-
8/7/2017
Beden hareketlerini kaybetmiş bir çağ aynı sebeple bunlara kafaya takmıştır. Doğallık mefhumundan tamamen yoksun insanlar için, her beden hareketi bir yazgı haline gelir. Ve beden hareketleri, görünmez güçlerin etkisi altında serbestliklerini ne kadar kaybederse, yaşamı çözmek de o kadar zorlaşır. 
-
19/12/2016
Simone Weil “Boş umutlarda teselli bulan insanlardan hoşlanmıyorum” demişti. Bana göre, düşünce tam olarak budur: umutsuzluğa düşme cesareti. Kim bunun iyimserliğin zirvesi olmadığını söyleyebilir ki? 
-
6/12/2016
Estetik yargı ne zaman güzelin ne olduğunu belirlemeye çalışsa, her seferinde, elinde kalan güzel değil, onun gölgesi oluyor – sanki estetik yargının asıl nesnesi, sanatın ne olduğu değil, ne olmadığı: sanat değil, sanat olmayan. 
-
28/10/2015
Seneler önce, Guy’le [Debord], siyaset felsefesi üzerine sohbet ediyorduk (daha doğrusu ben öyle olduğunu düşünüyordum), sonra bir noktada Guy lafımı kesip şöyle dedi: “Ben filozof değilim, stratejistim.” 
-
24/4/2014
"Poiesis" ile "praksis" arasındaki yakınlaşmaya koşut biçimde, eskiden en alt kademede bulunan "çalışma" kilit değer konumuna yükselir ve tüm insan etkinliklerinin ortak paydası olur. 
-
6/2/2014
Giorgio Agamben, 16 Kasım 2013’te Atina’da kamuya açık bir konuşma yapmıştır. Aşağıdaki metin, bu konuşmanın dökümüdür ve 4 Şubat 2014’te, gönüllü yazarların desteğiyle çıkarılan bağımsız bir dergi olan ROAR’da yayınlanmıştır.
-
14/2/2013
Sanat eserine her zaman bir koleksiyon nesnesi olarak bakılmamıştır. Bizim tasavvur ettiğimiz haliyle sanat fikrinin korkunç bulunacağı dönemler de vardı. Ortaçağ'da, sanatın sırf sanat olduğu için sevildiği bir dönem yoktur...
-
29/1/2013
Molière, "Kibarlık Budalası"nda meşhur bir zevksiz adam portresi çizer: Mösyö Jourdain, sanatı hor görmez, sanatın cazibesine kayıtsız olduğu da söylenemez; tersine, en büyük arzusu zevkiselim sahibi bir adam olmak ve güzeli çirkinden, sanatı sanat olmayandan ayırabilmektir.
-
23/10/2012
Jean Paulhan, "Tarbes Çiçekleri, veya Edebiyatta Terör"de, iki tür yazar arasında ayrım yapar. Bir tarafta Retorikçiler vardır: Onlar bütün anlamı form içinde eritir ve formu edebiyatın yegâne yasası haline getirirler. Öte yanda Terörcüler vardır: Onlar bu yasaya uymayı reddeder ve yazarı Mutlak’la yüz yüze getirirler. 
-
19/8/2012
Bu dersin başına yazmak istediğim soru şu: "Kimin ve neyin çağdaşıyız?" Ve her şeyden önce, "Çağdaş olmak ne demek?" 
-
14/7/2012
Estetik, Batı insanının duyarlılığındaki gelişme sonucu sanat eseri için sakladığı o ayrıcalıklı boyut değildir; geleneğin ağır yara aldığı, insanın geçmiş ile gelecek arasında bugünün alanını bulamaz olduğu ve tarihin çizgisel zamanında kaybolduğu bir çağda sanatın yazgısıdır. 
-
19/5/2012
Herhangi [whatever], saf tekilliğin figürüdür. Herhangi-tekilliğin kimliği yoktur, ne bir kavram uyarınca belirli, ne de basitçe belirsizdir...
-
25/4/2012
17. yüzyıl ortalarına doğru Avrupa'da "zevkiselim sahibi adam" denen figür ortaya çıkar: Her sanat eserinin ayırıcı özelliği olan "kusursuzluk noktasını" kavramasını sağlayan, özel bir yetiye sahip bir adamdır bu.
-
24/4/2012
Gelmekte olan varlık, herhangi varlıktır. Skolastiklerin metafizik terimler sıralamasında, terimlerin her birinde düşünülmeden geçen ama diğer hepsinin anlamını koşullandıran terim "quodlibet"tir.
-
29/2/2012
Nietzsche, "Ahlakın Soykütüğü"nün üçüncü metninde, Kant'ın güzeli "çıkarsız haz" olarak tanımlamasını köklü bir eleştiriye tabi tutar: "Kant, güzelin sıfatları arasında, bilgiye saygınlığını kazandıranları vurgulayıp öne çıkarmakla, sanata saygınlık bahşettiğini sanıyordu. Bunun esaslı bir hata olup olmadığını sorgulamanın yeri burası değil... 
-
9/11/2011
Bilmemenin yolları, bilmenin yolları kadar önemli; hatta belki daha bile önemli. Bilmemenin ilgisizlik, dikkatsizlik, unutkanlık gibi sonunda pek güzel olmayan ve sarsak kaçan yolları var. Ama kusursuzluğuna hayran olmaya doyamayacağımız, Kleist’ın genç adamının umursamazlığı veya bir bebeğin büyüleyici kayıtsızlığı gibi başka yolları da var.
-
5/11/2011
1970’lerin ilk yıllarında, Paris sinema salonlarında dönemin ünlü bir Fransız kadın çorabı markasının tanıtımının yapıldığı bir reklam vardı: “Dim” çorapları. Reklam, birlikte dans eden bir grup genç kadını gösteriyordu. 