Hakikaten karanlık çağlarda yaşıyorum!
İçten sözler anlamsız. Kırışmamış bir alın
taştan bir kalbe delalet. Her kim gülüyorsa
almamış demek henüz
korkunç haberleri
Ah, ne biçim bir çağdır bu
Ağaçlardan bahsetmek adeta suç
Haksızlığa sessiz kalındığı için!
[...]
Şehre kargaşa zamanı geldim
Açlık hüküm sürüyordu.
İnsanlar arasına ayaklanma zamanı karıştım
Ben de onlarla başkaldırdım.
Böyle geçti işte
Yeryüzünde bana biçilen zaman.
Yemeğimi katliamlar arasında yedim
Ölümün gölgesi düştü uykularıma.
Sevdimse, umursamadan sevdim.
Sabırsızca seyrettim doğayı.
Böyle geçti işte
Yeryüzünde bana biçilen zaman.
Benim zamanımda sokaklar bataklığa çıkardı.
Dilim ifşa ederdi beni katile.
Elimden fazlası gelmezdi. Ama ben olmasam
Yönetenler daha rahat oturacaktı koltuklarında. Öyle umuyordum.
Böyle geçti işte
Yeryüzünde bana biçilen zaman.
Bertolt Brecht’in “An die nachgeborenen” (Bizden Sonrakilere) başlıklı şiirinin İngilizce çevirisinden alındı.