Grevdeki Renault fabrikası işçileri, Boulogne Billancourt, 27 Mayıs 1968. Fotoğraf: Bruno Barbey
Bu çalışmada Karl Marx’ın sermaye analizinden hareketle özgür zaman (freed time) kavramını geliştirmeyi amaçlıyorum. Marx’ın Grundrisse ve Kapital’de sunduğu kavram repertuarında boş zaman (leisure time), kullanılabilir zaman (disposable time) ve serbest zaman (free time) şeklinde üç farklı toplumsal artı-zaman türü vardır. Toplumsal emek belirlenimi açısından kullanılabilir zamanı yaratan, emeğin tarihsel gelişimi içerisindeki üretkenliğidir; bir başka deyişle teknolojik araçların gelişimiyle emeğin üretkenliğinin organik sentezidir (kapitalizmde göreli artı-değer yaratma süreçleridir!). Fakat kapitalist sınıf, toplumsal zamanının örgütlenmesine egemen olarak, kullanılabilir zamanı kendi boş zamanına (mutlak artı-değer yaratma süreçlerine!) çevirir ve böylece zaman sermayede ya da hiçkimsede cisimleştirilir. Boş zaman olarak kullanılabilir zamanı üreten şey kendi temelini tam da mülkiyet ilişkilerinde bulmuştur; bu yüzden kapitalist sistemde boş zaman burjuvazide kişileşmiştir. Fakat emeğin öznesi, emek-gücünden başka bir metası olmadığından boş zamandan dışlanır ve ona verilen artı-zamanı da yeniden-üretimin zorunluluğu olarak tecrübe eder. Demek ki çalışma dışı zaman bağlamında asıl sorun, kapitalist üretim ilişkilerinin özgür zamanın negatif biçimlerini dayatmasıdır. Özgür zamanın negatif biçimleri olarak kullanılabilir zaman, boş zaman ve serbest zaman, proleterin kendisinin üretmeye muktedir olduğu zamansal özgürleşmeye sermayenin kronolojik mantığı tarafından her gün her saat el koyulmasının asli biçimleridir. Serbest zaman herkesin zamanını tanır ancak onu radikal bir sapma olarak kuramaz. Bu yüzden serbest zaman, sermaye aksiyomatiği karşısında radikal bir dışsallık değildir. Serbest zaman hiçkimsenin ve bazılarının uzantısı olan herkeste kişileşir. Benim içinse asıl mesele özgür zamanın pozitif bir olanağını araştırmaktır, bir başka deyişle herkes olarak herkezin zamanını düşünmeye çalışarak özgür zamanın kavramını geliştirmektir. Burada şu soruyu sormalıyız: Marx’ın zaman ekonomisi kavramı buna gerçekten de imkân tanır mı? Clinamen’le kurulan özgür zamanın différance’ı (free-d) için en kritik sorun işte buradadır. Emek ve arzu arasındaki yeni bir dayanışma, sermayenin khronos’una ait olmayan özgür bir zamansallığı üretebilir mi, emek tam da kendi bedeninde bulunan canlı zamansallığı geri kazanabilir mi? Bana göre bunun için önce bir yıkım hareketi gerçekleştirilmelidir. İki tarihsel fenomenin eşzamanlı olarak ortadan kaldırılması gerekir: El koyulan özgür zamanın geri alınması ve emek ile arzu arasında yeni bir ittifakın kurulması. Ancak Marx’ın zaman ekonomisi dediği ve komünist düşünceye bütünüyle sirayet eden zaman mefhumunun sorunsalları ve elbette zamanın yabancılaşmış bir biçimi olarak tarihte işleyen zaman mefhumunun analizi, hem yeterince merkezi bir konu olarak alınmamış hem de Marx ve Engels’in metinlerinde kısmen örtük bir biçimde sergilenmiştir. Kuşkusuz burada Antonio Negri, Moishe Postone, Massimiliano Tomba ve Stavros Tombazos adlarını anmak gerekir. Fakat başta ortaya koymaya çalıştığımız sorunsalı kapitalist analitik, kurucu iktidar, fantazmagorya, soyut emek ve soyut zaman kavramları etrafında inceleyen bu düşünürler, Marx’ın sermaye analitiğindeki différance’ı, özgür zaman mefhumu üzerinden keşfetmeye girişmemişlerdir. Özgür zaman ne kullanılabilir zaman ne boş zaman, ne de serbest zamandır. Özgür zaman, sermayenin khronos’unun daha ilksel birikimden itibaren el koymaya başlayarak üretimin, dolaşımın ve birikimin zamanına çevirdiği hayat zamanıdır. Bu çalışma kapitalist zaman ekonomisine olduğu kadar herhangi bir başka mevcut veya muhtemel zaman ekonomisine de indirgenemeyen, sayılabilir ve ölçülebilir olmamakla birlikte sayılabilir ve ölçülebilir herhangi bir zaman tasarımının dahi kendisi temelinde kurulduğu virtüel bir zaman kavramının peşine düşmektedir. Giriş bölümü zaman ekonomisi kavramına dair güncel bir bağlamdan hareketle felsefi betimlemeler yapmakta ve birtakım diyagramlar aracılığıyla sorunsalın topolojik, tipolojik ve metodolojik motiflerini ortaya koymaya çalışmaktadır. İlk bölüm sermayenin üretim sürecinde toplumsal zamanının nasıl tasarımlandığı ve örgütlendiğine, ikinci bölüm ise dolaşım zamanı kavramına odaklanmaktadır. Marx’ın Kapital’inin ilk ve ikinci ciltleri eksenindeki bu tartışmalara dünyalaştırma, sermayenin ayna evresi, sermayenin kötü sonsuzu, sermayenin ebedi dönüş eğilimi gibi ilk kez bu çalışmada kullanılan birtakım kavramlar eşlik etmektedir. Bu kavramlar Marx’ın metnini yeni bir yaklaşımla okuma konusunda birtakım yollar açmaktadır. Betimlenen ve çözümlenen kapitalist zaman ekonomisinin sınırları üçüncü bölümde gösterilmekte ve buradaki kavram repertuarı, kullanılabilir zaman, boş zaman ve serbest zamandan oluşmaktadır. Son bölüm özgür zamanın kavramına odaklanmıştır. Bu bölümde epistemolojik perde olarak adlandırılan dogmalar şebekesinin özgür zamanın kavramını felsefi olarak nasıl örtbas ettiği incelendikten sonra, fazlanın politik ekonomisi, borç ve zaman ilişkisi, özgür zaman toplumu ve yaratıcı sapma kavramları ele alınmaktadır. Sonuç bölümü herkezin zamanı’nı yeniden felsefi düşüncenin gündemine getirmeyi amaçlamaktadır.
Yazar: Sercan Çalcı
Danışman: Dr. Öğretim Üyesi Güçlü ATEŞOĞLU
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe Anabilim Dalı
Türü: Doktora
Yılı: 2020
Bu teze Ulusal Tez Merkezi sayfasından ulaşıldı. Yukardaki metin tezin Özet bölümünden alındı. Görsel sonradan eklendi. Tamamını okumak için bkz. özgür_Zaman.pdf