-
30/8/2016
Zombi, yani yaşayan ölü miti, savaşın değil çalışmanın doğurduğu bir mittir. Sakatlanma savaşın sonuçlarından biri olabilir, ama Devlet aygıtının ve çalışmanın örgütlenmesinin zorunlu bir koşulu, bir önkabulüdür.
-
8/8/2016
Kapitalist piyasa toplumu ucubelerle kaynıyor. Ama modern imgeleme vampir ve zombi kadar egemen olan başka hiçbir grotesk tür yok. Vampirlerin bizi ele geçirip kendi kölelerine dönüştürebilecek korkunç varlıklar olması gibi, zombiler de bize nicedir yabancı güçlerin emrindeki cansız, güçsüz bırakılmış failler olabileceğimizi hatırlatırlar.
-
31/7/2016
Kentlerde yaratıcı bölgelerin, moda semtlerinin, lüks barların yapay bir şekilde tasarlanması, gerçek anlamda politik, kentsel bir stratejinin parçası: Gözde sanatçılardan ve diğer yaratıcılardan oluşan ele avuca sığmaz kalabalığı, ince ince hesaplanmış bir kentsel mekânda onlara bir yer vererek ehlileştirme amacı taşıyor.
-
28/6/2016
Bireylerin ve grupların siyasi sürgün, kültürel yerinden edilme, evsizlik gibi zorluklara katlanmak zorunda oldukları bir çağda, tahakküm ve hegemonya yapıları karşısında göçebeliğin geçerli bir alternatif olduğu iddiası son derece şaibeli görünüyor.
-
21/6/2016
“Küratörler devri”, çeperleri (Kassel, Johannesburg, Venedik veya İstanbul’u) merkeze taşıyan küresel bir sergi işletmesinin baskın biçimi olarak bienallerin yükselmesiyle ve bununla beraber konuların, formatların ve mecraların çoğullaşmasıyla başladı.
-
11/5/2016
Sayı 9
-
12/5/2016
Sayı 9
-
12/5/2016
Sayı 9
-
19/4/2016
Günümüzde özerk sanat için aslolan, egemen gerçekliğe temelden uzak ve onunla çatışan bir gerçeklik deneyimi ortaya koymak. Özerk sanat, toplum ile kültür arasındaki düşmanlığı sözde-politik ürünlerle yatıştırmak yerine, yeniden canlandıracaktır. Neoliberal politik özgürlük idealine uymaması anlamında “gayri demokratik” bir sanat türü olacaktır.
-
8/2/2016
Mutluluk ölçümlerinin pek çok farklı türü var, kimi ürkütücü, kimiyse gerçekten halk sağlığıyla ilgili samimi kaygılara dayanıyor. Problem, bu ölçümlerin kolaylıkla birer toplumsal denetleme aracına dönüşebilmesinde.
-
2/2/2016
“Sanatın sonu”, ancak, insanlar doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, şimdi ile geleceği birbirinden ayıramaz olduklarında tasavvur edilebilir. Bu, uygarlığın en ileri noktasındaki katıksız barbarlık durumu olacaktır, ki böyle bir durum gerçekten tarihsel bir olasılıktır.
-
27/1/2016
Yugoslavya’yı hatırlıyor musunuz? 25 milyon nüfuslu, gayet sağlam bir federasyondu. Farklı etnik ve dinî topluluklar birlikte yaşıyor, fabrikalar işçiler tarafından yönetiliyordu; kimse aç değildi – ta ki, IMF; Hırvatları Ortodoks Sırplara karşı dinî savaşa kışkırtan Papa; ve faşist Ustaşalar’a silah gönderen Almanya devreye girene kadar.
-
13/1/2016
Benim zamanımda sokaklar bataklığa çıkardı. /Dilim ifşa ederdi beni katile. /Elimden fazlası gelmezdi. /Ama ben olmasam/
Yönetenler daha rahat oturacaktı koltuklarında.
-
15/1/2016
Popova 1924’te, 35 yaşındayken öldü. Lenin’in ölmesinden ve Stalin’in iktidara gelmesinden sonra Popova’nın meslektaşları ya sürgüne gittiler, ya da rejimin dayattığı sosyalist gerçekçi sanata boyun eğdiler. Popova böyle bir seçim yapmak zorunda kalmadı.
-
27/12/2015
Parrhēsia’nın işlevi hakikati ispat etmek değil, eleştiri sunmaktır. Ancak bu eleştiri daima konuşmacının dinleyiciye oranla aşağı konumda bulunduğu bir durumda gerçekleşir. Ancak bir filozof bir tiranı eleştirdiğinde, bir vatandaş çoğunluğu eleştirdiğinde ya da bir öğrenci öğretmenini eleştirdiğinde parrhēsia kullanılmış olabilir.
-
23/12/2015
İçimde çarpışıyor / Çiçek açmış elma ağacının güzelliği / Ve boyacının söylevlerinin dehşeti
-
13/12/2015
Sanatsal üretimim aracılığıyla, SİZİ, en dibe inmenin yol açacağı kirlenmeden ve utançtan sakınıyorum.
-
15/11/2015
Lanetlenmiş şair, resmî olmayan sanat ve genel itibarıyla tüm ütopyacı yazın, insanın kurtuluşuna şu anda hazır ve dolaysız bir içerik kazandırması bakımından, komünizmin asıl sözü olmalıdır. İşte bu yüzden şiir, temelde, ütopyacı sosyalist hareketlerle, “devrimci romantizm”le bağ kurmuştur. Ütopya, iktidara karşı, gerçeklik ilkesine karşı sözü ister.
-
14/11/2015
Sanat, konusunu, insanların yaşamlarını sürdürdüğü canlı ortam içindeki gerçek etkinliklerden devşirir; sanatın kaynağı da, en büyük işlevi de budur.
-
29/10/2015
Herkes size mütemadiyen yalan söylüyorsa, bunun sonucu, yalanlara inanmanız değil, artık hiç kimsenin hiçbir şeye inanmaması olur. Artık hiçbir şeye inanamaz hale gelmiş bir halk da hiçbir konuda karar veremez. Ve bu hale gelmiş bir halka dilediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz.