55. Venedik Bienali’nin (2013) yan etkinliklerinden biri Ai Weiwei’ın Disposition isimli sergisi. Sergi iki projeden oluşuyor: Le Zitelle’de sergilenen Straight ve Sant’Antonin kilisesindeki S.A.C.R.E.D. Washington D. C.’de Hirshhorn Müzesi’nde daha önce (daha küçük bir ölçekte) sergilenen Straight, 2008 Siçuan depreminde yıkılan okullardan toplanmış inşaat demirlerinden oluşuyor. S.A.C.R.E.D. ise sanatçının dünya kamuoyunda hayli ses getirmiş bulunan 81 günlük tutukluluğunu konu alan bir iş.[1] Bizleri hem gözetim ve denetim faaliyetleri, hem de düşünce ve ifade özgürlüğü üzerine yeniden düşünmeye davet ettiği için -ki bugün bu hayli acil bir gereksinimdir- bu işi kısaca da olsa tanıtmak istiyorum.
Önce tutuklanma sürecini hatırlayalım: Ai Weiwei 2011 yılında vergi kaçırmakla (ve ahlaka aykırı davranışlarla) suçlanmış, tutuklanmış, 81 gün bilinmeyen bir yerde alıkonulmuş ve sonra, belki de sanat kurumları ve insan hakları örgütlerinin de çağrısıyla, serbest bırakılmıştı. Bu süreçte, ABD ve Avrupa Birliği, Çin devletinin bu tavrını eleştirmiş; Londra’daki Tate Modern ön duvarının sağ üst köşesine büyük harflerle Ai Weiwei Serbest Bırakılsın yazmış; Creative Times tarafından düzenlenen “Ai Weiwei için 1001 Sandalye” kampanyası kapsamında, dünyanın farklı yerlerindeki sanatçılar, 17 Nisan 2011’de yerel saatle 13.00’te Çin büyük elçilik ve konsolosluklarının önüne birer sandalye getirerek barışçıl bir şekilde oturmaya çağrılmış; ve San Diego’daki Çağdaş Sanat Müzesi, ziyaretçilerini, basın mensuplarını ve çalışanlarını müzedeki iki geleneksel Çin sandalyesini 24 saat boyunca oturarak işgal etmeye davet etmişti[2]. Şüphesiz, bu uluslararası desteğin ardında, Ai Weiwei’ın vergi kaçırdığı için değil, Çin devletine yönelttiği muhalif tavır nedeniyle tutuklanmış olduğuna dair yaygın inanç yatmaktaydı.
Sanatçının alıkonulduğu 81 günü tasvir ettiği ilk çalışması olan S.A.C.R.E.D, Sant’Antonin kilisesinin ana mekanına yerleştirilmiş ve yaklaşık 1,5 metre yükseklikteki altı kutudan oluşuyor. Dışarıdan tümüyle siyah görünen dikdörtgen prizma şeklindeki bu kutuların içine ise ancak yaklaşınca fark edilen küçük pencereler aracılığıyla bakılıyor. İçeride Ai Weiwei’ın tutukluluğunu geçirdiği, bir oda ve tuvaletten müteşekkil kapatılma mekânını görüyoruz. İçi diorama şeklinde düzenlenmiş her bir konteyner, sanatçının gündelik hayatındaki temel bir etkinliği tasvir ediyor. Böylece Ai Weiwei’ı uyurken, yemek yerken, yıkanırken, tuvalette, yürürken ve sorguya çekilirken, fakat sahne ne olursa olsun, yanı başında iki gardiyanla birlikte görüyoruz. Detaylı bir şekilde düzenlenmiş sahneler bu 81 günün nasıl geçmiş olabileceği konusunda kuvvetli bir his verirken, esas dikkati yine de bu gardiyanların kesintisiz varlığının çektiğini söylemek mümkün. Buradan hareketle, hem hapishane/Panoptikon türü kapatılma, hem de kapatmaya ihtiyaç duymayan, kesintisiz ve kapsayıcı denetim şebekeleri üzerine düşünebiliriz.
Bu altı etkinliğin her birine birer alt başlık/isim de vermiş sanatçı. Baş harfleri, işin de adını ortaya koyuyor: Supper (akşam yemeği), Accusers (itham edenler veya dava sürecinde suç isnat edenler), Cleansing (yıkanma), Ritual (ritüel), Entropy (entropi), Doubt (şüphe). Burada doğrudan işin sergilendiği kilisenin mekânı ile de bir ilişki kurulduğunu düşünmek mümkün: Hem işin adı S.A.C.R.E.D (kutsal) hem de başlıkların atıf yaptığı kavramlar (ritüel, yıkanma –arınma?-, akşam yemeği -Son Akşam Yemeği?-) dini çağrışımlarla yüklü.
Sergi 15 Eylül’e kadar açık.
[2] Her zaman güvenilir bir kaynak olmamakla birlikte Wikipedia, Ai Weiwei’ın tutuklanması sürecini ve dünya kamuoyunun tepkilerini farklı kaynaklara atıf yaparak özetlemiş durumda. Bkz. “2011 Arrest” ve “Response to Ai’s arrest” başlıkları, http://en.wikipedia.org/wiki/Ai_Weiwei#Response_to_Ai.27s_arrest (erişim tarihi 22 Temmuz 2013).