıl Okunmalı? başlığıyla yayınlanan Türkçe baskısının kapağı ve içinden bir bölüm.
Bu kitabın Şili'de, darbeden sonra yaktırılmış olması sizi şaşırtmasın. Şili'de yüzlerce kitap imha edilmiş ve binlercesi yasaklanmıştır.
Çalışmamız, 1971 yılı ortalarında, yani Şili'deki devrim sürecinin ortalarında kaleme alındı. Bu sıralarda bakır madenleri ulusallaştırılmış, toprağın köylülere iadesine başlanmıştı ve yirminci yüzyılda Bay Rockefeller, Bay Grace, Bay Gugenheim ve Bay Morgan'ların zenginleşme araçlarını oluşturan sanayi tesisleri tüm Şili halkı adına geri alınmaktaydı. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ve Amerikan çokuluslu şirketleri için tahammül edilmez nitelikteki bu sürecin durdurulması gerekiyordu. O zamanlar, Amerikan gizli örgütlerince yönetildiğini ve finanse edildiğini ancak tahmin edebildiğimiz, sonradan Bay Kissinger, Ford ve Colby [eski CIA Başkanı -çev.] tarafından böyle olduğu doğrulanan bir plan ortaya konmuştu. Amacı, Şili'deki yasal hükümeti devirmek olan bir plan. Amacın gerçekleştirilmesi için “görünmeyen bir abluka” uygulandı: Krediler kesildi, sanayi makineleri için satın alınmış yedek parçalar gönderilmedi ve hatta, daha sonraları Şili Devlet Bankası'nın ABD'deki hesaplarına el kondu ve Şili bakırının satışını engellemek üzere dünya çapında bir ambargo düzenlendi.
Bununla birlikte, ablukanın uygulanmadığı iki alan vardı: Biri, Şili silahlı kuvvetleri için gönderilen uçaklar, tanklar, gemiler ve teknik yardım; ikincisi, ise, ayrıcalıklarını büyük ölçüde yitirmekte olan küçük bir azınlığın denetimini hâlâ elinde bulundurduğu dergiler, televizyon dizileri, reklamlar, ve kendi düzenledikleri kamuoyu yoklamaları. Yitirilmekte olan ayrıcalıkların sürdürülmesi için, kendi denetimleri altındaki yayın organları, birkaç yıl sonra, 11 Eylül 1973'te gerçekleşecek olan burjuva ayaklanması için gerekli ortamı hazırladılar. Günbegün, ABD’li uzmanların tavsiyesi altında, her bir günlük gazetede, her bir haftalık ve aylık dergide, her bir haber bülteninde, her bir sinemada ve her bir çizgi-hikâye kitabında psikolojik savaş körüklendi. General Pinochet’nin sözleriyle hedef “kafaların fethi” iken, Vakvak Amca'nın dilinde hedef “kralın yeniden tahta oturtulması”ydı.
Ancak halk, ne kralın ne de patronun yeniden tahta oturtulmasına taraftar değildir. Toplumsal ve ekonomik kurtuluşa eşlik eden halkçı kültürel hücum da duvar resimlerinden halk gazetelerine, televizyon programlarından sinema filmlerine, tiyatro gösterilerine, şarkılara, edebiyata dek çeşitli boyutlarda kendini gösterdi. İnsan faaliyetinin tüm alanlarında kitleler, değişik yoğunluklarda kendi istemlerini dile getiriyorlardı.
“Şili Halkının İlk Golü”. Roberto Matta’nın, Ramona Parra Tugayı’yla birlikte, Santiago’nun en yoksul semtlerinden biri olan La Granja’da, halka açık bir havuza yaptığı müral. “Gol”, Salvador Allende’nin seçimden zaferle çıkmasına atıfta bulunuyordu. Kaynak: Venceremos: Şili Halkının İlk Golü
Bu hücumun belki de en güçlü kolu, Şili'nin Mapuş yerlilerinin dilinde “bilginin ışığı” anlamına gelen Devlet Basımevi Quimantu’nun ürünleriydi. İki buçuk yıl içinde, burada, beş milyon kitap basıldı: Son yetmiş yılda Şili’de basılmış tüm kitap sayısının iki misli. Bunun yanı sıra, Halk Birliği hükümetinden önceki dönemden devralınan bazı dergilerin içeriği değiştirildi ve yenileri yaratıldı. Vakvak Amca Nasıl Okunmalı? böyle çok-yönlü bir ortamda, kitlelerin kültürel özgürlüğe doğru hızla ilerledikleri ve bu açıdan, ABD'nin Üçüncü Dünya'ya ihraç ettiği oldukça kârlı kültürel metaların da eleştirilmesinin gerektiği bir sürecin içinde ortaya çıkarıldı. Amacımız akademik bir araştırma yapmak değil, basit bir ihtiyaca cevap vermekti.
11 Eylül'ün kudurmuş saldırganları için duvarlarda resimler de neydi? Onlar sadece, kenti ve geçmişi kirleten büyük “lekeler”di. Faşist gençlik birlikleri kullanılarak rengârenk, şakıyan duvarlar baştan başa silindi. Plaklar kırıldı, şarkıcılar öldürüldü, radyolar ve matbaa makineleri yok edildi, gazeteciler hapse atıldılar, katledildiler. Ulusal kurtuluş mücadelesini hatırlatacak her şey, ama her şey yok edilmeliydi.
Ancak bütün bu çabalar sokaklardan kültürel “lekeleri” silmeye yetmedi. En önemlisi bu “lekeleri” içlerinde taşıyan savaşçıların, işçilerin, köylülerin, memurların, öğrencilerin ve bazı yurtsever askerlerin yok edilmesi, yeni düzenin bu yaratıcılarının yok edilmesi ve bizzat bu büyüyen ve uğruna bizlerin yaratıcı güçlerimizi seferber ettiğimiz yeni düzenin yok edilmesiydi.
Şili halkı ve acil ihtiyaçlarımız için tasarlanan ve mücadelemizin göbeğinde üretilen bu kitap, bu kez Şili'nin çok uzağında Disney'in kendi diyarında, ITT'nin [International Telephone & Telegraph] dikenli tellerle örülmüş şebekesinin ardında yayınlanmakta.
Bay Disney, size ördeğinizi iade ediyoruz, tüyleri yolunmuş ve kızarmış olarak. İçine bakın. Duvardaki elyazımızı göreceksiniz:
VAKVAK, DEFOL!
Dorfmann ve Mattelart
Şubat 1975
sürgünde
Ariel Dorfman ve Armand Mattelart, “İngilizce Baskıya Önsöz”, Vakvak Amca Nasıl Okunmalı? Emperyalist Kültür Sanayii ve W. Disney içinde, çev. Atilla Aksoy (Gözlem Yyaınları, 1977). Görseller dergimiz tarafından eklendi.