Emmanuel Macron’un Afrika’yı Yeniden Fethi

27/11/2018 / skopbülten / Elçin Gen

Vagadugu Üniversitesi’nde konuşma yapan Macron ve Burkina Faso Devlet Başkanı Roch Marc Christian Kabore, 28 Kasım 2017.

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Afrika’daki eski sömürgelerden alınmış eserlerin ait oldukları topraklara iadesi yönünde çalışmalar başlatması dünya kamuoyunda hayli tartışma yarattı. Fransız tarihçi Benedicte Savoy ile Senegalli ekonomist Felwine Sarr, geçen yıl Macron’un görevlendirmesi üzerine, Fransa başta olmak üzere Batı müzelerinde bulunan Afrika menşeli eserlerle ilgili bir incelemeye başlamışlardı. İncelemenin sonuçları, 108 sayfalık bir rapor halinde geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı’na sunuldu. 23 Kasım günü Cumhurbaşkanlığı resmî sitesinde yayınlanan bir tebliğde de, uzun vadeli tasarının ilk adımı olarak Paris’teki Quai Branly Müzesi’nde bulunan ve 1892’de Benin’den yağmalanan 26 eserin iade edileceği duyuruldu.

“Afrika Kültür Mirasının İadesi Üzerine Rapor: Yeni Bir İlişkisel Etiğe Doğru” (Rapport sur la restitution du patrimoine culturel africain. Vers une nouvelle éthique relationnelle) başlıklı rapor, G5 Sahel olarak anılan ülkelerle (Burkina Faso, Moritanya, Mali, Çad, Nijer) Fransa’nın askerî/ekonomik işbirliği içinde olduğu diğer Sahra Altı ülkeleri konu alıyor; yani Mısır, Cezayir, Tunus ve Fas gibi ülkeler incelemeye dahil değil. Buna rağmen Savoy ve Sarr’ın bulguları doğrultusunda vardıkları sonuçlar, pek çok müzenin Afrika koleksiyonlarının neredeyse boşalmasına sebep olacak boyutta. Örneğin, iadesi önerilen 90 bin eserden 70 bini Quai Branly Müzesi’nde bulunuyor ve bunların üçte ikisinin sömürgecilik döneminde edinildiği için iade edilmesi gerektiği ifade ediliyor.

 

  Quai Branly Müzesi web sitesi, Afrika koleksiyonu ekran görüntüsü. Quai Branly Müzesi’nin kolonyalist geçmişi aklama rolü konusunda bkz. İnsanlık Tarihi Yeniden Müzeleştiriliyor

 

Rapor, birçok Batılı müze ve müzayede evinde, ayrıca eski sanat eseri ticaretiyle uğraşanlar ve özel koleksiyoncular arasında şimdiden telaşa neden oldu. Fransa’nın, yıllardır hükümetler arasında tartışmalara sebep olan eser iadeleri konusunda böyle bir hamleye imza atmasıyla, bütün Batı müzeleri ve koleksiyonları için benzer taleplerin önünün açılacağından endişe ediliyor. Oysa rapor ağırlıklı olarak “iade” başlığı üzerinden tartışılıyor olsa da, Macron bugüne kadar verdiği demeçlerde, eserlerin Afrika ülkelerinde sergilenmesi veya uzun süreli olarak “ödünç” verilmesi gibi tasarıların altını çizmeye özen gösterdi. Böylece Savoy ve Sarr’ın kayıtsız şartsız iadeyi öngören inceleme bulgularına bağlı kalınmayacağının işaretlerini baştan vermiş oldu. Kaldı ki, dar ve sorunlu bir çerçevede bile olsa tasarının hayata geçirilmesi için gereken yasal düzenlemelerin kabul edilmesi düşük bir ihtimal gibi görünüyor.

Macron’un “sömürge geçmişiyle hesaplaşma” olarak lanse edilen ve Afrika ülkelerindeki bazı kurum ve kişilerce de hayli olumlu karşılanan tasarısı, aslında Fransa’nın Afrika’daki neo-kolonyal varlığını ve kontrolünü aklama hamlesinden ibaret. Her şeyden önce, eserlerin iadesi veya “ödünç verilmesi” için aranacak şartlardan biri, bu ülkelerde Batı standartlarına uygun müzelerin bulunması. Yani Fransa, bir kısmını yakıp yıktığı, geri kalanını yağmalayıp kendi müzelerinde sergilediği eserleri ait oldukları topraklara “iade etmek” için önce ülke şartlarının buna “uygun” olup olmadığını denetleyecek. Ganalı yazar Kwame Opoku, basbayağı neo-kolonyalist olarak nitelediği bu kibirli tutum için şöyle diyor: “Bizzat Afrikalılara ait kaynaklar ve varlıklar üzerindeki tasarruf da dahil olmak üzere, Afrikalıları ve faaliyetlerini denetlemek gibi Tanrı vergisi bir göreve sahip olduklarını düşünüyorlar.”[1]

Batı sanat çevrelerinde eserlerin iadesi aleyhinde öne sürülen bir diğer “endişe” de, Afrika ülkelerinde halen yaşanan çatışmalar nedeniyle eserlerin zarar görme ihtimali. Söz konusu eserlerin bizzat Batı ülkelerinin yarattığı savaşlar sonucunda bu ülkelerden kaçırıldığı, bazılarının da bilfiil Batı orduları tarafından tahrip edildiği gerçeği unutulmuş görünüyor. Afrika sanatı tarihçisi Sylvester Okwunodu Ogbechie’nin dediği gibi: “Benin heykelleri, Britanyalılar tarafından yağmalanmadan önce Benin kraliyet sarayında 500 yılı aşkın bir zaman boyunca mükemmelen korunmuştu”.[2] Louvre’un Abu Dhabi’de açtığı şube düşünülürse, bu türden argümanların Afrika’da yeni “Louvre’lar” açma bahanesi olarak kullanılması gayet olası. Nitekim Macron, bu büyük tasarısını kamuoyuna ilk kez duyurduğu sıralarda Louvre Abu Dhabi’nin açılışını yapmış, Louvre yöneticisi Jean-Luc Martinez de gururla Müze’nin koleksiyonuna yeni bir Benin heykelinin katıldığını ilan etmişti.

 

 Britanyalılar, yağmaladıkları Benin kraliyet sarayından eserlerle


       “Benin bronzları” olarak anılan pirinç levhalar, British Museum koleksiyonundaki 700 Benin eseri arasında.

 

Fransa’nın Afrika’daki kontrolünü görmek için Macron’un retoriğini ve sembolik hamlesini derinlemesine analiz etmek gerekmiyor elbette. Her şeyden önce, bahis konusu ülkelerde para birimi olarak hâlâ Fransız hazinesinin kontrolündeki CFA (Colonies françaises d'Afrique)[3] frangı kullanılıyor. Fas, Tunus ve Cezayir gibi, bağımsızlık sonrasında frank bölgesinden ayrılan ülkelerin aksine Sahel bölgesinde parasal egemenliğin bulunmaması, kimilerine göre kolonyalizmin devamı olmanın ötesinde, demokrasi ve yapısal gelişmenin önündeki en büyük engellerden biri.[4] Ayrıca Fransa hükümeti bu ülkelerde hâlâ elektrik, telekomünikasyon, liman, havaalanı gibi altyapı ve tesisler üzerinde yarı tekele sahip. Fransa’nın bölgedeki pek çok askerî müdahalesinin yanı sıra, 2014 yılından beri Sahel bölgesinde süren Barkhane Operasyonu kapsamında burada halen 4000’e yakın Fransız askeri bulunuyor. (Bu birliklerin varlık gerekçesi de aslında yine Batı’nın 2011’de Libya’daki askerî müdahalesi sonrasında çok sayıda İslamcı militanın Sahel bölgesine geçmiş olması.)


                               2014 yılı itibarıyla Fransız ordusunun Afrika ülkelerindeki varlığını gösteren harita.                                                        Kaynak: les forces militaires françaises en Afrique

 

Macron, eserler hakkındaki tasarısının ilk işaretini geçen yıl Burkina Faso’da yaptığı bir konuşmada vermişti. 28 Kasım  2017’de, Vagadugu Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Afrika’nın kültür mirasının Batı müzelerinde sergilenmesinin “kabul edilemez” olduğunu ve bu durumun düzeltilmesi için derhal adımlar atacağını söyleyen Macron’un bu konuşması “tarihî” bir an olarak nitelenmişti. Aslında söz konusu ülkelerle ilişkileri göz önüne alındığında Fransa’nın sömürgecilik geçmişiyle hesaplaşmak gibi bir niyetinin olmadığı aşikâr ama, yine de dünya kamuoyunda bunca tartışmaya (veya telaşa) sebep olan konuşmaya kısaca da olsa bakmakta fayda var. 

Macron’un 18 sayfayı bulan konuşma metninde Afrika’nın kültür mirası meselesi en sonda, birkaç paragrafla yer alıyor. Metnin içeriğinde sömürgecilik geçmişiyle hesaplaşma amacının emaresi olmadığı gibi, baştan aşağı kolonyalist zihniyetin damgası görülüyor. Macron her üç cümlede bir Afrikalılara “ders verme” niyetinde olmadığını tekrarladıktan sonra, terörizmle savaştan köktendincilikle mücadeleye, askerî işbirliklerinden eğitime, enerji üretiminden doğum kontrolüne kadar her konuda Afrika ülkelerinin “neler yapması gerektiğini” tane tane açıklıyordu. Fransa’nın diğer Avrupalı partnerleriyle bu ülkelere yapacağı yatırımlardan söz ediyordu uzun uzun. “Afrika, Fransız ekonomik diplomasisinin önceliği olsun istiyorum. Fransız iş çevreleri Afrika’ya daha fazla yatırım yapsın istiyorum,” diyordu coşkuyla. Nihayet, konuşmasının sonuna yaklaşırken, Afrika ülkeleriyle ilişkilerde “hayal gücü eksikliği”nden dem vurarak, kültürün bu konudaki “iyileştirici” gücünden söz ediyordu. Afrika kültür mirasının “Paris kadar Afrika’da da” sergilenmesini istediğini söylüyor; ardından sporun önemine geçerek Afrika’da spor altyapısının ve tesislerinin geliştirilmesi için Fransa’nın yatırım yapacağını belirtiyordu. Konuşmasının sonunda, Afrika’da İngilizce’ye karşı Fransızca’nın birinci dil olmasını istediğini söylüyor ve dinleyicilerini “bu fetih ruhunu” hep birlikte sahiplenmeye çağırıyordu.

Bu arada Macron’un ziyaretinin pek de “başarılı” geçtiği söylenemezdi. Fransız delegasyonunun gelmesine saatler kala Fransız askerlerini taşıyan bir kamyonete el bombası atılmış, hedefini bulamayan bomba üç sivilin ölümüne sebep olmuştu. Macron salondaki dinleyicilerini “fetih ruhu”na davet ederken, Fransız askerlerinin ülkelerindeki varlığını ve Macron’un ziyaretini protesto eden göstericiler dışarda biber gazıyla dağıtılıyordu.[5] Macron, konuşması bittikten sonra öğrencilerin sorduğu sorular üzerine hızını alamayıp yaptığı saygısız şakalarla, Burkina Faso devlet başkanı Kabore’yi rencide ederek salonu terk etmesine sebep olmuştu. Bunlar yetmezmiş gibi, Afrika’daki Fransız askeri sayısının Fransa’daki burslu Afrikalı öğrenci sayısından fazla olduğunu söyleyen bir öğrenci, Macron’un öfkelenip kendini kaybetmesine sebep olmuştu.[6] 

 

 

Macron’un “tarihî” konuşmasından bazı pasajlar ise şöyleydi:

 

[…] Afrika ülkelerinin kültür mirasının büyük bir kısmının Fransa’da saklanmasını kabul etmem mümkün değil. Bunun tarihsel bir açıklaması var elbette, ama geçerli, kalıcı ve koşulsuz bir gerekçesi yok. Afrika mirası sadece Avrupa müzelerinde ve özel koleksiyonlarda varlığını sürdüremez. Afrika mirası Paris’te sergilenmelidir evet ama Dakar’da, Lagos’ta, Cotonou’da da sergilenmelidir; bu konu önceliklerimden biri olacak. Beş yıl içerisinde Afrika mirasının Afrika’ya geçici veya kalıcı iadesi için gereken koşulların yerine getirilmesini istiyorum.

Bu aynı zamanda muazzam bir çalışmayı, bilimsel işbirliğini ve müze ortaklıklarını gerektiriyor, zira –şunu aklınızdan çıkarmayın– pek çok Afrika ülkesinde eser kaçakçılığı bazen bizzat Afrikalı küratörler tarafından organize edilmiş, Avrupalı küratör ve koleksiyonerler de kimi zaman bu Afrika eserlerini Afrikalı kaçakçılardan koruyarak kurtarmışlardır. Ortak tarihimiz bazen ilk anda düşündüğümüzden daha karmaşık olabilir!

[…] Kendinizi tek bir dille sınırlamak, Afrika’da İngilizce daha moda diye Fransızca’yı reddetmek geleceği yok saymak demek! Önümüzdeki yıllarda kartlarımızı doğru oynadığımız takdirde Fransızca Afrika’da hatta tüm dünyada birinci dil olur

Buraya size ders vermek için gelmedim, “ben böyle istiyorum” demiyorum. Sadece bütün bunların hepimizin çıkarına olduğuna içtenlikle inandığımı söylüyorum, ama her şey sizin kararlılık ve iradenize bağlı.

Yarından sonra Gana’ya gideceğim; resmî dili İngilizce olan bu ülke şimdi Fransız dilinin benimsenmesi yolunda adımlar atıyor.[7] Bu fetih ruhunu hepimizin paylaşmasını istiyorum, ortak bir hedefimiz olmasını istiyorum.[8]

 

Gerek Macron’un konuşması, gerek Batılı sanat çevrelerinin rapora tepkisi, “evrensel” insanlık mirasının koruyuculuğunu üstlenmiş “evrensel” Avrupa müzeleri retoriğinin devamı niteliğinde. Macron’un süslü sözlerinin altından, savaşmaktan başka bir şey bilmeyen ve Batılı efendileri olmasa kendi kültür mirasına bile sahip çıkamayan Afrikalı barbarlar imgesi fırlıyor. Her fırsatta öne sürülen “terörizm” bahanesi üzerinden,[9] Batılıların barbarlık sicili hasıraltı ediliyor: Britanya askerlerinin Benin’de yağmaladıkları eserlerle verdikleri pozlardan,[10] Nazilerin imha ettiği modernist eserlere ait fotoğraflara;[11] yakın tarihte Libya’nın, Irak’ın, Suriye’nin kültür mirasının tahribatında Batılı orduların rolünü gösteren kanıtlardan, Burkina Faso’daki Fransız askerlerinin çocukları taciz ederken birbirlerini kaydettikleri videolara kadar…[12]

Macron, Burkina Faso’daki konuşmasından iki gün sonra gittiği Gana’da katıldığı bir televizyon programında, Fransa’nın kolonyal suçları nedeniyle Afrika ülkelerinde yol açtığı tahribatı tazmin etmesi fikrinin “tamamen saçmalık” olduğunu söylemişti. Onun yerine, “uzlaşma”ya ağırlık verilmesi gerektiğini öne sürmüş, eski Fransa sömürgelerinden Guadeloupe’ta açılan “kölelik müzesi”ni de buna örnek göstermişti.[13] Şimdi tartışılan tasarının da, müzeleştirilen sömürgecilik suçlarına sünger çekip, yeni kolonyal hedefleri aklama amacıyla kotarıldığı anlaşılıyor.      

 

Kaynaklar:

Macron rules out reparations for colonialism

Rapport Savoy-Sarr: un plan en 3 phases pour la restitution de 90.000 objets africains présents dans les musées français

African Policy of France at Emmanuel Macron Presidency

Will the British Museum lend Nigeria the Benin bronzes?

President of France Will Recommend Full Restitution of Looted African Works

Dealers bristle as calls grow for restitution of colonial-era art

Emmanuel Macron’s speech at the University of Ouagadougou

The CFA Franc: French Monetary Imperialism in Africa

Time for France to give back looted African art, experts say

COMMUNIQUÉ - Remise du rapport Savoy/Sarr sur la restitution du patrimoine africain

Batı Afrika'da güvenlik alanında dev adım: 5 Sahel ülkesinin ortak ordusu artık operasyonel

İnsanlık Tarihi Yeniden Müzeleştiriliyor

Macron’s Pledge to Return African Artefacts Ignores Deeper Colonial Injustices

France's Military Is All Over Africa

French Soldier in Court for Child Sexual Abuse in Burkina Faso

France Suspends Two Soldiers Serving in Burkina Faso Over Allegations of Child Sex Abuse

Macron's promise of new France-Africa ties raises heckles

Macron publicly 'humiliates' Burkina Faso president as French leader's Africa trip goes wrong

Macron'ın konuşması Burkina Faso'yu karıştırdı



[1] https://www.modernghana.com/news/828549/muse-du-quai-branly-as-ally-in-quest-for-restitution-of-afr.html

[2] https://news.artnet.com/art-world/macron-repatriate-african-heritage-1238219

[3] Bağımsızlık sonrasında bu kısaltmanın açılımı Communauté Financière Africaine olarak değiştirildi.

[4] http://blogs.lse.ac.uk/africaatlse/2017/07/12/the-cfa-franc-french-monetary-imperialism-in-africa/

[5] https://www.reuters.com/article/us-africa-france-macron/macrons-trip-to-africa-gets-off-to-hostile-start-idUSKBN1DS168?il=0

[6] https://www.rt.com/news/411237-macron-africa-trip-protest/

[7] Gana 2017 yılında Fransızcayı okullarda zorunlu ders haline getirdi.

[8] https://trace.tv/culture/read-president-macron-ouagadougou-university-burkina-faso/

[9] http://www.e-skop.com/skopbulten/kultur-mirasini-korumanin-savasa-bahane-edilmesi-ve-medyanin-sistemli-dezenformasyonu/3614

[10] http://www.e-skop.com/skopbulten/yagmalanmis-antik-eserlerin-ele-gecirilmesi-muzelerin-neyi-gizledigini-gosteriyor/3928

[11] http://www.e-skop.com/skopbulten/nazi-almanyasinda-avangard-dusmanligi/1855

[12] https://face2faceafrica.com/article/sebastien-l-burkina-faso

[13] http://en.rfi.fr/africa/20171204-macron-rules-out-reparations-colonialism

arkeoloji, Sarr-Savoy raporu, müze, kolonyalizm