Ali Avni Çelebi, Maskeli Balo, 1928.
Avrupa’da modern dünyayı doğuran düşünsel, toplumsal ve politik değişimleri açıklayan “modernlik” kavramı, Türkiye’de “modernleşme” olarak karşılığını bulmuştur. Modern toplumların ve sanatın doğuşunu hazırlayan modernlik, “örnek alınacak” bir gelişmişlik anlamına gelir artık. Ancak Batı modernliği, “biçimsel bir benzeme”, “gibi olma” olarak algılanmış ve önce “Batılılaşma” daha sonra “modernleşme” olarak formüle edilmiştir. Bu olgular ile birlikte meydana gelen imgesel değişimin önemi de ortaya çıkmakta, imge üretmenin en önemli alanı olan sanat ve özellikle resim sanatında böylesi bir toplumsal dönüşüm rahatlıkla izlenebilmektedir.
Çalışmanın yöntemi, sanatın “geleneksel”den “Batılı” üretim biçimine dönüşmesinin tarihini siyasi gelişmelerle birlikte “sosyal bir tarih anlayışı” önerisiyle yazmak seklindedir. Bunu yaparken “Batılılaşma mı modernleşme mi?” sorusunu takip ederek “milliyetçilik ve ulus inşası”, “kimlik”, “modern bireyin oluşumu”, “kamusal varlık” gibi temel başlıklar etrafında konu açılmaya çalışılmaktadır.
Üç ana bölümden oluşan çalışmanın ana eksenini modernleşme süreci ile sanatın birbirini etkileyen, belirleyen karşılıklı ilişkisini araştırma perspektifi oluşturmuştur. “Modern sanat”, devlet-sanat ilişkisi, özerklik, taklit, özgünlük gibi konular tartışmaya açılmış, Türk resim sanatının kendi değişim öyküsüyle beraber, sanatsal imgenin bu süreçte nasıl yeniden şekillendiği seçilen örnekler üzerinden eser analizi yöntemiyle ele alınarak bir okuma önerisi yapılmıştır.[1]
Yazar: Elif Dastarlı Dellaloğlu
Danışman: Prof. Dr. Ahmet Kamil Gören
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı
Türü: Doktora
Yılı: 2018
[1] Tezin özeti için yazara teşekkür ederiz – e.n.