Bu çalışmada demiryolları ve sinemanın kesiştiği noktaların görsel ve sosyolojik bir analizini yapmaya çalıştım. Demiryollarını salt altyapısal bir araç olarak değil, estetik ve politik imkânlar ve sınırlandırmalar oluşturan ideolojik aygıtlar olarak ele aldım.
Tasarımın teknolojik yeniliklerle ve piyasa ideolojisiyle olan bağlantıları çoğu zaman problemli olmuştur. Le Corbusier yeni teknolojinin tasarıma olan katkısını yüceltirken “Mimarlık mı, Devrim mi?” sorusuna “ikincisinden vazgeçilebilir” diye cevap veriyordu...