Hassan Fathy, Yeni Gourna köyü toplu konut projesi (1945), Luksor
Mimarlıkta çevreci yaklaşımlar, mimarlık kuramında doğa bağlamının tartışılmasıyla ilişkilidirler. Bu nedenle, Crutzen ve Stoermer’in ortaya attığı ve önce coğrafya kuramında sonra da felsefede doğa kavramının yeniden sorgulanmasına yol açan Antroposen kavramı, mimarlıkta çevreci yaklaşımları da değiştirme potansiyeline sahiptir. İnsanın, yaşadığı Dünya üzerinde mutlak etkileyici güç haline gelmesi ve insan etkisi dışında doğa olarak tanımlanabilecek bir sistemin tanımlanamaması anlamına gelen Antroposen, coğrafya kuramı içerisinde Antroposenik bir uzam tanımına yol açmaktadır. Kavram, Zizek ve Latour gibi filozofların kuramsal yaklaşımlarında ise şekil değiştirerek insan ve doğa arasında muğlaklaşmış sınırlar, insanın dünya üzerindeki özgürlüğü ve hatta modern insanın sürdürülebilirliğine uzanan bir perspektifte incelenmektedir. Tez, coğrafya-felsefe ara düzleminde oluşmuş bu kuramsal altyapı ile mimarlıkta çevreci yaklaşımların kuramsal altyapısı arasında ortak bir zemin oluşturmak hedefindedir. Bu ortak zeminin oluşturulması için tezde Antroposen kavramının mimarlık kuramında doğa kavramına bakış açısını değiştirme potansiyeli irdelenmiştir. Bu irdelemeyle oluşan bakış açısıyla mimarlıkta çevreci yaklaşımların doğa kavramına bakış açıları üzerinden bir model oluşturulmuş, mimarlıkta çevreci yaklaşımlar bu model kapsamında değerlendirilerek Antroposen bağlamında mimarlar, yapılar ve kuramsal yaklaşımlar üzerinden tartışılmıştır.
Model kapsamında çevreci yaklaşımlar “doğanın tasarımın ana ekseninde olması”, “doğa-insan birlikteliği” ve “doğadan kopuş: yapısalcı yaklaşımlar” olarak üç gruba ayrılmaktadır. Bu üç gruptan ilki olan “doğanın tasarımın ana ekseninde olması” mimarlığın ancak yalın bir doğa tanımı ve bu tanım bağlamında oluşturulmuş bir insan doğası betimlemesiyle yapılabileceği yönündeki mimari yaklaşımları tanımlamaktadır. İkinci grup olan “doğa-insan birlikteliği” ise modern insanın doğayla birlikte yaşaması tartışmasına odaklanmış mimari yaklaşımları tanımlamaktadır. Öte yandan üçüncü grup olan “doğadan kopuş: yapısalcı yaklaşımlar”, ilk iki yaklaşımda görülebilen doğayla ilişki kurma hedefinden vazgeçerek, insan kültürünün sürdürülebilirliğini ön plana almış teknolojik ve yapısalcı mimari yaklaşımları kümelemektedir. Tez kapsamında bu üç grupta tartışılmakta olan mimarlıkta çevreci yaklaşımların Antroposen tartışması içerisindeki kavramsal yerleri, kuramsal bir haritalamayla birlikte betimlenmektedir.
Çalışma kapsamında görülmektedir ki mimarlıkta çevreci yaklaşımların doğa bağlamı üzerindeki kavramsal tartışmaları, Antroposen kavramının tanımlanmasından çok daha erken dönemlere dayanmaktadır. Bu nedenle çevreci mimarlık yaklaşımlarının doğa kavramı üzerinden oluşturulmuş kavramsal haritalaması, çağdaş mimarlığa Antroposenik bir dünya tanımlaması için kuramsal bir kaynak oluşturmaktadır. Bu kuramsal kaynak dahilinde mimarlığın ve insanın ontolojik özgürlüğü ön plana çıkmakta, Antroposenik bir gelecek tanımlamasında bu kuramsal özgürlük hali bir soru işareti haline gelmektedir. Bu çerçevede tez, insan-doğa ilişkisindeki Antroposenik dönüşümü önlemeye yönelik oluşturulmuş kuramsal çerçeveleri, sürdürülebilirlik kapsamında tanımlanmış pragmatik çevreci yaklaşımlara karşı önermektedir.
Yazar: Can Boyacıoğlu
Danışman: Prof. Dr. Gülçin Pulat Gökmen
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı Mimari Tasarım Programı
Türü: Doktora
Yılı: 2017
Bu teze Ulusal Tez Merkezi sayfasından ulaşıldı. Metin, tezin Özet bölümüdür. Tamamını okumak için: antroposen.pdf