Naziler nezdinde fare, korkutucu, pis bir hastalık taşıyıcısı, siyasi yapıya ve halk kitlesine yönelik bir tehditti. Tabii 1930’lar Almanya’sında fareler Yahudileri temsil ediyordu. 1940 tarihli Ebedi Yahudi adlı propaganda filminde, Yahudi diasporası yerkürenin dört bir yanına göç ederek her yeri işgal eden, yok eden ve hâkimiyeti altına alan kemirgen sürüleri olarak temsil edilmişti. Almanya’da Disney filmlerinin gördüğü rağbetten rahatsız olan Naziler, Mickey Mouse’un siyahlığına odaklanıp Alman kültürünün “zencileşmesi” tehlikesinden dem vuruyorlardı; böylece Amerikan –yani gayri Alman– kültürünün kökü kazınması gereken bir diğer unsuru olan caza yönelik saldırılarına Disney’yi de katmışlardı: Louis Armstrong ve Benny Goodman – siyahi-Yahudi karışımı caz, Ari ırka yönelik en büyük tehdidi temsil ediyordu. Naziler fare korkuları yüzünden aslında Disney’nin kendi ideolojik projeleriyle ne kadar uyumlu olduğunu görememişlerdi: temizlik, kentçilik karşıtlığı, şovenizm ve yabancı düşmanlığı ile, Goebbels’in “yanılsama bakanlığı”[1] tarafından düzenlenenlere benzer görkemli gösteri ve kitlesel eğlencelerin birleşimi.
Nazilerin de kendi Disneyworld’leri vardı – tabii farelerin olmadığı ve komik çizgiromanlar yerine ölümüne ciddi anıtlara dayanan, ama Disneyworld gibi, kontrol, gösteri, simülakrum ve megalomaniyi temel alan bir dünya. Bunun mimarideki karşılığı, Albert Speer’in Germania projesiydi: 1930’ların sonunda tasarlanan ve 1950’de tamamlanması planlanan, Bin Yıllık Reich’ın yeni başkenti. Ne ki Amerikan ve İngiliz bombardıman uçakları, Speer’in Berlin merkezinden geçireceği yeni kuzey-güney ekseni için alanı dümdüz yaptığında, Germania’nın inşasını da ilelebet durdurdular. Ondan sonra Almanya da, Soğuk Savaş Avrupa’sındaki diğer herkes gibi, Disney’ye kavuştu. Tabii caz, blues ve rock’n’roll’a da… Amerika’dan ithal edilen bu kültürel ürünler –ki o zaman henüz Amerikan kültür emperyalizminin örnekleri olarak yerilmiyorlardı– 1950’lerin Alman ergenlerine rahat bir nefes aldırmıştı. Sırf Mickey Mouse ve Donald Duck çizgiromanlarını okumak bile, Üçüncü Reich’ın, Volkslied korolarıyla okullarda zorla dayatılan, Heimatfilm adı altında sinema endüstrisine hâkim olan o “gerçek” Alman popüler kültürüne karşı bir direniş eylemi gibiydi…
“Ebedi Yahudi” filminden, 1940
Mickey Mouse, “Opry House” çizgifilminden, 1929
Hitler ve mimarı Speer tarafından Germania’nın parçası olarak tasarlanan Große Hall.
Hitler, Speer’le birlikte, Germania projesindeki Zafer Takı’nın maketini inceliyor.
Germania projesinden geriye kalan tek “abide”, Zafer Takı’nın sütunları için zemin etüdü amacıyla dökülen beton. Kaynak: Harabelerde İhtişam ve Ebediyet Arayışı: Mussolini ve Hitler
Andreas Huyssen, "Fear of Mice" adlı yazıdan seçilmiş pasajlar, Present Pasts: Urban Palimpsests and the Politics of Memory içinde (California: Stanford University Press, 2003) s. 85-86.
[1] Eric Rentschler, The Ministry of Illusion (Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1996).