Joseph Cornell: "Rose Hobart"

27/5/2018 / skopbülten

  

Amerikalı sürrealist sanatçı Joseph Cornell küçük kutularıyla tanınır: el yapımı küçücük kabinelerde, kullanılmış eşyaları ve bulunmuş nesneleri gizemli biçimde biraraya getirmiştir. Cornell’in daha az bilinen eserleri ise filmleridir. Filmlerinin kamusal gösterimine inatla karşı çıktığı için, yaptığı 30 kadar film kendi çağdaşları tarafından bile yeterince takdir edilememiştir. Sanatçının filmlerini ikiye ayırmak mümkün: hazır malzemeleri kullanarak yaptığı montajlar, bir de Stan Brakhage, Rudy Burckhardt, Larry Jordan gibi sinematograflarla çalışarak yönetmenliğini yaptığı filmler.

Cornell'in Rose Hobart (1936) adlı filmi (video en altta), neredeyse tamamen, Borneo’nun Doğusu adlı, 1931 yapımı B tipi bir filmden alınmış görüntülerden oluşmaktadır. Filmin başrolünde, unutulmuş bir oyuncu olan Rose Hobart yer alır. Cornell, 77 dakikalık uzun metraj filmi 20 dakikalık bir kısa filme çevirir; Hobart’ın bulunmadığı sahnelerle aksiyon sahnelerinin neredeyse tamamını çıkarır, böylece görüntüleri tam anlamıyla dönüştürür.

Borneo’nun Doğusu sesli bir filmdir, Rose Hobart ise sessizdir; Cornell’in Manhattan’daki bir ikinci el eşya dükkânında bulduğu, Nestor Amaral’in Holiday in Brazil albümünde yer alan “Porto Alegre” ve “Belem Bayonne” adlı kitsch parçalar eşliğinde gösterilir.

Rose Hobart, Cornell’in gizemli dünyasında mitolojik bir konum kazanan pek çok kadın oyuncudan biridir. Sanatçının yaptığı kutuların çoğu, kişisel mabedindeki kadın oyunculara saygı duruşu niteliğindedir: Lauren Bacall, Hedy Lamarr, Greta Garbo, Deanna Durbin...

                                                                                         Joseph Cornell, “Untitled (Penny Arcade Portrait of Lauren Bacall)”.

  

Rose Hobart ilk kez 1936’da Julian Levy Gallery’de, Cornell’in başka filmleriyle birlikte gösterilir. Modern Sanat Müzesi’ndeki (MoMA) ilk sürrealizm sergisi de o sıralarda açılacağı için, Salvador Dali de dahil sürrealist sanatçıların çoğu New York’tadır. Nitekim Dali, Cornell’in film programını izlemeye gider. Fakat Rose Hobart’ın gösterimi sırasında yerinde duramayacak kadar heyecanlanır. Filmin yarısına gelindiğinde “Salaud!” (alçak) diye bağırıp projektörü devirir. Anlatılana göre, sonradan pişman olduğu bu davranışını şöyle açıklar: “Benim kafamda da tam böyle bir film fikri vardı, yapım için para verecek birine bu fikrimi açacaktım... bununla ilgili hiçbir şey yazmadım, kimseye de söz etmedim, ama sanki [Cornell] fikrimi çalmış gibi hissediyorum.” Kimileri ise, uydurma olmakla birlikte çok daha şiirsel bir açıklama atfederler Dali’ye: “Cornell bu fikri bilinçaltımdan çaldı”. [EG]

Kaynak: http://ubu.com/film/cornell_rose.html. Cornell'in tüm filmleri için bkz. ubu.com  

sinema, sürrealizm