İngiltere'de BP'nin sanat ve kültürü araçsallaştırma girişimleri tepki çekmeye devam ederken,[1] Türkiye'de de akaryakıt sektörü sonunda sanata bulaştı. Bu yıl Full Art Prize adı altında ilki verilecek olan sanat ödülünün amacı, internet sitesinden “güncel sanat alanında çalışan sanatçıların keşfedilmesi, toplumun daha geniş kesimleriyle buluşturulması ve uzun vadede sanatçıların yeni üretimlerinin desteklenmesi”[2] olarak duyuruluyor.
Ar Şirketler Grubu'nun yatırımlarını akaryakıt sektörü yönünde genişletmek için 2010 yılında kurduğu Full Akaryakıt firması, kurulduğu günden bu yana 19 Mayıs'ta veya Ramazan ayında iftardan sahura dek indirim uygulamak gibi pek çok promosyona[3] başvururken şimdi de Full Art Prize ile adını duyurma çabasında. Yurtdışında özel şirketlerin sanat ödülü dağıtması olağan bir hal almışken ülkemizde bir ilk olmakla övünen ödülün jürisinde, Evrim Altuğ, Gülsün Karamustafa, Vasıf Kortun, Bige Öner, Agah Uğur ve AR Şirketler Grubu CEO’su Hüseyin Arslan yer alıyor. Jürinin seçeceği sanatçı dışında, halk oylaması yoluyla seçilecek olan bir sanatçıya da ödül verilecek olması, firmanın yaratıcı uygulamalarından.
Sanat ödüllerini “incelikli birer pazarlama saldırısı”[4] olarak niteleyen Chin-tao Wu, Kültürün Özelleştirilmesi adlı kitabında, şirketlerin, “ödüllerin kendilerine en fazla fayda sağlayacak biçimde düzenlenmesi için geniş bir denetim olanağına da sahip”[5] olduğunu yazmakta. Firmanın CEO'su ve jüri üyesi Hüseyin Arslan'a, ödülün resepsiyon yemeğinde yöneltilen soru bu tip bir denetime işaret ediyor. Arslan'a Ermeni yanlısı bir başvuru olması durumunda ne yapacakları sorulduğunda Arslan cevabını “şiddet ve terör taraftarı bir iş çıkmadıktan sonra sorun yok”[6] diye bitiriyor. Anlaşılıyor ki, “sorunsuzluğun” takdiri ve güvencesi bizzat Arslan.
Full Art Prize’ın “fikir annesi” ise, Beyoğlu’ndaki güncel sanat galerisi Pilot’un kurucusu ve yöneticisi, aynı zamanda Ar Şirketler Grubu’nun sanat danışmanlığını da yapan Azra Tüzünoğlu. Tüzünoğlu, dünyada pek çok muadili olan bu tür ödüller konusunda Türkiye’de geç kalındığını söylüyor: “2000’lerin başından itibaren, farklı alanlarda, çok önemli gelişmeler oluyor Türkiye’de; art arda müzeler açıldı, sanat merkezleri yenilendi, galeri sayısı çok arttı. Bu anlamda sanatçıların görünürlüğü de arttı ciddi şekilde. Ancak, dünyayla kıyaslandığında hâlâ, sanatçılara bütçe verip iş yaptıran çok fazla fon yok. Sanatçıların ödüllendirildiğini de çok fazla göremiyoruz. Sanatla ilgili çalışmalarında danışmanlığını yaptığım Ar Şirketler Grubu’nun bir toplantısında bu eksiklikten bahsetmiştim. O noktada doğdu ödül fikri.”[7] [ÖA]
[4] Chin-tao Wu, “İmaj Tazelemek için Nakit Ödül”, Kültürün Özelleştirilmesi - 1980'ler Sonrasında Şirketlerin Sanata Müdahalesi içinde (İletişim Yayınları, 2005) 266.
[7] Milliyet Sanat, Şubat 2012.