Frank Lloyd Wright, Şelale Evi, 1935-39.
1960larla beraber siyasetten ekonomiye, kültürden sanata hayatın her alanında modern toplumun kültürel mantığından belli bir kopuşun ifadesi olarak postmodernizm terimi telaffuz edilmeye başlandı. 20 yıllık bir postmodernizm deneyiminin ardından ise modernizmin yeniden dirildiği ya da aslında bir kopmanın olmadığı, modernlik ve modernizmin halen varlığını koruduğu yönündeki itirazlar gerek toplumsal alanda, gerekse mimarlık disiplini içinde önemli bir yer tutmaya başladı. Bu çalışma da, farklı alanlarda dile getirilen ve temel olarak postmodernizmin öne sürdüğü kopuşun bir yanılsama olduğu ve halen 17. yüzyıldan beri devam eden ve modernleşme olarak adlandırılan bir sürecin içinde olunduğu argümanına dayanmaktadır. Ancak ortadaki sorunu kabaca modernizm/postmodernizm karşıtlığı olarak algılamak, her geçen gün daha karmaşık bir görünüm kazanan modem toplumun doğasını da göz ardı etmek demektir. Postmodernizm, modernlik ve modernizm üzerine tekrar düşünmek için fırsat yaratmıştır. Bu nedenle postmodernizm, modernizmin karşıtı olarak alınıp reddedilmek yerine; içinden geçilmeli ve yüzyıl sonuna gelinen bir dönemde, 20. yüzyıla özgü bir modernist bilinci kurabilmek için itici güç olarak değerlendirilmelidir.
Bu çalışma, benzer çalışmalarda olduğu gibi giriş-gelişme sonuç bölümlerinden oluşmamaktadır. Kendi içinde bağımsız üç bölüm bulunmaktadır. Her bölüm tek başına ve ayrı okumalara olanak vermekle beraber, son kertede, yukarıda öne sürülen argümanın farklı boyutlarını ele aldığından bir bütünlük içerisindedirler. İlk bölüm olan "Postmodernite – Kopuş Efekti”nde, bugüne, postmodernizm perspektifinden bakıldı. Postmodernizmin ne olduğu, içinde barındırdığı farklı fraksiyonların konumlarını belirlemek ve bunlar arasındaki modernist unsurları bulup ortaya çıkarmak bu bölümün ana eksenini oluşturdu. "Modernite – Gerçek Kopuş" bölümünde ise bugün, sadece kendi içinde kalınarak değil, 17. yüzyıldan beri süregelen ve 20. yüzyılla beraber daha da keskinleşen bir sürecin parçası olarak değerlendirildi. Bu bölümün ana eksenini de, postmodernliğin aslında modernlik denilen bütünün bir parçası olduğunun ve modernlik tarafından nasıl kuşatıldığının gösterilmesi oluşturdu. Son bölüm olan "Modern Mimarlığın Süreklilikleri”nde ise diğer iki bölümden farklı olarak, mimarlık disiplini içinden konuşarak, mesleğin kendine özgü süreklilikleri gösterilmeye çalışıldı. Bu bölümde, mimarlığın asıl ürünü olan bina temel alınarak, modem mimarlığın ortak karakteristikleri ortaya kondu.[1]
Yazar: Hakkı Yırtıcı
Danışman: Prof. Dr. Atilla Yücel
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı
Türü: Yüksek Lisans
Yılı: 1996
[1] Bu metin, tezin Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde yayınlanan özetinden alınmıştır.