David Lynch, Blue Velvet filminden bir kare, 1986
Postmodernizm, mimariden edebiyata, resimden sinemaya kadar sanatın çeşitli alanlarında, özellikle 1980’lerden bu yana, yoğun bir biçimde tartışılan bir olgudur. Gerek postmodern kuramların gerekse postmodern-karşıtı kuramların üzerinde uzlaştıkları nokta büyük bir kırılmanın (dönüşümün) yaşandığıdır. Ancak, postmodern kuramların çoğunda bu büyük dönüşüm, ağırlıklı olarak, özgürleşimci perspektifler dolayımıyla ele alınıp yorumlanırken, postmodern-karşıtı kuramlarda bu dönüşüm bir büyük toplumsal kriz olarak değerlendirilmekte ve bu krizin, belirsizlik ve bunalım döneminin, sanatın bütün alanlarında gözlemlenebilir olduğunu önemle belirtmektedirler.
Postmodern-karşıtı kuramcılar –özellikle, Fredric Jameson– çağdaş toplumsal krizin semptomlarının en açık bir biçimde görsel sanatlarda ortaya çıktığını ileri sürmektedirler ve yeni çağdaş toplumsal gerçekliği, ya da zeitgeist’ı, Jean Baudrillard’ın vurguladığı gibi, görsel ve sinemasal bir çağ olarak nitelendirmektedirler. Bu bağlamda, sinema, çağdaş toplumsal krizi, kargaşayı, şiddeti ve parçalanmışlığı yansıtmada diğer tüm sanatların önüne geçmiştir. Bu dönemde, gösterilenin ortadan kalktığı ve sürekli göstergeye öncelik tanınan bir çağda, yine Baudrillard’ın belirttiği gibi, gerçeklik kendini sinema aracılığıyla, kurgusal evrenle onarmaya çalışmakta ve ayakta kalabilmek için ise yeni mitler üretmektedir.
Bu çalışmada, bu büyük toplumsal dönüşümün tarihsel arkaplanı Homeros ve Cervantes'e kadar götürülmekte, bu kişilerin temel yaklaşımları ile Aydınlanmanın yükselişi ve düşüşü arasında paralellikler kurularak modern dönemde ortaya çıkan sosyo-kültürel dönüşümlerin ana kırılma noktaları açıklanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca, modern dönemin sosyo-kültürel gerçekliği içeresinde yaşanan söz konusu dönüşümlerin ‘postmodern’ dönem üzerindeki etkileri irdelenmekte ve neden, bu dönemde, sinemanın öne çıkan bir sanat olduğu sorusuna cevap bulunmaya çalışılmaktadır. Bu çerçevede postmodern sinemanın temel karakteristik özellikleri incelenmekte ve bu alanda öne çıkan bir alt tür olarak siberpunk (cyberpunk) bilim kurgu sineması ele alınmaktadır.[1]
Terry Gilliam, Brazil filminden bir kare, 1985
Yazar: Metin Çolak
Danışman: Prof. Dr. Zafer Özden
Yer Bilgisi: Ege Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı
Türü: Doktora
Yılı: 2006
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.