Büyük Alman Sanatı sergisi, Alman Sanat Evi, Münih 1939.
Nasyonal sosyalist ideolojinin pratiğe döküldüğü III. Reich hakkında öteden beri yapılan siyasi alandaki araştırmaların yanında çeşitli disiplinler kapsamında araştırmalar da vardır. Nasyonal sosyalist kültür politikaları ve bu politikaların somut sonuçlarından olan nasyonal sosyalist sanat son yıllarda akademik çevrelerin üzerine eğildiği konulardan biridir. Nasyonal sosyalizm kendi ilkeleri doğrultusunda toplumu şekillendirirken kültürü ve sanatı olabildiğince kullandığı için bu alanda yapılan araştırmalar aynı zamanda dolaylı olarak ideolojiye yönelik araştırmalar olmuştur.
Nasyonal sosyalist düşüncenin temelinde var olan faşizm doğal olarak ideolojinin uygulama araçlarına da yansımıştır. Uygulanan yöntemler sürekli olarak tahakküme dayanmış, toplumu oluşturan bireylere kesinlikle kendilerine ait bir hareket alanı bırakılmamıştır. Faşist ideolojiler topluma güvenmezler ve bireyin özgür iradesini baskı altına alarak etken devlet/edilgen vatandaş ilişkisi altında insanı şekle sokulabilecek nesne olarak görürler. “Nasyonal Sosyalizmim Alman Sanatına Yansıması” başlığı altında III. Reich yönetiminin kültür politikaları incelenirken söz konusu uygulamaların doğasındaki faşizm sürekli olarak göz önünde tutulmuş, fakat akademik bir araştırmanın gerektirdiği nesnellik kaygısı ihmal edilmemiştir.
III. Reich’daki kültür politikalarının yanı sıra nasyonal sosyalist sanat da araştırmanın konusu olmuştur. Dönem sanatına eleştirel gözle bakıldığında nasyonal sosyalist kaygılarla üretilmiş eserlerin estetik açıdan başarısız olduğu görülür. Zaten söz konusu sanat eserlerinin bu araştırmanın konusu olmasının nedeni sanatsal değerleri değildir. Görsel ideoloji açısından değerlendirilebilecek olan bu eserler nasyonal sosyalist ideolojiyi anlamak için önemli birer araştırma nesnesidir. Dolayısıyla gerek resim sanatı gerek heykel sanatı bu açıdan değerlendirilmiş; işlenen konulardan yola çıkarak ideolojinin nasıl görselleştirildiği incelenmiştir.
Nasyonal sosyalist düşüncenin insana bakışı, hayatı nasıl yorumladığı dönem içinde yaratılan sanat eserlerinden somut olarak çıkartılabilir. Söz konusu ideolojinin doğayı yorumlayışı; insanı cinsiyetine göre ayrıma tutarak kadın veya erkek oluşuna göre hiyerarşik konumlandırmalarla değerlendirmesi; keza insan emeğini bile kendi içinde farklılaştırarak kategorize etmesi ve toplumu tümden militarize etmesi somut olarak sanata yansımıştır. Bu açıdan, sanat eserlerini estetik birer obje olarak değerlendirmenin yanı sıra birer bilgi objesi olarak da değerlendirmek gerekir. Nasyonal sosyalist sanat estetik kaygılarla değil epistemolojik açıdan değerlendirilmelidir. Nasyonal sosyalist sanatın sanat tarihine katkısı çok önemli değildir. Buna karşılık, bu dönem içinde yaratılan bütün eserler sosyolojik açıdan önemli birer araştırma nesnesidir.
Arno Breker Albert Speer’in büstünü yaparken, 1940.
Tezin, “Nasyonal Sosyalist Sanat” bölümü içinde sadece resim ve heykel sanatlarının incelenmiş olmasının nedeni nasyonal sosyalist ideolojinin en belirgin olarak bu sanat dallarına yansımış olmasıdır. Nasyonal sosyalist mimarlık da Nazizm hakkında fikir verebilir fakat doğa, emek, kadın, spor, savaş gibi geniş konu dağarcığını barındıran nasyonal sosyalist resim ve heykel sanatları Nazizmin dünya anlayışını çok daha ayrıntılı olarak ortaya koymaktadır.
Tezin hazırlanmasında, özellikle nasyonal sosyalist resim sanatı incelenirken görsel kaynak sıkıntısı yaşanmıştır. Teze konu olan resimlerin büyük bir kısmına ancak siyah-beyaz olarak ulaşmak mümkün olabilmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikan ordusu, Almanya genelindeki müze ve koleksiyonları tarayarak nasyonal sosyalist anlayışla yapılmış resimlere el koymuş ve bunları depolarda muhafaza etmiştir. Bazı tematik sergilerde gün yüzüne çıkan bu eserlerin oldukça sınırlı bir kısmının renkli görüntüsü bulunmaktadır ve kaynakçada belirtilen kitapların neredeyse hepsinde de aynı resimler renkli olarak verilmiştir. Günümüze kadar yapılmış araştırmaların çoğunluğunun nasyonal sosyalist sanat üzerine değil, nasyonal sosyalist kültür örgütlenmesine yönelik olmasının nedeni büyük olasılıkla araştırmacıların birinci elden görsel kaynaklara ulaşma zorluğudur.[1]
Yazar: Eralp Osman Erden
Danışman: Prof. Dr. Zeynep İnankur
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı / Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Bilim Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 2004