Mimarlık, Müze, Mezbaha

 

1929-30 yıllarında Bataille’ın yayınladığı ve “genel kabul gören fikirlere karşı savaş makinesi” diye nitelediği Documents başlıklı dergi, sürrealizmin karanlık yüzünü temsil ediyordu. Sanata ve ahlaka özgü hiyerarşileri alaşağı etmeyi hedefliyordu. Düşüncenin taşıdığı bayağılık ve arzunun içerdiği şiddet unsurlarını teşhir ediyor, hatta yüceltiyordu. Ölüm, çürüme, vahşet, kir, pislik, biçimsizlik sık ele alınan konular arasındaydı. On beş sayısı yayınlanan dergide bir de Eleştirel Sözlük bölümü vardı. Bataille’a göre bir sözlük, ancak kelimelere sabit anlamlar vermeyi bırakıp, her duruma göre değişen görevler yüklemeye başladığı noktada var olurdu. Bu sözlükte kelimelerin görevlerini ve etkilerini, tanımları kadar, onlara eşlik eden imajlar da ifade ediyordu.[1]

Eleştirel Sözlük’ün maddeleri arasında yer alan “Mezbaha”, Eli Lotar’ın La Villette’teki mezbahada çektiği, çıplak hakikati estetikleştirmeden yansıtan fotoğraflarla birlikte yayınlanır. Parçalanmış hayvan uzuvları ve yerlere saçılmış kan görüntüleri, adeta modern insanı ölümle karşı karşıya kalmaktan alıkoyan tabuyu yıkmayı amaçlar. Bataille, geçmişte kurban aracılığıyla ölümle kurulan kutsal ilişkiyi hatırlatır, bir yandan da modernist hijyene tepkisini dile getirir.

Documents ana-akım yayınlarda ele alınan bazı konuları alıp, altüst ediyordu. “Mezbaha” da muhtemelen öyle. 1928’de Cahiers d’Art, modern mimarlık üzerine yayınladığı bir yazı dizisinde, Lyon’da 1907’de inşa edilen modern mezbahaya yer vermişti. O yazıya ekonomi ve hijyen konusunda çağdaş beklentileri karşılayan bu örnek yapının tertemiz mekânlarının çarpıcı fotoğrafları eşlik ediyordu.[2]

Eleştirel Sözlük’ün bir başka maddesi olan “Müze” bir anlamda mezbahayla ilişkilenir, çünkü Bataille “modern müzenin kökeni, giyotinin geliştirilmesiyle bağlantılı olmalıdır,” der.[3] Louvre’un 1793’te kamuya açık bir müzeye dönüştürülmesini, hanedan üyelerinin kafalarının kesilmesiyle bağlantılandırır. Bataille’ın yazılarında mimarlık metaforunu inceleyen Denis Hollier’e göre mezbaha itici, müze ise çekici uçtur. Biri giderek şehrin dışına atılır, öteki merkezde yer alır. Ancak biri olmadan öteki olmaz. Güzelliğin içinde cinayet ve ölüm vardır, kurban vardır; güzellik kan akıtmadan olmaz. Sanki müzeler, terk edilmiş mezbahaların yerine inşa edilmeye mahkûmdurlar.[4]

Zaten Bataille diyor ki, “her Pazar kalabalıklar –kan gibi– müzeye akın eder; arınmış, tazelenmiş olarak çıkarlar”.[5] (MY)

 

*

Mezbaha

Geçmişte tapınakların (Hindu tapınaklarının hâlâ) iki amacı olduğu, hem tanrıya yakarmak hem kurban kesmek için kullanıldığı göz önüne alınırsa, mezbaha dinden türemiştir. Şimdiki mezbahaların içinde bulunduğu kargaşa görüntüsüne de bakılarak, kan akıtılan bu yerlerde mitolojik gizem ile kaygı uyandıran bir azametin şaşırtıcı biçimde çakışması kuşkusuz buradan kaynaklanır. Bu konuda Amerika’da kederli bir hayıflanmadan söz edilmesi tuhaf: W. B. Seabrook, kurban kanının kokteyllere karıştırılmadığını belirterek, bugünkü âdetleri yavan buluyor.[6] Diğer yanda, bugün mezbaha, sanki kolera bulaşmış bir gemi gibi lanetleniyor ve tecrit ediliyor. Oysa bu lanetin kurbanları kasaplar ya da hayvanlar değil, iyi insanlar. Onlar kendi çirkinliklerine ancak mezbahayı lanetleyerek katlanabiliyorlar; o çirkinlik ki, aslında sağlıksız bir temizlik ihtiyacına, marazi bir dar kafalılığa ve bıkkınlığa karşılık geliyor. Yalnızca onu dile getirenleri dehşete düşüren bu lanet, o kişilerin mezbahalardan olabildiğince uzakta ot gibi yaşamalarına yol açıyor. Çare olarak, kendilerini amorf bir dünyaya sürgün ediyorlar. Korkunç hiçbir şeyin olmadığı bu dünyada, asla kurtulamayacakları mezbahanın kepazeliği saplantısına katlanıp, peynir yemeye mahkûm oluyorlar.[7]

 


 

 

 

Fotoğraflar: Eli Lotar

 



[1] Benjamin Noys, Georges Bataille: A Critical Introduction (Londra: Pluto Press, 2000) s. 18.

[2] Dawn Ades & Fiona Bradley, “A Playful Museum”, The Guardian (6 Mayıs 2006) http://www.theguardian.com/artanddesign/2006/may/06/art1 (erişim: 21 Kasım 2015).

[3] Georges Bataille, “Müze”, çev, Roysi Ojalvo,  http://www.e-skop.com/skopbulten/pasajlar-muze/915

[4] Denis Hollier, Against Architecture, The Writings of Georges Bataille, çev. Betsy Wing (Cambridge ve Londra: MIT Press, 1992) s. xiii-xiv.

[5] Georges Bataille, “Müze”.

[6] W. B. Seabrook, The Magic Island.

[7] “Mezbaha” maddesi, “Abattoir” başlığıyla Documents’ın 6. sayısında, Kasım 1929’da yayınlanmıştı. Bu çevirinin kaynağı:  Georges Bataille, “Slaughterhouse”, Rethinking Architecture, A Reader in Cultural Theory içinde, der. Neil Leach (Londra ve New York: Routledge, 1997) s. 20-21.

başka hayvanlar, Dictionnaire Critique, müze, mimarlık