Katar’ın eski kültür bakanı, müzayedelerde fiyat yükselterek sanat piyasasını tek başına altüst etmekle tanınan Şeyh Suud es-Sani, Londra’daki evinde, 48 yaşındayken, beklenmedik biçimde öldü (ölüm sebebi hâlâ açıklanmış değil). Dünyanın en büyük sanat alıcısı olan Şeyh’in arkasında, skandallar ve borçlarla dolu, şaibeli bir miras kaldı.
Şeyh, kuzeni sabık Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife es-Sani tarafından 1997’de kültür ve sanat bakanlığına getirilmişti. 2002 yılında Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada bu konuda şöyle diyecekti: “Bizim Türkiye ya da Mısır gibi bir sanat tarihi geleneğimiz yok. Yüce Emirimiz Katar’ın kültür alanında gelişmiş bir ülke olmasını istiyor.”
Şeyh Suud es-Sani, 2000 yılında büyük tantanayla sanat piyasasına girdi: Man Ray ve Alfred Stieglitz’e ait 136 fotoğraf için 15 milyon dolardan fazla para ödedi. Kısa sürede, müzayedelerde fiyat yükseltmesiyle ve İslam çinilerinden 18. yüzyıl Fransız mobilyalarına kadar envai çeşit esere muazzam miktarda para saçmasıyla tanındı. 2004 yılında, sadece bir hafta içinde Londra’daki müzayede evlerinden 15 milyon dolar değerinde İslam sanatı eseri topladı. Bu yıllarda topladığı eserlerin büyük kısmı Katar’daki mevcut ve inşa halindeki müzelerin envanterine girdi.
İslam Sanatı Müzesi, Doha
2005 yılında, hanedan hazinesinden zimmetine yüklü miktarda para geçirdiği ve satın aldığı eserlerin fiyatları konusunda hükümeti yanılttığı iddiaları ortaya atılınca, bir süre piyasadan el etek çekti. Fakat kısa süren bir ev hapsinin ve kültür bakanlığı görevinden alınmasının ardından, bu kez kendi adına koleksiyon yapmak üzere yeniden piyasalarda arz-ı endam etti. 2008’de Christies’in Çin sanatı müzayedesindeki eserlerin tamamına yakınını satın aldı. 2011’de ArtNews, es-Sani’nin o sene içinde en çok para harcayan özel koleksiyoncu olduğunu yazdı. Art Newspaper ise onu “çağımızın Medicisi” diye tanımlıyordu. Şeyhin satın aldığı eserlerin bir kısmı, Doha dışındaki çölde bulunan mülkündeki depoları tıklım tıklım dolduruyordu.
Fakat Şeyh memleketinde ‘aklanmış’ olsa da, üzerindeki şaibe kalkmamıştı: 2012 yılında Londra’da bir yüksek mahkeme, müzayede evlerine ödemediği iddia edilen borçları karşılığında 15 milyon dolarlık mal varlığının dondurulmasına karar vermişti. Davacıları temsil eden avukat, şeyhin müzayedelere katılıp satın alamayacağı parçalar için durmadan fiyat artırdığını, Bonhams ve Sotheby’s de dahil pek çok kuruma milyonlarca dolar borçlu olduğunu söylüyor, ve onu “pey sürme bağımlısı” diye nitelendiriyordu.
Şeyh, Sotheby’s müzayede evine olan borcuna karşılık, 1999’da 11 milyon dolara satın aldığı söylenen ve koleksiyoncular arasında “Kutsal Kâse” diye anılan Graves saatini konsinye etmişti. Saat, es-Sani’nin gizemli ölümünden bir gün sonra, Sotheby’s tarafından, kimliği gizlenen bir alıcıya 24 milyon dolara satıldı.
Sotheby’s, Suud es-Sani’nin borçları konusunda açıklama yapmayı reddediyor, ama görünen o ki Katar Emirliği bu borçları sessiz sedasız kapatıp çağdaş sanat piyasasındaki fiyatları tırmandırmaya devam edecek. Zira Suud es-Sani’nin bıraktığı boşluğu, Şeyha El Mayassa ziyadesiyle dolduruyor. [EG]
http://www.nytimes.com/2014/11/17/arts/design/saud-bin-mohammed-al-thani-art-collector-for-qatar-is-dead.html?_r=0
http://www.thedailybeast.com/articles/2013/11/12/the-mysterious-death-of-the-art-world-s-favorite-sheikh.html
http://www.telegraph.co.uk/news/9648858/PLS-PIC-Royal-art-collector-compared-to-inveterate-gambler.html