Bütün insanlar entelektüeldir diyebiliriz, ama toplumdaki bütün insanlar entelektüellerin işlevine sahip değildir.* [* Sırf herkes zaman zaman yumurta pişirebilir veya ceketindeki söküğü dikebilir diye, herkes aşçıdır veya herkes terzidir demeyiz.]
Entelektüeller ile entelektüel olmayanlar arasında ayrım yapan biri, aslında yalnızca, profesyonel bir kategori olarak entelektüellerin dolaysız toplumsal işlevinden söz ediyordur; yani, entelektüellerin özgül mesleki faaliyetlerinde hangi yönün, zihinsel gayretin mi yoksa kas-sinir sistemine dayalı eforun mu ağır bastığını hesaba katıyordur. Bu demektir ki, entelektüellerden bahsedebilirsiniz ama entelektüel olmayanlardan bahsedemezsiniz, zira entelektüel olmayan insan yoktur. Fakat zihinsel-beyinsel gayrete dayalı efor ile kas-sinir sistemine dayalı efor arasındaki ilişki bile her zaman aynı değildir, bu nedenle özgül entelektüel faaliyetin de değişen dereceleri vardır. Zihnin her türlü dahlinin dışarda tutulabileceği tek bir insan faaliyeti yoktur: homo faber, homo sapiens’ten ayrılamaz. Nihayetinde her insan, kendi mesleki faaliyetinin dışında, şu veya bu biçimde bir entelektüel faaliyet yürütür: “Filozof”tur, sanatçıdır, zevkiselim sahibidir, belirli bir dünya tasavvuru vardır, bilinçli bir ahlaki davranış tarzı benimser; böylelikle bir dünya tasavvurunun idamesine veya değiştirilmesine, yani yeni düşünce tarzlarının var edilmesine katkıda bulunur.
Selections from the Prison Notebooks of Antonio Gramsci, ed. ve çev. Quintin Hoare ve Geofrrey Nowell Smith (New York: International Publishers, 11. baskı 1992) s. 9.