/ Sanat-Özgürlük / Radyo Alice: Bolonya’nın Özgür ve Özerk Radyosu

24/8/2015 / skopbülten

Radyo Alice, 1976-1977 arasında yayın yapan Bolonya menşeili bir özgür radyoydu.  Radyo kolektifinin çekirdeğini Potere Operaio (İşçilerin İktidarı) adlı devrimci örgütten gelen insanlar ve Autonomia mensupları oluşturuyordu. Radyo Alice baskıcı politikalara karşı ülke çapında işçilerin, öğrencilerin, sol grupların ve kadın örgütlerinin ayaklandığı bir dönemde yayın hayatına başladı ve her ne kadar kendisi sonuna kadar özerk kalsa da yeni ifade kanalları arayan her tür direnişe kapılarını açtı. Bu tutumuyla, hem iktidardaki Hıristiyan Demokratların hem de devrim-karşıtlığı iyice ayyuka çıkmış olan İtalyan Komünist Partisi’nin (PCI) gazabını üzerine çeken Radyo Alice, iki defa polis baskınına uğradı.

Radyo, adını Lewis Caroll’un Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın İçinden kitaplarından alıyordu. Alice aynanın öteki yüzüne geçince bildiğimiz dünyanın  alışılmış ve rasyonel düzenini terk eder ve gerçek dünyadan devralınmış davranış kalıplarının hükümsüz kaldığı alternatif bir gerçekliğe adım atar. Nasıl ki bu harikalar diyarının “hakikati” bir önceki dünyanın ölçütlerine göre değerlendirilemezse, Radyo Alice’nin yayınları da gerçekliğin eleştirellikten uzak, pasif yansımaları değildi. Farklı bir var oluş biçimini deneyimlemek için gerçekten de aynanın öteki tarafına geçmek gerekiyordu. Dünyadaki olayları nesnel bir şekilde aktarmaktan ziyade seslerden, enformasyondan, mesajlar ve şiirden, sessizlik ve küfürlerden oluşan bir akış yaratmanın peşindeydiler. Yayınlar, tıpkı Dada gösterileri gibi, kültürel bozgunculuk eylemleri olarak görülüyordu.

 

 

 

Radyo Alice’nin, hakikati, hatta doğru bilgiyi iletmek gibi bir derdi olmadığı bile söylenebilir. Radyonun kurucuları arasında bulunan Franco “Bifo” Berardi, konu hakkında 2010 senesinde verdiği bir söyleşide şöyle diyordu: “Burjuvazi haberlerinin yalanını teşhir eden alternatif habercilik anlayışını benimsemiyorum. Burjuvazi basınının gerçek-dışı haberlerinin karşısına koyacak doğru bilgiye sahip değilim. Çok çeşitli bilgi biçimlerinin olası olduğunu ve her birinin bir yaşam biçimiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bir yaşam biçimi seçiyorum ve onunla ilişkili bilgiyi yayıyorum.”[1]

Radyo Alice konvansiyonel dilsel ifade tarzlarının dışında bir tarz geliştirdi. Üyeleri, kitle iletişim araçlarının tekdüze, sıkıcı ve sözümona nesnel diline karşı hayal gücünün özgür işleyişine ve duyguların anlık aktarımına dayanan bir söylem biçimi benimsemekten yanaydı. Bazı günler yirmi saate yakın yayın yapan radyoda genç işçiler saatlerce örgütlenme sorunları hakkında konuşabilir; ciddi tartışmalar şaka ve kahkahalarla kesilebilirdi. İsteyen herkes yayına müdahil olabiliyordu. Bazı insanlar doğrudan yayına katılırken bazıları evden kaydettikleri kasetleri radyoya gönderiyordu.  

En başından beri işçi grevlerine ve üniversite işgallerine açık destek veren Radyo Alice, direnişin içinde bulunan herkese kapılarını ve kanalını açtı. Polisle ya da faşistlerle çatışma halindeki öğrenciler bizzat radyoya gelerek, ya da telefonla ulaşarak, anlık son durum bilgileri paylaşıyorlardı. Kimileriyse radyo üzerinden yoldaşlarına destek çağrısında bulunuyordu.

Radyonun basılmasında bu çağrıların büyük payı vardı. 11 Mart günü Bolonya Üniversitesi’nde solcu öğrenciler ile Hıristiyan Demokrat Partisi’yle bağlantılı bir gençlik örgütünün mensupları arasında çıkan tartışmaya polisin şiddetli bir şekilde müdahil olması ve solcu bir öğrenciyi öldürmesi üzerine tüm şehre yayılan çatışmaların ikinci gününde Radyo Alice makineli tüfekli polislerce basıldı. “Halkı şiddete teşvik etmek” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamalarıyla teçhizatına el konan radyo “yasadışı” ilan edildi ve sekiz mensubu tutuklandı. Ertesi gün “12 Mart Kolektifi” adı altında yeniden yayına başlayan radyo bir kez daha polis baskınına uğradı. Radyo kolektifi, mahkemede kendisine yöneltilen suçlamalardan beraat etti ve ikinci baskından bir ay sonra yeniden yayına başladı. Fakat, radyonun üzerindeki baskı tamamıyla kalkmamıştı. Sekiz arkadaşları hâlâ hapisteydi ve Bolonya’nın Komünist Partili belediye başkanı Zangheri’nin açık şiddeti örtük tehdide dönmüştü. Zangheri her fırsatta Radyo Alice’nin yayın yapabilmesini şehrinin demokratlığına ve hoşgörüsüne kanıt olarak sunar olmuştu. Belediyenin hoşgörü sınırları dahilinde yayın yapmak istemeyen radyo sonunda kendini feshetti. [AB]

 

Kaynaklar:

Living with an Earthquake: A Red Notes Pamphlet   

Suzanne, Cowan, “The Unhappy Adventures of ‘Alice’ in Blunderland: Counter-culture, Revolt and Repression in the Heart of Italy’s ‘Red-Belt’”, Radical America (Kış 1977-78), s. 67-77.

Carlos Ordonez, Franco “Bifo” Berardi’yle Radyo Alice üzerine söyleşi



[1] Franco “Bifo” Berardi, Radyo Alice üzerine ZgPress’le söyleşi. http://www.zgpress.com/?p=36

Radyo Alice, sanat/özgürlük