Ekmek Bulamıyorsanız Sanat Yiyin!

Christie’s müzayede evi mezatçıları bir Mark Rothko resmini satıyor

 

Sanat bir para birimi midir? Yatırımcı Stefan Simchowitz öyle olduğunu düşünüyor; Brexit-sonrası dönem hakkında yazdıkları kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık: “Sanat, enflasyona ve paranın değer kaybetmesine karşı koruma sağlayan alternatif bir para birimi olarak yerine getirdiği yapısal işlevi etkin biçimde sürdürecek.” Gümüş resimler altın standardının yerini mi tutmaya başladı? İşler nasıl bu noktaya geldi? Hâlâ devam eden krizlerde yatırımcılara yağan vergi paraları, vergiden muaf serbest limanlarda tutulan koleksiyonlara, kulelerdeki köşklere, paravan şirketlere akıtıldı. Parasal gevşeme, döviz istikrarını aşındırdı ve ortak kaynakları boşalttı; düşük ücretlere, kısa süreli işlere (o da bulunabilirse), bitmeyen borca, sürekli şüpheye ve artan şiddete dayalı güvencesiz bir hizmet ekonomisini pekiştirdi. Bu istikrarsızlaştırma, sanatın değerinin birçok ülkedeki gayri safi millî hasıladan daha istikrarlı görünmesinin sebeplerinden bir tanesi. Avrupa Birliği ülkelerinde bu durumun geri planında kitlesel tahliyeler, kemer sıkma, kundakçılık, zincirinden boşanmış bir IŞİD ve Deutsche Bank hortumları var. Sonuç: çocuk yoksulluğu, borç şantajı, sallantılı ekonomiler ve kendi yarattığı başarısız politikaların günahını başkalarına yükleyen faşist taktikler. İşte sanat bu tarihsel uğrağın “alternatif para birimi”. Muazzam bir sefaletle takas ediliyor.

Bu arada reaksiyoner aşırılıkçılık birçok yerde yoğunlaşıyor. Ayrıntılarla sizi sıkmayayım. Her gün bir saldırı, bir seçim, bir darbe veya kadın düşmanlığında, cinayette ya da rezillikte bahisleri yükselten bir şahsiyet… Haklarından mahrum edilmiş orta sınıfların, küresel rekabet ihtimalinden (ve gerçekliğinden) korkup, reaksiyoner oligarşileri bir yandan küçümserken diğer yandan onlara yaltaklanmayı seçtikleri her yerde, türev faşizmler büyümeye devam ediyor. Neoliberal rekabete son vermek yerine rakiplerinin şahsını yok etmeyi tercih eden kabileleşmiş oluşumlar her yerde çoğalıyor. […]

Daimi bir savaş sisi, Facebook’taki daimi uydurmalarla yayılıyor. Çoktan kontrolsüzleşmiş hakikat fikirleri daha da dengesizleştiriliyor. Olağanüstü hal hüküm sürüyor. Eleştiri dediğiniz, bir trol şenliği. Kriz, eğlence olarak metalaştırılıyor. Neoliberal küreselleşme çağı tükenmiş; bir büzülme, parçalanma ve otokratik hükümranlık dönemi başlamış gibi görünüyor.

 

2005-2015 yılları arasında küresel müzayede piyasasındaki büyüme. Auction House, ArtNet, ve AMMA’in verileri temel alınmış.

 

Alternatif Para Birimi

Sanat piyasaları çok da endişeli görünmüyor. Mali kurumların, hatta koskoca siyasi teşekküllerin sönüp dağılıverdiği yerde sanata yatırım her nasılsa daha bir gerçek hissi veriyor. Dahası, alternatif bir para birimi olarak sanat, Ethereum ve Bitcoin’in şu âna kadar yalnızca vaat edebildiği şeyi gerçekleştirmişe benziyor. Bir ülke tarafından basılan ve merkez bankaları tarafından yönetilen paradan farklı olarak sanat, ağa dayalı, merkezsiz, yaygın bir değer sistemidir. Sanat, rakip kurum veya klikler arasında itibarın veya gözden düşmenin ölçeğini belirleyerek istikrar kazanır. Sergileri, skandalları, beğenileri ve fiyatları birbirinden farklı zamanlarda kayda geçiren (veya çoğunlukla geçiremeyen) piyasalar, koleksiyonerler, müzeler, yayınlar ve akademiler vardır. Kripto para birimlerinde olduğu gibi sanatta da değeri garanti eden merkezî bir kurum yoktur; sponsorlardan, tenkitçilerden, blog yazarlarından, geliştiricilerden, hipster’lardan, menajerlerden, müşterilerden, korsanlardan, koleksiyonerlerden ve çok daha karmaşık karakterlerden oluşan bir hengâme vardır. Değeri yükselten, dedikodu, martaval ve içerden bilgidir. […] Besin zincirinin alt kademelerine doğru inildikçe, medya sanatı, tıpkı Bitcoin gibi, dijital bolluğun az-bulunurluğu zedelemesini önlemek için, sınırlanması mümkün olmayan bir şeyi sınırlamaya çalışır. Fakat bütün o teknolojik şaşmazlık iddiasına rağmen Bitcoin potansiyel olarak grup iktidarına tabidir – tıpkı  sanat piyasası değerlerinin rıza, danışıklı dövüş ve tesadüfe bağlı olması gibi. Yolsuzluğa geçit vermeyen bir teknoloji gibi görünen şey, fiiliyatta insanların eylemlerine dayanır. Kriptolamanın sanattaki muadiline gelince: sanat çoğunlukla, şifresi çözülemeyecek kadar  sıkı biçimde şifrelenmiştir. Şifreleme sanatın rutin işlemidir, özellikle ortada bir anlam filan  olmadığında. Sanat bizatihi şifrelemedir – birbiriyle çelişen ve çoğunlukla da işe yaramayan yığınla anahtarı olan bir mesajı olsun veya olmasın, fark etmez. Sanatın itibar ekonomisinde ölçme rastgeledir; sanat ekonomisi, sanatçı ve akademisyenleri derecelendirilmiş mevkilere dönüştüren zırva algoritmalarla derecelendirilir, ama daha kabilevi toplumsal hiyerarşileri de içerir. […]

 

Bu sanat sigortacısının raporunun önsözünde şöyle deniyor: “Online sanat piyasası, 2015 yılında küresel sanat piyasasındaki yavaşlamaya rağmen ciddi biçimde büyümeye devam etti (yüzde 24 oranında büyüyerek 3,27 milyar dolara vardı)”.

Bu durum sanatta yalnızca yatırımcı ve yönetici sınıfları için geçerli değildir. Birçok sanat işçisinin hayat tarzı da, kârları mali muz cumhuriyetlerine kaçıran şirketlerin teknolojik (ve anti-sosyal) altyapısına payanda oluşturmaktadır. Apple, Google, Uber, Airbnb, Ryanair, Facebook ve benzeri hipster hizmet sağlayıcıların, İrlanda’da, Jersey’de veya başka yarı-gizli yargı alanlarında herhangi bir vergi ödedikleri yoktur. Okul veya hastane gibi yerel kamu hizmetlerine herhangi bir katkıda bulunmazlar ve “paylaşma”dan anladıkları tek şey kendi paylarını aldıklarından emin olmaktır.

Ama şunu kabul edelim: Başka endüstrilerin ölçeğiyle kıyaslandığında sanat sektörü bir nokta kadardır. Çağdaş sanat, gayri şeffaf, anlaşılmaz ve adaletsiz olan her şeyin; yukarıdan aşağı sınıf savaşının ve külliyen eşitsizliğin sembolüdür yalnızca.

 

Hito Steyerl’in Ekim 2016’da e-flux dergisinde yayınlanan If You Don’t Have Bread, Eat Art!: Contemporary Art and Derivative Fascisms başlıklı yazısının ilk kısmından çevrildi. Görseller metinden alındı. Yazının kalan kısmının çevirisi önümüzdeki günlerde yayınlanacak.

 

çağdaş sanat, sanat piyasası