Bazı ressamlar vardır, hiçbir risk almazlar, durmadan bildikleri resmi yaparlar. Ben her açtığım sergide bir risk almışımdır. Yani değişik bir şeyler yapmak istemişimdir. Bir problem bitmiştir, başka bir problemle uğraşmaktayımdır.
Bir ressamın bir şeyi çizmesi özel bir görüşün genel bir görüş haline getirilmesi olayıdır. Bir buluş olayıdır. Eğer bir buluş varsa, genel nitelikler ortaya çıkar, bu da herkesi ilgilendirir. O genel şey havadadır ve kim daha önce elini uzatırsa o tutacaktır. Şöyle de diyebiliriz: kübizmin gelişi ya da Picasso’nun resmi toplumun burnunun hemen ucundaydı.
Resim yapma olayı yalnızca bir kültür olayı değil. Yalnızca kültürlerle hesaplaşmak ya da yalnızca bir kültürü canlandırmak ya da daha eski bir kültürle ilişki kurmak olayı değil. Bunu böyle görürsek sanatın çok önemli bir bölümünü yadsımış oluruz. Sanat yapmak önünde sonunda bir risk almaktır.
Bizde kurumların, derin araştırmaların olmaması, Türkiye’nin bu konuda çok yetersiz kalması, Akademi’nin her an Batı’ya dönük olması, her yeni gelen hocanın orada gördüğü en son şeyi burada kabul ettirmeye çalışması büyük bir kargaşalık doğurdu.