“Toprağın sahibi kim?” sorusu, bütün toplumlarda merkezî yer tutan bir soru, çünkü mekân da, hava ve su kadar hayati bir kaynak. Gelgelelim mimarların, toprak mülkiyeti sorunuyla açıktan hesaplaştıkları pek görülmez. Acaba bunun sebebi, Florian Hertweck’in yazdığı gibi, mimarların, “projelerinin hayata geçtiğini görmek istedikleri için, her şeyden önce politik olana dair bir yanılsama üretmeleri” olabilir mi?
ARCH+ dergisinin Arno Brandlhuber ve Olaf Grawert editörlüğünde yayınlanan Bahar 2018 sayısı, kentsel arazilere yönelik bakışımızı değiştirmeye yardımcı olmayı ve toprak yönetimini yerel düzeye taşıyacak toprak yasası reformlarını teşvik etmeyi hedefliyor.
Bu konuda ne yapmalı? Aslında bir yandan, yapılacak fazla bir şey yok, çünkü toprağı politikleştirmekten başka seçenek yok. Diğer taraftan yapılacak çok şey var, çünkü toprağı politikleştirmeyi bugüne kadar kimse başaramadı. Toprağı politikleştirmek demek, önce kente dair bir politik ekonomi geliştirmek ve Mülkiyet ile Kullanım Hakkı’nın halihazırdaki durumunun hiç de “doğal” olmadığını göstermek demek. Filozof Wolfgang Scheppe’nin “Sanatın Toprak Rantı ve Kentten Dışlanma” başlıklı yazısı bu durumu bir örnek üzerinden gösteriyor: Venedik kenti örneğinden hareketle, kentsel gelişmeyi geniş bir tarihsel perspektiften tarif ediyor.
İşleyişi sanki “doğal”mış gibi sunulan alanlardan bir diğeri de eviçi alan. Çocuk büyütmek, yemek pişirmek, temizlik yapmak gibi çoğu hâlâ kadınlar tarafından yerine getirilen yeniden üretim işleri, günümüzde ekonomik denklemin dışında tutuluyor. Dosyanın “Üretim ve Yeniden Üretim” başlıklı ikinci kısmında bu kör nokta feminist kuramın yardımıyla gözler önüne seriliyor. Dolores Hayden, Silvia Federici ve Dogma/Realism Working Group, eviçi alanı gerçek anlamda bir politik alan olarak inceliyor. Sonuçta toprak mülkiyeti meselesi, konut meselesinden ayrı tartışılamaz.
Dosyanın ana temalarından bir tanesi de, hem mevcut kullanım haklarını savunmak hem de yeni haklar için mücadele etmek üzere biraraya gelen yeni dayanışma ağları. “Hak ve Dayanışma” başlığını taşıyan üçüncü kısım bu konuya ayrılıyor. Toprak mülkiyeti sorununu sömürgecilik perspektifinden ele alan Raquel Rolnik ve Naomi Klein’ın yazılarının yanı sıra, Joseph Nevins de bu kısımda yer alan yazısında “dünya hakkı”nı gündeme getiriyor.
Katkıda bulunanlar: Oana Bogdan, Arno Brandlhuber, Anina Brisolla, Egbert Dransfeld, Silvia Federici, Michaela Friedberg, Renée Gailhoustet, Olaf Grawert, Marisa González, Markus Hesse, Dirk Löhr, Christian Schulz, Niklas Maak, Marija Marić, Oksana Mironova, Peter Mörtenböck, Helge Mooshammer, Christopher Roth, Trebor Scholz, Manuel Shvartzberg Carrió, Robert Thum, Milica Topalović, Harald Trapp, Douglas Spencer, Hans-Jochen Vogel. [basın bülteninden çevrildi, D.Y.]
ARCH+ 231
The Property Issue. Ground Control and the Commons
Editörler: Arno Brandlhuber, Olaf Grawert, station+/ETH
http://archplus.net/
Dosyanın Almanca versiyonu için bkz. http://www.archplus.net/home/archiv/ausgabe